Sektörel

Sürdürülebilir inşaatın yolu çelik yapılardan geçiyor!

Sürdürülebilirliğin önem kazanmasıyla birlikte dünyada çelik yapılara talep arttı. Sürdürülebilir inşaatın yolu ise modüler çelik yapılardan geçiyor.

Sürdürülebilirliğin önem kazanmasıyla birlikte dünyada çelik yapılara talep arttı. Amerika ve İngiltere’de yapıların yaklaşık yüzde 50’si, Almanya ve Fransa’da yüzde 30’u, İran’da ise yüzde 50’sinden fazlası çelik taşıyıcı sistemle inşa ediliyor. 

ÇELİK YAPI SEKTÖRÜ YENİ PAZAR ARAYIŞINA GİRDİ

Özellikle de işlerin maksimum seviyede fabrikada yapılıp sahada tamamlandığı “off-site construction” yöntemi sürdürülebilirliğiyle öne çıkıyor. Toyota “just in time” anlayışıyla kurduğu Toyota House, İkea ve Skanska hayata geçirdikleri Boklok, Tesla da Boxable ile modüler ev üretimine başladı.

Ancak, Türkiye’de inşaat hâlâ konservatif olarak görülüyor. TOBB’un “Çelik Yapı Sektörü Yeni Pazar Arayışına Girdi” başlıklı araştırmasına göre, Türkiye’de konutların yüzde 1 ile 1,5 kadarı yapısal çelik yapılardan oluşuyor.

Oysa çelik yapılar, sürdürülebilirliğin yanı sıra geleneksel yapılara göre, 7-10 kat daha hafif oldukları için bu oranda deprem kuvvetine daha az maruz kalıyor.

Endüstriyel ortamda yüzde 100 denetimle üretildiklerinden insan hatalarına karşı çok daha fazla güvenilirler. Geleneksel yöntemlere göre 2-3 kat daha hızlı elde ediliyor. Modüler çelik yapılarda bu hız yüzde 100’e varan süre avantajları sağlıyor. 

BEŞ OTOMOBİL HURDASI BİR EV EDER 

Türkiye’nin yapısal ve modüler çelik yapılarda öncü şirketlerinden, “off-site construction” markası Consera ve “Fabrikadan Halka” anlayışıyla hazır konut teslim eden, Türkiye’nin ilk endüstriyel konut markalarından Homera da ülkede sürdürülebilirliğe uygun yapı sistemlerini yaygınlaştırmak için çalışıyor.

Consera Kurucusu ve Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek, 2,5 milyon metrekarelik deneyiminden güç alarak 25 yıldır yapısal ve modüler çelik yapıların Türkiye’de yaygınlaşması için çalıştıklarını belirterek, şunları söylüyor: 

“Ülkemizde milyonlarca konut ihtiyacı bulunuyor ve bu sayı her yıl da artıyor. Bu noktada ihtiyaç geleneksel yöntemlerle karşılanacaksa, sürdürülebilirlik açısından önemli hatalar yapabiliriz.

Dönüşümü sağlamak için deprem sorununun yanı sıra iklim değişikliği ve diğer sürdürülebilirlik sorunlarına da odaklanmalıyız. Çelik yapılar, geri dönüşümlü oldukları için tekrar tekrar kullanılabiliyor.

Mesela, Maraş depreminde yüz binlerce bina yıkıldı ve bu yapıların molozları tabiatta koskoca yer kapladı. Amerika’da sıkça duyduğum bir ifade var: ‘Beş otomobil hurdası bir ev eder.’ Yapı malzemelerinin geri dönüşümünün ne kadar değerli olduğunu vurgulayan bir söylem.

Ancak Türkiye’de önyargılar, bilgi eksikliği, tüketim alışkanları gibi nedenlerle çelik yapılar yaygınlaşamıyor. Oysa Türkiye, çelik üretiminde dünya sekizincisi.

Dolayısıyla çelik yapıların yaygınlaşması için gerekli olan tek şey, alışkanlıkların değişmesi ve kamu desteği. İnşaat bizim için her şeyden önce ‘insan’ ve ‘memleket’ meselesi. Çalışmalarımıza tek hedefi kâr elde etmek olan bir ‘iş’ olarak bakmıyoruz, insanlara güvenle yaşayabilecekleri mekânlar tasarlamayı, sürdürülebilir bir inşa ve yapı üretim sistemini tüm ülkeye yaymayı amaçlıyoruz.” ifadelerine yer verildi.

İnşaat sektöründeki büyüme çelik yapılardan geçiyor!

Emekli ve asgari ücretlilere neden Temmuz zammı yok! İşte nedeni