SUBÜ ekibi Elazığ depremi raporunu açıkladı!
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Deprem Çalışmaları ve Uygulama Merkezi, Elazığ'da meydana gelen 6.8 şddetindeki depreme ilişkin raporunu yayımladı...
Elazığ Sivrice'de meydana gelen deprem sonrası, SUBÜ Deprem Çalışmaları ve Uygulama Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Osman Kırtel: "Beton basınç dayanıklılığı testlerinden çıkan sonuçlarda, ilgili yönetmeliklerin, hatta 1975 Deprem Yönetmeliği'nin dahi koymuş olduğu sınıra yaklaşılamadığını gördük" dedi.
Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre; Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Deprem Çalışmaları ve Uygulama Merkezi Elazığ depremine ilişkin raporunu açıkladı.
Merkez müdürü Dr. Öğretim Üyesi Osman Kırtel, Sakarya Üniversitesi Esentepe kampüsünde düzenlenen "Elazığ Deprem Raporu ve Sakarya Deprem Değerlendirmesi" toplantısında yaptığı değerlendirmede, bölgede inceledikleri yapı stokunun beton kalitesinde ilgili standart ve yönetmeliklere uymayan karışımların yapıldığını ve beton içerisinde çok farklı çaplarda doğal malzeme kullanıldığını aktardı.
Kırtel, incelemelerde çoğunlukla nervürsüz yapı kullanıldığını ve yeterli seviyede pas payları bırakılmayarak donatının korozyona uğratıldığını ifade ederek, "Beton basınç dayanıklılığı testlerinden çıkan sonuçlarda, ilgili yönetmeliklerin, hatta 1975 Deprem Yönetmeliği'nin dahi koyduğu sınıra yaklaşılamadığını gördük." dedi.
Özellikle etriye donatısının, birçok kolonda sıklaştırma yapılarak kullanılma zorunluluğu olmasına rağmen kullanılmadığını belirten Kırtel, yönetmeliklerin öngördüğü kanca ve bağlamaların yapılmadığını, ayrıca kolon donatılarında kenetlenme ve bindirme boylarının yetersiz ve bazılarında hiç bulunmadığını belirlediklerini söyledi.
Kırtel, birçok yapının zemin ve bodrum katlarında taşıyıcı elemanlara hasar verilerek, özellikle tesisat döşemelerinde kirişler, perdeler, kolonlar kırılarak tesisat borularının geçirildiğine değinerek, donatı yerleştirilmesiyle ilgili vibrasyonsuz donatı döküldüğü ve segregasyon (ayrışma) sorunlarının ortaya çıktığını belirtti.
Yığma yapı stoku incelendiğinde ise bu türden birçok yapının mühendislik hizmeti almadığına ve alelade şekilde inşa edildiğine dikkat çeken Kırtel, "Ortaya çıkan tabloya baktığımızda, malzeme kalitesi, işçilik uygulamaları ve denetim yetersizliğinden kaynaklı can kaybının meydana geldiğini gördük." diye konuştu.
"Sakarya'nın vakit kaybetmeden depreme hazırlıklı hale getirilmesi gerekiyor"
SAÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Çağlar da Türkiye'de yaşanan depremlerin ardından yapılara ilişkin benzer sorunların afet bölgelerinde görüldüğünü aktardı.
Mevcut yapıların bir an önce depreme dayanıklı hale getirilmesi gerektiğine vurgu yapan Çağlar, "Bu riskin belirlenmesi ve azaltılması gerekiyor." dedi.
Çağlar, Sakarya ölçeğinde bakıldığında da hem depremselliği hem de zemin yapısı dikkate alındığında kentin özel bir konumunun olduğunu belirterek, "Deprem Yalova, Bolu veya İstanbul'da da olsa Sakarya muhtemelen çok fazla etkilenecek. Dolayısıyla Sakarya'nın vakit kaybetmeden bu sorunları gidermesi, iyileştirme çalışmalarını bir an önce tamamlaması ve depreme hazırlıklı hale getirilmesi gerekiyor." diye konuştu.
Birçok ilde gerçekleştirilen deprem senaryolarının bir an önce Sakarya'da da yapılması gerektiğine söyleyen Çağlar, "Zemin özelliği bilinerek, üzerindeki yapı envanteri çıkarılarak olası deprem etkisi altında hasarın nerede yoğunlaşacağı ve ne büyüklükte olacağını ortaya çıkaran bu çalışma bir an önce Sakarya'da yapılmalı." dedi.