26 / 11 / 2024

Tapuda hatalı satış!

Tapuda hatalı satış!

Hata, hile, ikrah nedeni ile iradesi fesada uğramış bir kişinin bunu öğrendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde satışın iptali istenebiliyor. İşte tapuda hatalı satış davaları...




Tapuda hatalı satış!

Hata, hile, ikrah nedeni ile iradesi fesada uğramış bir kişinin bunu öğrendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşmenin sonuçlarının iradesinin fesada uğradığını her türlü delille ispatı ile iptalini sağlaması mümkündür. Tapuda hatalı satış ile ilgili dava örneği aşağıda yer alıyor:


Tapuda hatalı satış davası..


T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/3828

K. 2003/4509

T. 16.4.2003

• TESCİL VE TAPU KAYDININ İPTALİ DAVASI ( Davacının Yapmış Olduğu Resmi Sözleşmede Yanlış İşlem Yapıldığından Bahisle Davalı Adına Olan Kaydın Silinmesini Talep Etmesi )

• HATA ( Davanın Hata Hukuksal Nedenine Dayanmış Olması )

• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Somut Olayda Bir Yıllık Hak Düşürücü Sürenin Geçmiş Bulunduğunun Yerel Mahkemece Gözetilmemesinin Hukuka Aykırı Olması )

• RESMİ AKİT TARİHİ ( Davacının Bu Tarihte Hata Olgusunu Bildiğinin Kabul Edilmesi )

818/m.31

ÖZET : davacının en geç söz konusu resmi akit tarihlerinde "hata" olgusundan haberdar olduğunun kabulü gerektiği, o tarihlerden davanın açıldığı 13.6.2000 tarihine kadar Borçlar Kanununun 31. maddesinde hükme bağlanan 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. 


Hal böyle olunca, davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerekir. 


DAVA : Taraflar arasında görülen davada; 


Davacı, davalı ile 14.10.1993 tarihinde yaptıkları resmi sözleşmede 178 nolu parseldeki 11 nolu dairesini davalıya satmak istediği halde hataen 7 nolu daire üzerinde işlem yapıldığını ileri sürmüş, 7 nolu dairenin davalı adına olan kaydının iptali ile kendi adına, 11 nolu dairenin de kendi adına olan kaydının iptali ile davalı adına tescilini istemiştir. 


Davalı, davanın yedi yıl sonra açıldığını, bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, bunun yanında yapılan işlemde bir hatanın söz konusu olmadığını ve davanın reddini savunmuştur. 


Mahkemece, taraflar arasındaki işlemde davacının esaslı hataya düştüğünün anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 


Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi Murat Ataker'in raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü: 


KARAR : Dava, "hata" hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir. 


Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. 


Dosya içeriği ve toplanan delillere, özellikle noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen resmi akit tablolarına göre;davacının aynı taşınmazda maliki bulunduğu dava dışı bağımsız bölümlerden birini 14.1.1994 tarih 87 yevmiye sayılı, diğerini de 1.7.1994 tarih 1236 yevmiye sayılı resmi akitlerde üçüncü kişilere satarak devrettiği ve bu resmi akitlerde eldeki davada gerçekte davalıya devretmek istediğini söylediği 11 nolu bağımsız bölümün kendisi üzerinde ipka edildiğinin de belirtildiği, dolayısıyla davacının en geç söz konusu resmi akit tarihlerinde "hata" olgusundan haberdar olduğunun kabulü gerektiği, o tarihlerden davanın açıldığı 13.6.2000 tarihine kadar Borçlar Kanununun 31. maddesinde hükme bağlanan 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. 


Hal böyle olunca, davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. 


SONUÇ : Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.4.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






Geri Dön