28 / 09 / 2024

Tophane'de atılan taşlar Başbakan'ın villasına atıldı!

Tophane'de atılan taşlar Başbakan'ın villasına atıldı!

Necati Doğru Sözcü Gazetesi'ndeki bugünkü köşesinde "Villasını uyuttuğunu sanıyor!" başlıklı yazıyı kaleme aldı




VİLLASINI yazmayacaklarına söz vermiş oldular. Nasıl oldu da; ailesiyle birlikte; kapalı havuzlu, lüks malzemeden yapılı, musluklan som değil ama altın suyuna batmış 500 metrekare genişlikte, 3 katlı villalara taşındı.
Hesabını veremedi.
Onlar da sormadılar.
Gazetelerin genel yayın müdürleri, TV'lerin haber merkezi şefleri, halka mal olmuş haber sunucular (anchorman) "bize de bir anlatın; villanıza ne kadar kira ödüyorsunuz?" diyemediler.
Yayın Müdürleri ve anchorman'lar!
Açlıktan nefesleri kokuyordu.
Hepsi villa düşkünü oldu.
Başbakan yakında, gizli-saklı olarak, basın patronlarını da Dolmabahçe Sarayı'na bitişik çalışma odasına "kahvaltıya" çağıracaktır.
Banş eli uzatacaktır.
Başbakan korkuyor.
"Yüzde 42'nin yüzde 58'den daha büyük olduğunu" düşünüyor. Bu yüzden; zaten villasının hesabını hiçbir zaman sormamış ve sormayacak olanlarla "kahvaltılı toplantılar" yapıp, banşma eli uzatıyor. Uzattığı el, oraya gelen gazete yöneticileri üzerinden "yüzde 42 Hayır" diyenleredir. Çünkü Başbakan'ın içinde büyüttüğü korkuya göre 42'i, 58'den büyüktür!

•  •  •

Kahvaltılı toplantıda konuştu.
"Teminatı benim..." deyiverdi.
Kendini öne koyuyor.
Kendini teminat veriyor.
"Hukukun üstünlüğü var; Tophane'deki olaydan endişe etmeyin, ürkmeyin, korkulara kapılmayın, teminatımız laik Anayasa'dır, kimse kimsenin yaşam tarzına müdahale edemez, edince karşısında hukukun üstünlüğünü bulur" demek yerine; "yaşam tarzının teminatı benim" diyor.
Nerde kaldı hukukun üstünlüğü!
Referandum söylemiydi.
Orada kaldı, öyle mi?
Villasını da uyuttuğunu sanıyor.
Basın sormaktan vazgeçse de; ona oy vermiş yoksul semt insanlan; "villaya taşındığını" unutmuyorlar. Tophane'de, galericilere atlan taşlar esasen "Başbakan'ın villasına" atıldı.

Tophane'dekiler, villalara çıkamadıklan için; villalı yaşamla özdeştirdikleri galeri önünde viski-bira içip sanat üzerine sohbet yükseltenlere; "mahallemizi günaha sokup cehennemlik etmeyin" diye taş-sopalarla saldınyorlar.
Aslında Başbakan'ı taşlıyorlar.
Villaya çıktın!
Mahallemize rakı sokuyorsun.
Tophanelilere; üç beş resimsever, onların içtiği üç-beş kadeh şarap, üç-beş mini etekli kadın vız gelir. Aslında Başbakan'a öfkeliler. Onun "hukukun üstünlüğü yerine kendi üstünlüğünü" koyduğu AKP belediyeciliği; Sulukule'de Taşlıtarla'da örnekleri görülen "mutenalaştıma projeleriyle" İstanbul'un seçkin turistik semtleri haline gelen mahallerin mülkiyet yapısını değiştiriyor. Yıllardır oturduğu evleri, dükkanlan, konutlan onların elinden alıyor, villalı yaşamın sahiplerine, kitabına uydurarak, transfer ediyor. Bu yüzden bana göre, Tophane kalkışması rakı üzerinden Başbakan'in villasınadır!
Anchorman anlayamaz!
Tophane anlar!
Villaya ne kira ödüyorsun!
Sözcü/Necati DOĞRU


Geri Dön