Tapuya güven ilkesi!
Tapuya güven ilkesi, Türk Medeni Kanunu kapsamında veriliyor. Kanuna göre, tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunuyor...
Tapuya güven ilkesi yargıtay kararı!
Tapuya güven ilkesi, Türk Medeni Kanunu kapsamında iyiniyetli üçüncü kişilere karşı başlığı altında veriliyor. Madde 1023'e göre, tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunuyor.
Tapuya güven ilkesi ile ilgili alınan yargıtay kararı şu şekilde sıralanıyor:
YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ
Esas No:2007/3141
Karar No:2007/7366
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki müdahil davalı Zafer vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacılar vekili avukat ile müdahil davalı vekili avukat geldi. Davalı Yaşar gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar ile müdahil davalı avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davada davacı arsa sahipleri ile davalı Yaşar arasında imzalanan 22.09.1992 tarihli kat karşılığı inşat yapım sözleşmesinin feshi ve davalıya tapuda devredilen arsa paylarının iptali ve davacılar adına tescili talep ve dava edilmiştir. Dava konusu 187 ada 1 ve 2 nolu parsellerin davalı yüklenicinin borcu nedeniyle icradan Zafer'e satılması üzerine sözleşmenin feshi ile ilgili dava müracaat bırakılmış, tapu iptal istemi ise davalı Zafer'e yöneltilmiştir. Davaya müdahale istemiyle katılan Zafer icrada satın aldığını, iyiniyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiş, mahkemece tapunun iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiştir. Karar Zafer tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davalı Zafer hakkındaki iptal kararı davalı Yaşar'ın eser sözleşmesinden doğan vecibelerini yerine getirmemesi ve tapuya hak kazanamaması dolayısıyla davalı Zafer'in de hak sahibi olamayacağı gerekçesine dayandırılmıştır. Oysa davalı Zafer, davalı Yaşar'ın yapacağı inşaattan daire satın alan kişi durumunda olmayıp icra yoluyla taşınmazı satın alan konumundadır. Tapu kayıtları üzerinde inşat şerhi bulunmadığından ve dava konusu parseller üzerinde hiçbir inşat faaliyetine girişilmediğinden davalı Zafer'in davacı ile davalı Yaşar arasındaki ilişkiyi bildiğinden sözedilemez. Davalı Zafer'in icradaki işlemler sırasında davacının zararına hareket ederek ve muvazaalı şekilde satın aldığı iddia ve ispat olunamamıştır. TMK'nın 1023. maddesinde tapu kütüğündeki kayda iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanımı halinde üçüncü kişinin bu kazanımının korunacağı, 1024. maddesinde ise yolsuz tescili bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişinin bu tescile dayanamayacağı hususları düzenlenmiştir. Davalı Zafer'in TMK'nın 1024. maddesi anlamında kötüniyeili üçüncü kişi olduğu kanıtlanmış değildir. Bu durumda davalı Zafer hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek davanın kabulü doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarı da açıklanan sebeplerle hükmün temyiz eden davalı Zafer yararına BOZULMASINA, 500,00 YTL duruşma vekillik ücretinin davacılardan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalı Zafer'e verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı Zafer'e geri verilmesine, 21.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
20. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/17668
K. 2012/2843
T. 28.2.2012
- TAPU KAYDININ MAHKEME KARARI İLE İPTALİ (Tazminat İstemi - Zararların Tazmininin Öngördüğü Şartların Bulunması Halinde Davacının Taşınmazı Kendisine Satan Kişiden Satıcının Tekeffülü Hükümlerine Göre Zararının Tazminini İsteyebileceği)
- TAZMİNAT İSTEMİ (Tapu Kaydının Mahkeme Kararı İle İptali - Doğan Zararlarının Tazmininin Öngördüğü Şartlarının Bulunması Halinde Davacının Taşınmazı Kendisine Satan Kişiden Satıcının Tekeffülü Hükümlerine Göre Zararının Tazminini İsteyebileceği)
- TAPU KAYDININ İPTALİ VE HAZİNE ADINA TESCİL (Tapu Kaydının Mahkeme Kararı İle İptali Nedeniyle Tazminat - Doğan Zararlarının Tazmininin Öngördüğü Şartlarının Bulunması Halinde Davacının Taşınmazı Kendisine Satan Kişiden Satıcının Tekeffülü Hükümlerine Göre Zararının Tazminini İsteyebileceği)
- SATICININ TEKEFFÜLÜ (Tapu Kaydının Mahkeme Kararı İle İptali Nedeniyle Tazminat - Doğan Zararlarının Tazmininin Öngördüğü Şartlarının Bulunması Halinde Davacının Taşınmazı Kendisine Satan Kişiden Satıcının Tekeffülü Hükümlerine Göre Zararının Tazminini İsteyebileceği)
ÖZET : Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali üzerine tapuya güven ilkesi gereğince Medeni Yasanın 1007. maddesi gereğince açılan tazminata ilişkindir. Medeni Yasanın iyi niyetle taşınmaz edinenlerin, tapu kaydının tutulması nedeniyle doğan zararlarının tazmininin öngördüğü şartlarının bulunması halinde davacının taşınmazı kendisine satan kişiden satıcının tekeffülü hükümlerine göre zararının tazminini isteyebileceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 12.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı Dursun tarafından istenilmekle, tayin olunan 28.02.2012 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden gelmedi, karşı taraftan Hazine vekili geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı gerçek kişi, 16.07.2009 günlü dilekçesiyle P… köyü 1724 sayılı parselin tapuda kendi adına kayıtlı olduğu, Hazinenin bu yerin kesinleşmiş 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili istemiyle açtığı davanın kabulüne, tapu kaydının iptaline ve Hazine adına tesciline ilişkin G... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/319 esas ve 2007/388 karar sayılı kararının Yargıtay denetiminden de geçtikten sonra kesinleştiği, tapu sicilinin tutulması nedeniyle zarara uğradığı 1.000.000,00.-TL zararın, Medeni Kanunun 1007. maddesi gereğince 14.10.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesini istemiştir. Mahkemece davalının taşınmazı satın aldığı tarihte tapu kaydının beyanlar hanesinde 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığına ilişkin şerh bulunduğu için davacının iyi niyetli olduğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali üzerine tapuya güven ilkesi gereğince Medeni Yasanın 1007. maddesi gereğince açılan tazminata ilişkindir.
Pelitli köyünde 1956 yılında yapılan genel kadastroda 1100 parsel sayılı 364 hektar 4800 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Mayıs 1946 tarih 19 nolu tapu kaydı ile Devlet ormanı niteliğiyle Hazine adına tesbiti kesinleşmekle tapuya kayıt edilmiş, ifrazen 1724 parsel sayılı 8980 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliğiyle ve toprak dağıtımı ile Hasan adına kayıt edilmiş, 12.11.1996 tarihinde tapu kaydının beyanlar hanesine taşınmazın 6831 sayılı Yasanın 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığına ilişkin şerh yazılmış, 09.12.2004 tarihinde Dursuna satılmıştır. Hazine tarafnıdan 25.04.2006 tarihli dilekçeyle, davalı sıfatıyla Dursun aleyhine P... köyü 1724 sayılı parselin 1940 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içindeyken, yörede 1980 yılında yapılıp kesinleşen 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili istemiyle dava açmış, G... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.10.2007 gün ve 2007/319-388 sayılı davanın kabulüne, parselin tapu kaydının iptaline ve 6831 sayılı Yasanın 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yer niteliğiyle Hazine adına tesciline ilişkin kararı, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14.10.2008 gün ve 2008/8716 - 13113 sayılı kararı ile onanıp karar düzeltme istemi de aynı Dairenin 10.02.2009 gün ve 2009/1594 - 1817 sayılı kararı ile red edildikten sonra kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli parsel tapuda Hasan adına kayıtlıyken beyanlar hanesine 12.11.1996 tarihinde 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığına ilişkin şerh yazıldığı, davalının bu şerhi bilerek 09.12.2004 tarihinde satın aldığı, tapu kaydında yer alan bu şerh nedeniyle, parselin Hazine ile ilgisinin olduğunu bilmediğini ve iyi niyetli olduğunu söyleyemeyeceği, Medeni Yasanın iyi niyetle taşınmaz edinenlerin, tapu kaydının tutulması nedeniyle doğan zararlarının tazmininin öngördüğü şartlarının bulunması halinde davacının taşınmazı kendisine satan kişiden satıcının tekeffülü hükümlerine göre zararının tazminini isteyebileceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre,
SONUÇ : Davacı tarafın yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden gerçek kişiye yükletilmesine, Yargıtay'daki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avuktalık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 900.00.TL. avukatlık ücretinin davacıdan alınarak, davalı Hazineye verilmesine, 28.02.2012 günü oybirliği ile karar verildi.