Süleymaniye Camii'nin restorasyonu büyük ölçüde tamamlandı!
Restorasyonu büyük ölçüde tamamlanan Süleymaniye Camii'nin, Kurban Bayramı'nda yeniden ibadete açılması planlanıyor
Restorasyonu büyük ölçüde tamamlanan Süleymaniye Camii'nin, Kurban Bayramı'nda yeniden ibadete açılması planlanıyor.
Ancak yaklaşık 1,5 asır önce İtalyan Mimar Fossati'nin ana kubbeye çizdiği Barok-Rokoko süslemelerin kaldırılmaması yeni bir tartışma başlattı. İşlemelerin Mimar Sinan'ın felsefesine aykırı olduğu ve cami bütünlüğünü bozduğu belirtiliyor. Sanat tarihçileri ve mimarlar iskeleler sökülmeden ana kubbenin aslına uygun şekilde Osmanlı-Türk üslubuyla yeniden tezyin edilmesini istiyor.
Beş asırlık Süleymaniye Camii'nde ana kubbe dahil cami içi tezyini ilk olarak Mimar Sinan'ın arkadaşı, devrin baş nakkaşı Kara Memi tarafından yapıldı. Ancak zamanla dökülen bu kalem işleri kapatılarak ana kubbe Padişah Abdülmecit döneminde İtalyan mimar Fossati tarafından barok-rokoko üslubuyla tekrar tezyin edildi. Üç yıldır süren restorasyon kapsamında ise bu tezyinlerin barok-rokoko üslubuyla aynen bırakılması ya da 5 asır önceki haline çevrilmesi tartışması başladı. Restorasyonu biten camide şimdi gözler ana kubbede. Sanat tarihçileri ve mimarlar iskeleler kaldırılmadan ana kubbenin Osmanlı-Türk üslubuyla yeniden tezyin edilmesini istiyor.
Mimar Sinan'ın İstanbul'daki en muhteşem eseri olarak bilinen Süleymaniye Camii'nin restorasyonu tamamlanmak üzere; ancak İtalyan mimar Fossati'nin 1860'lardaki tadilatta ana kubbeye çizdiği barok-rokoko süslemeler yeni bir tartışma başlattı. Üç yıldır süren restorasyon çalışmaları kapsamında ana kubbede yer alan ve Mimar Sinan'ın felsefesine aykırı şekilde cami bütünlüğünü bozduğu düşünülen barok ve rokoko usulü süslemelerin değiştirilmediği ortaya çıktı. Sanat tarihi uzmanı Prof. Dr. Gönül Cantay'ın muhalefetine rağmen barok kalem işlerinin camide esas teşkil edecek biçimde kalıcı olarak sunulması yönünde karar veren Süleymaniye Camii bilim kurulu, bu uygulama için Anıtlar Kurulu'ndan izin almadı. Bilim kurulunun yalnızca revaklı avludaki kapı üzeri kubbeleri ve son cemaat yeri kubbelerindeki kalem işleriyle ilgili onay aldığını belirten bir yetkili; 'Esas olan, bilim kurulunun ana kubbedeki tezyinatla ilgili bir veya birkaç öneri sunması; ama son kararı Anıtlar Kurulu'nun vermesidir. Ancak konuyla ilgili Anıtlar Kurulu bilgilendirilmemiş ve kuruldan herhangi bir karar çıkmamıştır, dolayısıyla Anıtlar Kurulu by-pass edilmiştir.' diye konuşuyor.
Mevcut süsleme bu esere yakışmıyor
Süleymaniye'de üç yıldır devam eden restorasyonun son üç ayında kalem işleri danışmanı olarak görev alan nakkaş Semih İrteş de mevcut süslemenin Süleymaniye gibi bir esere kesinlikle uygun olmadığını söylüyor. Süslemenin kubbeyi caminin estetiğine aykırı olacak biçimde basık gösterdiği görüşünde. 19. yüzyılda İstanbul'daki bütün yapıların elden geçtiğinin ve tamiratın o dönemin modasına uygun olarak Batı üslubunda yapıldığının altını çizen İrteş, bugün bu yanlıştan dönülebileceğine ve ana kubbenin Mimar Sinan dönemindeki klasik nakışlarla tezyin edilebileceğine dikkat çekiyor. Fossati'nin süslemesinin ince bir bölümü açıkta kalacak şekilde kapatılmasının restorasyon ilkelerine aykırı olmadığının da altını çizen Semih İrteş sözlerini şöyle sürdürüyor: 'Ana kubbede bugün artık izine rastlanmayan nakışlar Kanuni'nin baş nakkaşı ve Mimar Sinan'ın arkadaşı Kara Memi'ye aittir. Onun üslubu cami içinde aşikar biçimde görünmekte. Biz bu üslubu bilirken hatta Süleymaniye için tutulan masraf defterlerinden yola çıkarak kubbedeki tezyinatın ne kadar olması gerektiğini bile hesap edebilirken ana kubbe için fevkalade bir restitüsyon yapabilirdik.' İskeleler inmeden çalışma yapılmalı Restorasyonun hat danışmanlığını son aylarda üstlenen Prof. Hüsrev Subaşı da, musikÜ®den şiire nice esere ilham veren Süleymaniye'nin kıyamete dek görülmeye değer güzellikte anıtsal bir eser olduğunu hatırlatıyor. İskeleler inmeden kubbenin orijinal haline getirilmesi gerektiğini anlatan Subaşı, 'İskeleler indikten sonra tekrar kurulması çok zor. Ana kubbe tamamlandı, iskele inmeye başladı. Tabii ki 1958 restorasyonunda ortaya çıkarılan mevcut klasik tezyinatla 1860'ların modasını yansıtan Fossati süslemeleri arasında bir felsefÜ® uyum ve tezyÜ®nÜ® bütünlükten söz edilemez. Keşke daha önceden bir çözüm bulunabilseydi. Bir başka Süleymaniye daha yok çünkü...'
Süleymaniye için kendi dönemine en yakın tezyinatı uygun bulanlardan biri de yüksek mimar Prof. Suphi Saatçi. Sadece Süleymaniye'nin değil, klasik dönem camilerinin çoğunun barok süslemeyle allak bullak edildiğini söyleyen Saatçi; 'Fossati'nin çizimi elbette tarihi değer taşıyor, ama Süleymaniye'nin özgünlüğü açısından önemli olduğu söylenemez. Kapatılarak koruma altına alınmalı ve tezyinatta orijinale yaklaşılmalıdır.' diyor.
Zaman