17 / 11 / 2024

Türkiye Mimarlığı'nda Modernizmin Yerel Açılımları

Türkiye Mimarlığı'nda Modernizmin Yerel Açılımları

"Türkiye Mimarlığı'nda Modernizmin Yerel Açılımları" konulu etkinlikler dizisinin 5'incisi, Dicle Üniversitesi (D.Ü) Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümünün ev sahipliğinde Diyarbakır'da gerçekleştirildi




DOCOMOMO (Documentation and Conservation of Buildings, Sites and Neighborhoods of the Modern Movement), Türkiye Çalışma Grubu'nun "Türkiye Mimarlığı'nda Modernizmin Yerel Açılımları" konulu
etkinlikler dizisinin 5'incisi, Dicle Üniversitesi (D.Ü) Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümünün ev sahipliğinde Diyarbakır'da gerçekleştirildi. Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası (TMMOB) Mimarlar Odası Diyarbakır şubesi işbirliği ile D.Ü Mimarlk fakültesinde düzenlenen toplantının açılışında konuşan DOCOMOMO Türkiye Eşbaşkanı Yıldız Salman, DOCOMOMO'nun 1990 yılında kamunun dikkatini 20. yüzyılda öne çıkan modernizme çekmek, modern mimarlık, tasarım, şehir plancılığı ürünlerini belgelemek amacıyla kurulduğunu belirtti.

Türkiye Çalışma Grubu'nun da 2002 yılında DOCOMOMO bünyesinde kurulduğunu, böylece Türkiye'deki modern mimarlık örneklerinin belgelenmesi ve korunması amaçlı bir girişimin başlatıldığını bildiren Salman, üniversitelerin, Mimarlar Odasının ve çeşitli mimarlık yayın organlarının da benzer girişimlerinin son yıllarda hız kazandığını ifade etti. Salman, şunları söyledi:

"Bu etkinlikleri 2004 yılından bu yana her yıl düzenli olarak gerçekleştiriyoruz. Ankara, İstanbul, İzmir, Kayseri ve Bursa'dan sonra bu yıl 5'incisini Diyarbakır'da gerçekleştiriyoruz. Toplantıda, farklı, o güne kadar
belki hiç fark edilmemiş, hiç üzerinde durulmamış bu dönem yapılarını tanıtan katılımcıların hazırladığı çalışmalar üzerinden Türkiye geneline yönelik bir modern mimarlık envanteri oluşturma çabasına da bir yandan katkıda bulunmuş oluyoruz. Çalışma grubumuz, özellikle modern dönemler yani 1920'ler 30'lu yıllar itibariyle ortaya çıkan yeni yapı tipleri, yeni yaşam biçimlerinin günümüze kalmış örneklerinin korunması ile ilgilenir. Çünkü çok klasik olarak 90'lı yıllara kadar koruma dediğimiz zaman günümüzden 100 yıl öncesine kadar ve daha
eski dönemlerin kültür varlıklarının korunması ya da onların restorasyonu söz konusuydu. Yapılması gereken günümüzde varlık ve mevcudiyetini sürdüren yapılardan, korunması gerekenleri önceden belirleyip, 'Korunması Gereken Kültür Varlıkları' kapsamına almaktır. Böylece bir önceki dönemde düşülen hatayı tekrarlamamış oluruz."
Salman, Diyarbakır tarihinin çok zengin ve tarihi zenginliğe sahip illerin birçok açıdan avantajlı olduğunu belirterek, "Çünkü bir Artuklu bir Osmanlı dönemi geçmişi itibariyle o kadar kuvvetli ki çok daha yakın dönem yapıları dikkatten kolaylıkla kaçabiliyor. Ya da ötekilerin yanında çok sönük kalabiliyor. Bunların da kültür varlığı olduğunu anlatmak diğerlerinin yanında kolay olmuyor. Bu nedenle toplantının Diyarbakır'da yapılması son derece önemli" dedi.
Daha sonra söz alan Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Başkanı Ramazan Karaşin, Diyarbakır ve çevresinin tarih öncesi dönemlerden itibaren her devirde önemini koruduğunu, Anadolu ile Mezopotamya, Avrupa ile Asya arasında doğal bir geçiş yolu, bir köprü görevi yaptığını, bu nedenle çeşitli uygarlıkların tarihi ve kültürel mirasını bugüne kadar taşıdığını söyledi. Karaşin, Diyarbakır'ın bugün surları, camileri, kiliseleri, hanları ve evleri ile bu güne ulaşan kentsel SİT alanı ile aynı zamanda sur dışına taşan 1900'lü yıllardan sonra yapılan yapılar ile modern mimariye de sahip bir kent olduğunu ifade etti.
Toplantıda, Diyarbakır'daki dönem yapılarının, 1920'li yıllardan başlayarak 1970'li yılların sonuna kadar poster sunuşları ile incelendiği toplantıda, eski yapılar arasında yer alan ve 1930'lu yıllarda inşa edilen, bugün Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon ve Anadolu Ajansı Bölge Müdürlüğü olarak hizmet veren bina da tanıtıldı.
AA

Geri Dön