23 / 12 / 2024

Şükrü Genç: 2b arazileri ayrı ayrı kategorilendirilmelidir!

Şükrü Genç: 2b arazileri ayrı ayrı kategorilendirilmelidir!

Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, her arazinin 2b kapsamında değerlendirilemeyeceğini söyleyerek, "2b çok geniş kavram, kategorilendirilmesi gerekir." dedi...




Sarıyer, İstanbul'un özellikle 2B, üçüncü köprü ve havalimanı ile kentsel dönüşüm gündemini tüm hızıyla yaşayan ilçelerinden. Aynı kanıyı Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç de taşıyor. Şükrü Genç, her arazinin 2B kapsamında değerlendirilemeyeceğini söyleyerek, "2B çok geniş bir kavram kategorilendirilmesi gerekir" dedi


1984 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı bir ilçe belediyesi hâline gelen Sarıyer'in sınırları, aradan geçen 29 yıllık süreçte sanırız en çok geçen yıl tartışma konusu oldu. Şişli Belediyesi'nden alınan üç mahallenin (Ayazağa, Maslak ve Huzur Mahalllesi) dahil edildiği Sarıyer, günlerce tartışmanın odağında yer aldı. Şimdilerde söz konusu mahalle kavgası durulmuş gibi görülse de Sarıyer'de gündem yine de çok hareketli. Üçüncü havalimanının en önemli geçiş bölgelerinden olan ilçe, aynı zamanda kentsel dönüşüm ve 2B uygulamaları ile de yoğun bir hareketlilik yaşıyor. 


Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, sorularımıza şu yanıtları verdi: 


Ayazağa ve civarının Sarıyer'e katılmasının, ilçede kentsel açıdan nasıl bir gelişmeye yol açacağını düşünüyorsunuz? 


Maslak Bölgesi, ticaret ve hizmet sektörünün yoğun yer aldığı merkezi iş alanları ile tanınıyor. Küresel şirketlerin yoğunluğu da çok fazla. İmar faaliyetlerinin harekeüi ve ticari hacim büyük. Emlak ve vergi gelirleri açısından da oldukça önemlidir. Uluslararası ölçekte dünya ile ilişkilerin kurulduğu bir bölge. Bu bağlamda Sarıyer için dünyaya açılan kapımız olacağı şüphesizdir. 


Ne kadarlık bir büyüklük Sarıyer'e dahil oluyor ve özellikle kurumsal/şirket açısından nasıl bir bilanço devri söz konusu olacak? 


Şişli ilçesinden koparılıp Sarıyer'e bağlanan alan Ayazağa Mah., Maslak Mah., Huzur Mah., ve Askeri Bölgeyi içermekte olup yaklaşık 2430.88 hektarlık bir alanı kapsıyor. Bu bölgede yüksek katlı ofis, otel, bankalar, rezidanslar, uluslararası şirketlerin genel müdürlükleri yer alıyor. Ayrıca Türkiye'nin en büyük sanayi sitesi olarak bilinen Atatürk Oto Sanayii'nde bin 837 dükkan ve atölye hizmet vermektedir. Devir işlemleri 2014 yerel seçimlerinden sonra gerçekleşeceğinden kesin bilançonun söylenebilmesi şu aşamada zor. 


Üçüncü Köprü projesinin Sarıyer'e katkısı ve yaşatabileceği olası olumsuzlukları hakkında görüşlerinizi alabilir miyiz? 


Üçüncü Köprü projesi olarak bilinen Kuzey Marmara Otoyolu Projesi, metropolün makroformunu, ulaşım ilişkilerini, yerleşmelerin yoğunluklarını ve kentin gelişme yönünü etkileyecek bir proje. Proje istikametinin İstanbul'un ve ilçemizin kuzeyinden geçmesi nedeniyle İstanbul'un akciğerleri olarak nitelendirilen kuzey ormanları üzerine doğru yerleşme yönünü tayin edeceğinden bu proje bir tehdit projesidir. Bizim bölgemiz çok nadir bölgeler olan yaban hayatı koruma alanları, su havzaları ve su bentlerinin olduğu bir bölgedir. Doğal yaşam alanlarını tehdit etmektedir. Bu proje salt bir mühendislik projesi olarak düşünülmüş şehircilik bilimi açısından irdelenmemiştir. 


2B yasasının en çok harekete geçirdiği ilçeler arasında yer alıyorsunuz, bu konuya ilişkin yaşanan bu süreçte ortaya çıkan tabloyu aktarabilir misiniz? 


2B alanlarının kategorize edilmesi gerekir. Bu alanları barınma amacıyla kullanan vatandaşlarımız var, ekip biçen vatandaşlarımız var ve üzerinde faaliyet olmayan boş olarak duran alanlar var. Dolayısıyla iyi kritik yapılarak 2B alanları kendi içlerinde bir değerlendirilmeye tabi tutularak her 2B alanı satışa konu edilmemelidir. Örneğin 3 mahallenin üzerinde oturduğu Ümraniye İlçesi'ndeki 2B alanları ile Sarıyer-Beykoz'da yer alan 2B alanları aynı karakterli alanlar değillerdir. Barınma ihtiyacı ve tarımsal kullanım dışındaki 2B'lerin satışına olumlu bakmıyoruz. Bölgemizde ve İstanbul'un kuzeyinde bulunan 2B alanları, satışa konu edilecek türden alanlar değildir. 


Nasıl bir yöntem üzerinde durulmalıdır? 


Bölgemizde orman içlerinde ve dağınık vaziyette yer alması nedeniyle bu alanlar yapılaşmaya imara elverişli alanlar değildir. Sarıyer Belediyesi olarak üzerinde işgal bulunmayan 2B alanlarının orman alanlarından çıkarılmasına karşıyız. Bu alanlar tekrar orman alanlarına dâhil edilmeli ve 1'nci derece sit alanı kapsamına dâhil edilerek yapılaşmaya kapanmalı, bu alanların tekrar ağaçlandırılması sağlanmalıdır. 


Çünkü Sarıyer ve İstanbul'da imara açılabilecek alanlar zaten açılmış vaziyettedir. Bunun dışında bu alanlarında imara dâhil edilmesi nüfus ve yoğunluk artışı getirecek olup bu tür doğal ortamların taşıma kapasitesini zorlayacaktır. Özellikle İlçemiz, ilçemiz benzeri yerler (Beykoz...) ve İstanbul'un kuzey bölgesi hassas alanlar olup, bu alanların muhafaza edilmesi İstanbul ve geleceği için hayati önem taşımaktadır. 


Sarıyer, kıyı bölgesi hariç İstanbul'un en büyük gecekondu bölgelerini bünyesinde barındırıyor. Gecekonduların rehabilitasyonu konusunda gelinen nokta nedir? 


Sarıyer İlçesi Gerigörünüm ve Etkilenme Bölgeleri içindeki yapılanmaların yüzde 64'ü kamu arazileri üzerinde oluşmuştur. Nüfusun çoğunluğu kamu arazileri üzerinde yer alan gecekondu alanlarında yaşamaktadır. Sarıyer'de binaların yaklaşık yüzde 80'i ruhsatsız yapı ve gecekondulardan oluşmaktadır. Dönüşüm konusunda gecekondu mahallelerinin özgün koşullarına uygun senaryolarımız ve alternatif çözüm önerilerimizi oluşturduk. Öncelikle müdahale edilmesi gereken alanlar tespit edilmiştir. 


İlk etapta hangi lokasyonlar uygulamaya alındı? 


Gecekondu alanlarının depreme dayanıklı hale getirilebilmesi, yerinde dönüşümün sağlanabilmesi için parsel bütününde blok etütleri yapılarak hak sahipliliği oranında kat mülkiyeti esasına göre tapulandırılabilmesi için öncelikli 3 mahallemizde proje çalışmaları sürdürülüyor. Bu mahallelerimiz Boğaziçi öngörünüm gerisinde kalan Çamlıtepe Mahallesi, Pınar Mahallesi ve Fatih Sultan Mehmet Mahalleleri'dir. 


Sarıyer Belediyesi'nin kentsel dönüşüme bakışı uzlaşma, paylaşma ve yerinde dönüşümdür. Tüm insanlar gibi gecekondu alanlarında yaşayanlar da, sağlıklı bir kentsel çevrede yaşama ve barınma hakkına sahiptir. Dönüşüm alanları kesinlikle yaşayanı ile birlikte ele alınmalıdır. 


Mortgage


Geri Dön