30 / 04 / 2024

Türkiye'deki Termik santraller devre dışı bırakılmalı!

Türkiye'deki Termik santraller devre dışı bırakılmalı!

Oil Change International" ve "350.org" isimli iki küresel çevre örgütü tarafından ortak yayınlanan, Elbistan-Afşin bölgesini de yakından ilgilendiren fosil yakıtlarla ilgili raporda Türkiye’deki termik santrallerin tamamının devre dışı bırakılması gerekti



Başta kömür olmak üzere bu tür kaynakların Türkiye ekonomisi ile insan sağlığına ilişkin olarak açacağı zararlara ilişkin olarak da bilgilerin aktarıldığı raporda, fosil yakıtların yol açtığı sağlık faturasının Türkiye ekonomisine 3 milyar 900 milyon Dolar olduğu savunuldu. Oil Change International" ve "350.org" isimli iki küresel çevre örgütü tarafından Eylül 2015 tarihli "Türkiye’de fosil yakıt üretimini teşvik etmenin maliyeti: Türkiye, fosil yakıt teşviklerini kaldırmaya yönelik G20 taahhütlerini neden yerine getirmeli?" isimli raporda, Türkiye’nin fosil yakıt kaynaklı enerji üretimi çalışmaları masaya yatırıldı. Elizabeth Bast’ın katkılarıyla Alex Doukas tarafından araştırılıp yazılan rapor, halen mevcut 2, planlanan 3 adet devlet 1 adet de özel yatırımla devreye alınması düşünülen termik santralleri yakından ilgilendiriyor. Termik santrallerin çevreye yaydığı kirlilikten en çok etkilenen bölgelerin başında gelen Elbistan-Afşin’ başta olmak üzere fosil yakıt teşviklerinin topluma ve insanlara çok büyük bir maliyet getirdiğinin altının çizildiği raporda fosil yakıt (kömür, petrol, doğal gaz, vb.) aramalarına sağlanan tüm devlet teşviklerinin en kısa sürede kaldırması gerektiği ifade edildi. “MTA, TPAO ve TKİ tarafından yürütülen devlet destekli fosil yakıt arama faaliyetlerine derhâl son vermelidir” denilen raporun tavsiyeler bölümünde; “Arama faaliyetleri üzerindeki bütün vergi istisnalarını kaldırmalıdır. Madencilik Fonu’nun sağladığı düşük faizli kredilerden kömür arama faaliyetlerinin yararlandırılmasına son vermelidir. Fosil yakıtlara dayalı projeleri “stratejik yatırımlar” listesinden çıkarmalı ve bunları “Altyapı Yatırımları Teşvik Rejimi”nin dışında tutmalıdır. Fosil yakıt projelerine devlet garantileri sağlamaktan vazgeçmelidir. Kömüre dayalı projelerin, ihracat kredi desteği gibi araçlarla finanse edilmesini durdurmalıdır” önerileri yer aldı.   Fosil yakıtlar yerine yenilenebilir enerji kaynaklarının tercih edilmesinin gerektiği hatırlatılan raporda; tüm termik santrallerin devre dışı bırakılması gerektiği vurgulandı. Raporda, şunlar yer aldı: “Fosil yakıt teşviklerine tamamen son vermeye yönelik bir yol haritası oluşturmalı, bu süreçte kömür madenciliğine olan bütçe desteğini tamamen kaldırmalı ve kömür kullanan tüm termik santralleri devre dışı bırakmalıdır. Petrol, kömürden elektrik üretimi ve kömür madenciliğini, yüksek teşvik oranlarına tabi "stratejik yatırımlar" listesinden çıkarmalı ve böylece yenilenebilir enerji kaynakları için daha adi şartlar oluşturulmalıdır. Kömür sektöründen başlayarak üreticilere sağlanan bütün fosil yakıt teşviklerinin aşamalı olarak kaldırılması için bir takvim belirlenmelidir. Madenciler için yeni istihdam olanakları yaratacak tas kömürü madenciliği faaliyetlerine sağlanan bütçe desteğini azaltacak ve tas kömürü kullanan mevcut elektrik santrallerinin aşamalı olarak kaldırılmasını sağlayacak bir stratejik dönüşümün öncelik haline gelmesi gerekmektedir.” Fosil yakıtların insan sağlığı ve çevreye verdiği zararla ilgili bilgilerin de yer aldığı raporda; “Fosil yakıt teşvikleri Türk toplumuma çok büyük bir maliyet getirmektedir. Karbon dioksit (C02) emisyonlarından ve yerel hava kirliliğinden kaynaklanan zararlara dair negatif dışsallıklar, IMF tarafından 31,2 miyar Dolar olarak hesaplanan Türkiye'nin yıllık fosil yakıt teşvik miktarının büyük bir bölümünden sorumludur. Sağlık ve Çevre Birliği (tarafından yapılan bir çalışmada. Türkiye'de kömürün ortaya çıkardığı sağlık maliyetinin yıllık 3 milyar 960 milyon Dolar olduğu belirlenmiştir. Türkiye'deki çevresel ve sosyal standartların düşüklüğü, standartların yaptırımının bulunmaması ve ruhsatların usulüne uygun bir çevresel ve sosyal değerlendirmeye tabi tutulmadan verilmesi bu durumu kötüleştirmektedir” denildi.


Elbistanın Sesi


Geri Dön