Turizmde çözüm: Aylık kiralık oda!
Turizm sektörünün kötüye gidişi otel odalarını boş bıraktı. Turizmciler kısa vadeli çözümler üretiyor. Otel odalarının aylık kiraya verilmesi en iyi yöntem olarak görülüyor.
Dünyanın önde gelen veri ve analiz şirketlerinden STR Global’in Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) için hazırladığı rapora göre, geçen yıl Türkiye otel doluluk oranlarındaki yüzde 17.8 düşüş ile tüm Avrupa’da en büyük düşüş oranını gösteren ve yüzde 50.8 doluluk ile en düşük doluluk oranına sahip ülke oldu. 2015 yılında doluluk oram yüzde 61.7 olmuştu. Türkiye ayrıca fiyatlarda kayıp yaşamaya devam etti ve 2016 yılında, yüzde 39.5 düşüşle yine ortalama 39.5 euro’ya gerileyen oda gelirlerinde en büyük kaybı yaşayan ülke oldu. 2015 yılında bu rakam 65.3 euro idi. Antalya başta olmak üzere kıyı otelleri bu yıl için Rusya’dan talep patlaması beklerken, şehir otelleri hala net bir öngörüde bulunamıyor. Yaşanan terör olayları nedeniyle yurtdışından yeterince rezervasyon gelmiyor. Bu olumsuz tabloyu tersine çevirmeye çalışan oteller, boş kalan odalarını doldurmak için çeşitli alternatiflere başvuruyor. Otellerin açık kalabilmesi, elektrik, su, doğalgaz gibi sabit giderlerini karşılayabilmesi için para akışının olması şart. İstanbul’da hiçbir otel uzunca bir süredir giderlerini karşılayacak kadar gelir elde edemiyor, herkes zararda. Bu zararı minimuma indirgeyebilmek için de uzun konaklamalı satışlar yapmak için çabalıyorlar. Odaları aylık kiraya vermek de bu çabalardan biri. İstanbul’da birçok otelin en azından 2017 yazma kadar odalarını aylık kiralamaya başladığını daha önce yazmıştık. Özellikle üniversitelerin bulunduğu bölgelere yakın oteller, bir süredir öğrencilere odalarını kiraya veriyor. Öğrencilerin yanı sıra otel kiracıları olarak İstanbul’a tedavi olmaya gelen ve uzun süreli kalmak zorunda kalan hastalar ile yakınları ve iş adamları da dikkat çekiyor. Otelcilerin kısa vadeli olarak ürettikleri çözümlerin başında aylık kiralamaların yanı sıra toplantı ve organizasyonlar geliyor. Toplantı ve konferans salonlarını doldurmak üzere atağa geçen oteller, sadece toplantı değil, düğün, nişan gibi organizasyonlara da ağırlık veriyor.
"KONSEPT DEĞİŞİKLİĞİNE KARŞIYIZ"
Ahırkapı’daki Armada Hotel’in sahibi Kasım Zoto, bu dönemde otelini üçte bir fiyatına satmaya, yurda veya hastaneye çevirmeye çalışanlar olduğunu duyduklarını ifade ediyor. Zoto, odalarını aylık kiraya verenlerin sayısının her geçen gün arttığını kaydediyor. Bu tip aksiyonların otellerin formatını değiştireceğinin altını çizen Kasım Zoto, şöyle konuşuyor: “Odanı aylık kiraya verirsen, o misafiri lobide pijaması ve terliği ile görebilirsin. Bir şey söyleyemezsin, çünkü evi gibi davranıyordur, normaldir. Otellerin en önemli dekorasyonu müşterisidir. Bilhassa bizim gibi Tarihi Yarımada’da hizmet veren oteller, sadece konaklama değil o ülkenin kültürünü temsil eden yerler oluyor. Yani biz otel olarak konsept değişikliğine gidemeyiz.” Zoto, içinde bulundukları sorunu aşmak için çeşitli çözümler denediklerini anlatıyor. Böylesi kriz dönemlerinde işletmelerin konseptinde kısa vadeli değişikliklere gidilmesi gerektiğini vurgulayan Zoto, uzun vadeli değişiklikler yapılması halinde ise işletmenin yapısının değiştirmek zorunda kalınacağına dikkat çekiyor. Zoto, “Umut doluyuz, zamanını kestiremiyoruz ama otelimizin yeniden dolacağına inanıyoruz. Bu yüzden çok büyük konsept değişikliklerine gitmiyoruz” diyor. Şimdilik direndiklerini, tek çıkış kapılarının iç pazar olduğunu bildiren Zoto, toplantı, düğün, nişan, iş yemeği gibi organizasyonlara ağırlık verdiklerini anlatıyor. Bunları yaparken ana temayı bozmadan yapmaya çalıştıklarını söyleyen Zoto, bu şekil- de bir müddet daha dayanacaklarını ifade ediyor. Zoto, eskiden bütçelerinin yüzde 60-70’ini oluşturan dış pazarın yerini iç pazarın aldığını belirterek, “Şu anda yüzde 95 iç pazarla çalışıyoruz. Gerek online mecralarda gerek reklam vererek tanıtım yapıyoruz” diye konuşuyor.
ÖĞRENCİLERDEN SÜREKLİ TALEP YOK
Kadıköy’deki Hotel My Dora’nın sahibi Levent Erdoğan da turist yokluğunda odaların öğrencilere kiraya verilmesini İstanbul’daki çoğu otelcinin denediğini anlatarak, kendisinin de denediğini ancak talep görmediğini söylüyor. “Öğrenciler okullar açılmadan zaten konaklama sorununu çözüyor. Sürekli bir talep söz konusu değil” diyen Erdoğan, Hotel My Dora’nın odalarını kiraya vermek için online yabancı kanallar da dahil birçok kanaldan duyuru yaptıklarını ancak sonuç alamadıklarını ifade ediyor. Odaları öğrenciler haricinde başkalarına da aylık olarak kiralamayı dene- diklerini söyleyen Erdoğan, “Kira bedeli olarak aylık 3 bin TL gibi makul rakamlar vermemize rağmen, talep olmadı” diye konuşuyor. İstanbul’daki büyük otellerin çoğunun açıklarını toplantı organizasyonlarıyla kapamaya çalıştığını aktaran Erdoğan, iç piyasadan gelen talebi değerlendirdiklerini belirtiyor.
"RESTORANI SOKAKTA OLAN ŞANSLI"
Otel restoranlarının sokaktan müşteri çekip para kazanır hale getirilmesinin de çözüm olduğunu vurgulayan Erdoğan, “İstanbul’daki otel restoranlarının bugüne kadar hep kurgulanma şekli teras katlarıdır. Sultanahmet ve Sirkeci’de restoranı girişte olan birkaç otel dışında giriş katta restoranı olan otel sayısı çok az. Sadece onların sokaktan geçen müşteriyi çekme şansı var” diyor. Çok büyük ve lüks olanlar da dahil olmak üzere otellerin hep- sinin tasarruf tedbiri aldığım, “nereden, nasıl kısabilirim”in hesabını yaptığını söyleyen Erdoğan, “10, 20,100 TL’yi hesap eder hale geldik. Kimi otel kahvaltıda verdiği çeşidi azaltıyor, kimisi başka bir şeyden kısıyor. Ben de dahil çoğu kişi, örneğin portakal suyunun veya su böreğinin bana aylık maliyeti ne kadarmış bunu hesaplayıp kesiyorum” yorumunu yapıyor.
Para