Trabzon Pazarkapı'da kentsel dönüşüm ne durumda?

Trabzon’un Pazarkapı Mahalle esnafı kentsel dönüşüm sürecini Taka Gazetesi'ne anlattı.

İşte o röportaj:

Dönüşüm projeleriyle Trabzon'un çehresi değişiyor. İzbe binalar yıkılıyor. Mezbelelik görüntüler ortadan kalkıyor. Bunu bir kez daha dolaştığımız Pazarkapı semtinde gördük ve gelecekte gençlerimize ve çocuklarımıza mutlu yaşam alanları kazandıracağını tespit ettik. Yavaş gelişse de olumlu şeyler oldukça umutluyuz. Mikrofon uzattığımız Trabzonlular umutlular. Yatırım yapmayı düşünen iş adamları, turizmciler, esnaflarımız umutlular. Evet, sizin için Pazarkapı’yı dolaştık. Önü açılan surları fotoğrafladık vatandaş ve esnafla konuştuk…

Buraları Darmadağın Yaptılar

Sami Akyol: Yıktılar buraları darmadağın yaptılar. Derin ve içte kalan bir yer burası. Çok yağmur yağdığında su baskınları oluyor ama kimse buralara gelip de bakmıyor. Burayı yıktılar ve dağıttılar. Güya bir şey yapacaklar ama ne gelen var ne giden. Neden durdurduklarını da bilmiyoruz. Yalvardık yakardık bu esnafın buradaki durumu ne olacak dedik. İşkence yaşıyoruz burada. Devletin burayı yıkıp yıkmayacağını da bilmiyoruz.

Zağnos Vadisi Gibi Olsun

Ferhat Kurt: Ben ilk önce belediye başkanına gidip başkanım Kırkmerpenlere hiç geldiğiniz yok dedim. Ben oraya çok geldim dedi. Oranın konularıyla Cengiz Çolak ilgileniyor, o gereğini yapacak dedi. Ne yapılacak onu da bilmiyoruz zaten. Burası tarihi Kırkmerpenler diye geçer, tarihi özellikleri olan güzel bir yer. En azından bir aşağıdaki vadi gibi olabilir. Yeşil alanlar parklar gibi olursa hem ticaret de gelişir hem turist de çeker. Buradaki yıkık alanı otopark olarak kullanıyorlar. Parasız olduğu için de önüne gelen günlerce arabasını buraya park ediyor.

Hızlandırılmalı

Temel Zengin: Belediye başkanı buralara uğramaz. Tek isteğimiz buraların bir an önce yapılıp düzelmesi. Buradaki çarpık görünüm bizim işlerimizi de etkilemeye başladı. Çünkü yıkık dökük bir yerden kim gelip de alışveriş yapar ki.

Ekmeğimizle Oynamasınlar

Yakup Çolak: Buralara gelip arabaları park ediyorlar ve bizim de önümüzü kesiyorlar. Biz burada kuyuda kaldık. Zaten işlerimiz iyi değildi. Bu sebeple de iyice battık.

O taşı iyice sermişler oraya nasıl olacak ne yapılacak kimsenin bir bilgisi yok. Bizim isteğimiz buraları düzenleseler, trafik araçları buradan bir kaldırsa, bizim de burada esnaf olduğumuz görünse iyi olmaz mı? Esnafız ve vergi veriyoruz. Adam buraya gelip aracını park ediyor. Biz park etme dediğimizde de siz ne karışıyorsunuz diyorlar. Tabii ki bir şey deme hakkımız yok ama ekmeğimizle de oynamasınlar. Burada zamanında mallarımız selde harap olduğu için rapor vermiştik. Geçtiğimiz yıl raporu Ankara’ya gönderdiler. Araştırdık ve sizin raporlar Ankara’da deyip duruyorlar. Hala raporlar Ankara’da duruyor. Bakalım ne zaman sonuçlanacak.

Kafamızda Soru İşaretleri Var

Asım Soyarslan: Ben burada taksi durağı işletiyorum. Buranın en büyük sıkıntısı yıkım olduktan sonra bol alana insanlar araçlarını gelişigüzel park etmeye başladılar. Hatta araç park etmeyin diye tabela astık ama kimsenin umurunda değil. Otopark gibi kullanmaya başladı herkes burayı. Rüzgâr estiği zaman ortalık toz duman olmaya başlıyor, bu yıkıntı yüzünden. Molozdaki yıkılan bu yeri kavşak yapacaklar diye duyduk. Biz de kafamızda soru işaretleriyle bekliyoruz.

Şehrin Aynası Burası

Sıtkı Temizel: Burası bence şehrin aynası konumunda. Gördüğünüz gibi işte aynaya bakın. Biz rüzgârla beraber toz toprak buradan kalkıyor. Her gün mağazaların içerisini süpürüyoruz. Aramalarımıza rağmen kimse gelip de bizimle ilgilenmedi. Ne toprak ne çakıl hiçbir şey dökmediler. Şimdilik geçici olarak bir çözüm bulunması gerekiyordu. Belediyeden geliyorlar ve buraya bakıp geçiyorlar. İlgilenmek için buraya bakmaya gelen yok. En azından komple bir kaldırım olarak alınsın.

Burası dağ başı değil, şehrin merkezi. Toz bulutunun buradan defedilmesi için bir çözüm bulunsun. Mal sahibiyim ve buralar yıkılacak diyorlar. Bizim amacımız şu; bir iş yeri yıkıyorlar ve mağduruz. Burayı yıktıktan sonra bize verilen parayla nereden dükkân alacağız. Eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ gelmişti. Durumu şu şekilde izah ettim; Bizim buradaki mağduriyetimiz şu dört tane dairemi hibe ediyorum. Bana Molozdan 150 metrekare dükkân lazım. Dairelerimi hibe edip dükkân istiyorum dedim. Verecekleri üç kuruş beş kuruş para. Her türlü bize verdikleri para bizim ihtiyacımızı karşılamıyor. Sanki buraya kasırga vurmuş gibi. O sebeple de bu durum işlerimizi etkiliyor.

Rögar Problemimiz Var

Buğra Katırcıoğlu: Bizim buradaki tek sıkıntımız rögar çukurumuz. Temizlenmiyor ve şikayetlerimizi gerekli yerlere bildirdiğimizde aldığımız cevaplar oldukça ukala. Sıra size de gelecek, biz devamlı oraya geliyoruz gibi cevaplar. Zabıtalara da söylüyoruz ama onların da ellerinden bir şey gelmiyor.

Ticaret Öldürülmesin

Murat İç: Harap olan evlerin yıkılmasına tarafız ama buradaki iş yerlerinin yıkılması ticaretin öldürülmesi çok da akıl karı bir şey değil. Surun içerisindeki tarihi evlere dokunulması doğru değil. Yıkılacaksa derme çatma evler var her yerde. Onlar yıkılsın ama ticari alanlara dokunulup ticaretin öldürülmesi hiç de doğru bir şey değil.

Ederi Kadar Değer Verilmiyor

Suat Bulut: Buraların yıkılması belki gerekebilir. Ama esnaflar ve dükkân sahipleri oldukça mağdur olur. Çünkü değerinde bir para verilmiyor. Artı esnaflar d kendi haline terk ediliyor. Nereye gidersen git hesabı oluyor. Masraflar karşılanmıyor. Devlet veya  TOKİ  tarafından yer tutulmuyor. Bu mağduriyetler giderilmiyor. Daireler değerinde gidiyor. Ama dükkânlarda çok mağduriyet var. Bugün devletin vermiş olduğu para 90 milyar para. Ve esnafa da bu yetmiyor.

TAKA/ELİF ÇELİK