10 / 09 / 2024

Türkiye'de devletin mülkiyet oranı yüzde 60!

Türkiye'de devletin mülkiyet oranı yüzde 60!

Antalya Defterdarı Hidayet Mat, kamu taşınmazlarının yatırımlara tahsisinin önemini anlattı

 



Antalya Defterdarı Hidayet Mat, Türkiye'de bulunan yüzde 60 oranındaki hazine arazisinden yüzde 22'sinin ekonomiye kazandırılması halinde kişi başına düşen milli gelirin yaklaşık 30 - 35 bin dolar seviyesine çıkacağını bildirdi.

Alanya Ticaret ve Odası'nda yatırımcılara, yeni teşvik sistemi ve kamu taşınmazlarının yatırımlara tahsisinin önemini anlatan Mat, 2009 yılı verilerine göre ülke ekonomisini değerlendirdi. Kamu taşınmazlarının müteşebbislere tahsisinin ekonomiye katkısındaki önemini vurgulayan Mat, Türkiye'de devlet mülkiyeti oranının yüzde 60 olduğunu belirtti.

Atıl durumda bulunan hazine arazilerinden yüzde 22'sinin özel mülkiyete satışının gerçekleştirilebileceğini ifade eden Mat, şöyle konuştu:

"Dünya genelinde 154 ülkenin mülkiyet dağılımı hakkında inceleme yaptım. Ülkelerin mülkiyet yapısını incelediğimde, devlet mülkiyet oranını özel mülkiyet oranıyla karşılaştırarak, kişi başına düşen milli gelirle değerlendirdim. Bu sonuca göre bir ülke, atıl devlet arazisini özel müteşebbislere vererek ekonomiye kazandırdığı zaman, ekonomileri ve yaşam seviyeleri gelişiyor. Avrupa ve Amerika kıtasına baktığımızda özel mülkiyet oranı, devlet mülkiyet oranından çok yüksek. Ortalama yüzde 20 devlet, yüzde 80 özel mülkiyet
arazisi bulunuyor. Park, ormanlık gibi kamu alanı haricindeki arazileri özel müteşebbislere vererek elde edilen ekonomiyle kişi başına milli gelirlerini 30 bin doların üzerine çıkarmışlar.

Ülkemize baktığımızda ise 31 Kasım 2009 tarihi itibariyle, hazine adına kayıtlı 173 bin 663 kilometrekare büyüklüğünde, 3 milyon 88 bin 852 taşınmaz bulunuyor. Buna 315 bin kilometrekare devletin tasarrufu altında bulunan yerleri eklediğimizde ve Türkiye'nin yüz ölçümüne böldüğümüzde devletin mülkiyet oranı ortaya çıkıyor. Bu sonuca göre, Türkiye'de devletin mülkiyet oranı yüzde 60'dır.

2009 yılı istatistik rakamlarına göre de Türkiye'de kişi başına düşen milli gelir 13 bin 139 dolardır.

Devletin ormanlarını ve kamu hizmeti için ihtiyacı olan taşınmazları çıkardığımızda (ne kadar devlet mülkiyetini özel mülkiyete çevirebiliriz) onun çalışmasını yaptım. Yüzde 22 oranında bir alanı özel mülkiyete çevirebiliriz.

Orman çok olduğu için en fazla oran bu oluyor. Yüzde 22 oranında atıl hazine arazisini ekonomiye kazandırdığımızda yaklaşık 30 - 35 bin dolar civarında kişi başına milli gelir seviyesine ulaşacağız. Esas taşın altına elini sokacak sizlersiniz. Siz de yatırım yapacaksınız. Bu şekilde bu alanlar ekonomiye kazandırılacak."

Atıl hazine arazilerinin satışı konusunda çok eleştiri yapıldığını ifade eden Mat, kişilerin, aldığı araziye devletten daha iyi bakacağını söyledi. Hazine arazilerini ülke ve Antalya ölçeğinde ekonomiye kazandırmanın nedenlerini ve önemini anlatan Mat, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hazine arazilerinin satış ve kira yoluyla ekonomiye kazandırılması çok eleştiriliyor. (Vatan toprakları satılarak elden gidiyor) deniliyor. Sanki biz yurtdışında birilerine satıyoruz da adam toprağı satın aldıktan sonra çıkarıyor,
götürüyor. Böyle bir şey var mı? Hiç gümrükten toprak kaçırarak giden yabancı adam gördünüz mü? Ben görmedim. Fiziken de mümkün değil. O yüzden atıl hazine arazilerinin mutlaka ekonomiye kazandırılması lazım. Çünkü boş hazine arazisinin ne devlete ne de bir başkasına faydası yok. Bu arazi, ekonomiye kazandırıldığı zaman fayda sağlamaya başlar.

Alan adam iş yeri, fabrika, konut, ticarethane yapacak. Hiç bir şey yapmasa da etrafını çitle çevirse devletten iyi bakmış olur. En azından biri ilişip de oraya gecekondu yapamaz. Sizin bizim hakkımızı yiyemez. Bu devlet
arazileri bizimdir. Yani hepimizin bu arazilerde payı var. Biz de bu arazilerimizi en iyi şekilde değerlendirmekle görevlendirilmiş bürokrat olarak (Devlet imkan sağlamış nasıl yatırımcılara kazandırılır) şeklinde düzenleme
yapmış. Bizde onu size anlatmak için buradayız."

Devletin, 81 ilin tamamında coğrafi durum ve iklim özelliklerini inceleyerek illerin hangi yatırıma ihtiyacı olduğunu tespit ettiğini belirten Mat, Antalya için madencilik ve taş ocakçılığı, gıda ürünleri, entegre hayvancılık, süt ürünleri yetiştiriciliği, derinin tabaklanması ve işlenmesi, tarım makineleri, radyo televizyon ve haberleşme teçhizatlarının imalatı, mobilya imalatı, oteller, öğrenci yurtları, soğuk hava deposu, eğitim hizmetleri, hastane ve huzur evi yatırımı gibi sektörlerin yatırım teşviki kapsamında yer aldığını belirtti.

Yatırım tercihlerini ve şartlarını da anlatan Mat, "Talep edilen taşınmazın satışı konusunda ciddi insanlarla iş yapmak istiyoruz. Parasız adamla işimiz olmaz. Boş yere oyalamasın bizi" diye konuştu.
AA

 


Geri Dön