Teknoloji ile kapsayıcı ve sürdürülebilir kentleşme mümkün mü?
Yarının dünyasında öne çıkan kavramların başında sürdürülebilir şehirler inşa edilmeye başlıyor. Peki, teknoloji ile kapsayıcı ve sürdürülebilir kentleşme mümkün mü? İşte detaylar...
"BARINMA HAKKININ EŞİT VE ERİŞEBİLİR OLMASI İÇİN ÇALIŞIMALIYIZ"
Tersine göç haberleri kamuoyuna yansısa da gerçekleştirilen araştırmalar ve nüfus değerlendirmelerinin kentlerdeki popülasyonun çok fazla bir rakama ulaşacağını ortaya koyduğunu kaydeden Mehmetcan Tufan, sözlerine şöyle devam etti: "Dünya nüfusunun 2030’da 8,5 milyar olması, 2050’de ise 9,7 milyara çıkması bekleniyor. Üstelik gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerdeki şehirlere baktığımızda dahi demografik yapı arasında ciddi farklar söz konusu ve bu durum kaynakların eşit dağıtılmasında önemli sorunları beraberinde getiriyor. Gayriresmî yerleşim yerleri veya yetersiz konutlarda yaşayan şehir nüfusunun oranını da ele aldığımızda sürdürülebilir bir şehir düzeni için çok daha erişebilir bir mekanizma kurmalıyız. Herkesin güvenli konutlara ve temel ihtiyaçlara erişmesi elzem. Kapsayıcı ve sürdürülebilir kentleşmenin geliştirilmesi için planlama içinde yapı teknolojilerine büyük görev düşüyor. Bu anlamda erişilebilir ve güvenli konutların artırılması gerektiğine inanıyor, konuyla ilgili olarak üzerimize düşeni yapıyoruz."
“BİNALARIN DAYANIKLILIK PERFORMANSI ARTTIRILMALI"
Sürdürülebilir şehirler söz konusu olduğunda sanayi faaliyetleri, nüfus, mevcut kaynaklar ve ekolojik etkileşim gibi birçok parametrenin devreye girdiğini ifade eden Tufan; "Titiz planlama ve düzenli yatırımların yapıldığı yaşanabilir kentlere ihtiyacımız var. Şehirlerin gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için sürdürülebilirlik, sürdürülebilirlik içinse özellikle ülkemizde yapı güvenliği şart" dedi. Sözlerine devam eden Tufan "Dünyanın en aktif fay hatları üzerinde konumlanan Türkiye, deprem gerçeğini en yakından deneyimleyen ülkeler arasında yer alıyor. Mevcut binaların dayanıklılıklarının artırılması ve yeni inşaat projelerinin yenilikçi teknolojilerle inşa edilmesi gerekiyor. Bu noktada ise devreye inovatif ve modern inşaat teknolojileri giriyor. Hilti olarak geleceğin güvenli yapıları, ajandamızın en önemli gündem maddesini oluşturuyor. Geliştirdiğimiz inşaat teknolojileri ile kentlerin yaşam alanı olarak varlığını sürdürebilme yeteneğini artırmak için çalışıyor ve yapı güvenliğini sağlayacak çözümler sunuyoruz. Kentsel dönüşüme giren ülkemizdeki yapı stokunu koruyacak ve güçlendirecek bütünsel bir yaklaşım sunuyoruz" diye kaydetti.
SÜRDÜRÜLEBİLİR ŞEHİRLER İÇİN GELİŞMİŞ İNŞAAT YEKNOLOJİLERİ SUNUYOR!
Hilti olarak yeni yapılacak binalardaki düzenlemelerin maksimum güvenlikte, eksiksiz ve hatasız bir şekilde yürütülmesi için BIM yani Yapı Bilgi Modellemesi çözümünü sunduklarını kaydeden Mehmetcan Tufan; "Bu yöntem sayesinde profesyoneller, projenin ilerleyen süreçlerinde meydana gelebilecek sorunları daha proje tasarım aşamasındayken görebiliyor. Hem işlerin tekrarlanması önleniyor hem de ilerleyen süreçlerde yapıların güvenlik sorunu yaşamasının önüne geçiliyor. Söz konusu mevcut yapılar olduğunda ise depreme karşı performans analizleri için kullanılan PS 300 Ferroscan cihazımız ile kolon ve kirişlerin içindeki donatıların derinlik ve çapını betona herhangi bir zarar vermeden tespit edebiliyoruz" dedi. Sözlerine devam eden Mehmetcan Tufan "Diğer bir cihazımız PS85 ile betonun içindeki donatıların yanında diğer tesisatları da görme ve yerini tespit etme şansı sunuyoruz. Mevcut bir binanın yeterli yapı güvenliğine ulaşması adına binanın taşıyıcı sistemlerinin iyileştirilmesinin de doğru ve güvenli şehirleşme adına çok önemli olduğuna inanıyoruz. Bu noktada devreye giren filiz ekiminde yeni tasarım metodu olan EOTA TR069, daha önce yönetmelik kapsamında olmayan filiz ekim işlerini kapsıyor ve binanın dayanıklılık performansının iyileştirilmesinde etkili bir rol üstleniyor. EOTA TR069’a uyumlu RE500 V4 ve HY200 V3 kimyasal ankrajlar ile güçlendirme projelerinde yer alarak ülkemize geleceğe uygun güvenli yapılar bırakmayı hedefliyoruz. İnovatif teknolojilerimizin yanı sıra ülkemizde deprem yönetmeliğinden önce yapılmış bina stokunun en kısa sürede ve optimum maliyetle dönüştürülebilmesi için İstanbul Teknik Üniversitesi ile bina güçlendirme konusunda bir proje yürütüyoruz. Depreme yönelik farkındalığın sağlanması amacıyla AFAD, AKUT ve Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) gibi ülkemizin önemli kurum ve dernekleriyle de iş birliği yapıyoruz" diyerek açıkladı.