Türkiye endüstriyel mutfakta İtalya’yı yakalamaya aday!
Tahsin Öztiryaki: Türkiye'de 3-4 bin euroya satılan ürün Avrupa'da 40 bin dolar. Avrupa'nın Çin'i değil bizim Avrupa'nın İtalya'sı olmamız gerekiyor
Türkiye endüstriyel mutfakta İtalya’yı yakalamaya aday
Firmamız paslanmaz çelik yokken bakır ve alüminyum ile başladı üretimine. Yaklaşık 70 ki¬şiyi istihdam eden 15 milyon TL cirosu olan bir şirketiz. Endüstriyel mutfağın işlediği en büyük metal paslanmaz çelik. Yüzde 90 oranında paslanmaz çelik kullanılıyor. Alüminyum ve bakır da kullanıyoruz. Ancak, bunların tamamı üretimimizin yüzde 10’unu oluşturmuyor. Paslanmaz çelik sacın Türkiye’de üretilmiyor oluşu bizim yıllardır süregelen en büyük sorunlarımızdan bir tanesi. İkincisi iş gücü kalitesi. Sek¬tör Avrupa’ya daha uygun ürünler üretmeye 2000’li yıllarda başladı. Bununla beraber ekstra iş gücü ve kaliteyi yakalayamadı. Her firma kendi personeline senelerce bu eğitimi verip onlara ciddi yatırım yapmak zorunda kaldı. Firmaların, eğitimleri de sektörün gelişimi ile birlikte yetmemeye başladı. Bundan sonra yapılan hatalar ve karsızlık bizim dünyada marka yaratmamızın ve uluslararası şirketler çıkarmamızın önüne gececiktir. Dördüncü sorunumuz ise dünyada endüstriyel mutfak Türkiye’de iyi üretilir algısını yaratacak çok sayıda firmaya ihtiyacımız var. Burada, firmalar çok fazla bunun bilincinde değil. Şu anda parçalanarak gelişen bir sektör olma yolunda gidiyor. Bu vizyonu çok fazla firma taşıyamıyor.’
Vadeler ve fazladan indirimler sektörü kârsızlaştırıyor
Her firma uluslararası pazarda yer bulmaya çalışıyor. Sektörde üretici olduğunu düşündüğümüz yaklaşık 500 firma var. Aşırı indirim ve vadelerde olanaklar sağlanması, müşterilere bir banka gibi yaklaşılması, firmaları zorluyor ve kârsızlaştırıyor. Dünyada İtalya’dan sonra İspanya vardı.Bugün Almanya dünyada en önemli üretici. Türkiye ise İtalya’nın ardından 3’üncü sırada yer alıyor. Türkiye bu noktada İtalya’yı yakalamaya aday. Avrupa hantallaşan bir pazar. İtalya ve Avrupa hantallaşırken Asya'dan önce onların üretimini yakalamalıyız. Bunu yakaladıkça pazarın kalitesi yükselecektir.
Türkiye gelişen sektörleri ile bir devlet hastanesi
Öztiryaki olarak bizim 220 milyon TL grup ciromuz var. 45 milyon dolar ihracatımız var. 107 ülkeye sürekli ihracat yapıyoruz. Hem ekipman hem set üstü bazında imalat yapı¬yoruz. Ürün çeşidimiz bir otelin Veya toplu hizmet veren bir yerin toplam ihtiyaçlarının yüzde 8’ine yakınım karşılayabiliyor. Bir numaralı ihracat ülkemiz Avrupa Birliği Ülkeleri, Uzakdoğu ve Arap ülkeleri ardından geliyor. 100’den fazla kişiyi Rusya’da çalıştırıyoruz, Şahti Kırasnodar’da. Romanya’da kendi şubemiz ve depomuz var. Azerbaycan’da bayimiz var, Kazakistan’da şubemiz var. Dünyanın çeşitli ülkelerinde projelere iştirak ediyoruz.
Türkiye’de bin 200 kişiye istihdam sağlıyoruz. Bunun 300’ü beyaz yakalı personelimizden oluşuyor. Türkiye’de bizim en üstün tarafımız, turizmdeki gelişim oldu. 1980’lerdeki turizm hamlesi ile Türkiye teşviklerle tanıştı ve turizme bağlı pek çok sektör devreye girdi.
Türkiye son 15 yıldır hem kültürel hem ekonomik anlamda inanılmaz bir değişim içinde.
Türkiye’de bakış değişti, pek çok ilde yeni oteller yapılıyor, oteller yenileniyor. Türkiye’de her şeyin kültürü değişiyor. 2012 yılına kadar Anadolu’da 3,5 milyar dolarlık 100 otel yapılacak. 4 bin 782 otel var buna 2022 yılına kadar 224 otel daha ilave olacak. Türkiye 5U an kendini aşmış vaziyette ve tüm zincirler Türkiye’ye gelmiş durumda. Ancak 4 yıldızlı yüzlerce otele ihtiyaç var. Türkiye zamanla yaşam standardını da geliştirdi. Burası aslında bizim için bir devlet hastanesi. Ne kadar çok iş olursa o kadar çok şey öğreniriz.
Her işe her özel ürüne özel firma oluşmaya başladı. Bu noktada kendine özel ihracatın da önü açılmış oluyor. Türkiye’de haksız rekabet de buradan kaynaklanıyor. Biz tekstilci ya da gıdacı firmalar gibi burada Türk malı satılamazı yaşatmadık. Sağlam imajı sağlamış vaziyetteyiz. Şimdi bu geçiş dönemine ihtiyaç var. Bu merpen altı yaşanacak, onlar da iyi mal üretecek hale gelecekler. Doğal olm uk bizim sayı olarak çoğalmamız gerekir.
Bizim dünyanın Çin’i değil, Avrupa’nın İtalya’sı olmamız gerekir
Teknoloji anlamında da bir noktaya gelebiliriz. Cevherden ulaşılacak paslanmaz çeliğe ulaşmak zorundayız. Türkiye’de 3-4 bin euroya satılan ürün bugün Almanya’da 40 bin dolara satılabiliyor. Çünkü onlar teknoloji anlamında başka bir yerdeler. Şu an yapılan yatırımlarla yassı çelik ihtiyacının yüzde 70’ini karşılayabiliyoruz.
Dünya Gazetesi