28 / 04 / 2024

Türkiye'nin üretime ve dönük yatırıma ihtiyacı var!

Türkiye'nin üretime ve dönük yatırıma ihtiyacı var!

Son teşvik sistemi Türkiye'yi 6 bölgeye ayırıyor. Türkiye'nin tüm sanayicüeri bu sistemin yeni dokunuşlara ihtiyacı olduğunu söylüyor. Sadettin Korkut, dünya konjonktürüne bakıldığında önümüzdeki yılı değil, önümüzdeki yılları sıkıntılı olarak görüyor.



Türkiye'de büyüme tüketim odaklı. Üretime dönük büyümeyi artırmamız ve geliştirmemiz gerek. Son 3 yılda Türkiye'nin potansiyel büyümesinin altında kaldığını görüyoruz. 


Gelen yabancı sermayeyi artık sorgulamamız lazım. Yabancı yatırımcı zaten iyi ve karlı şirketlere geldi, ortak oldu. Türkiye'nin ihtiyacı olan alanlarda, cazibe yaratacak politikaları geliştirmeliyiz. 


Türkiye'nin yeni ve üretime dönük yatırımlara ihtiyacı olduğunu söyleyen Petkim Genel Müdürü Sadettin Korkut, teşvik politikasının, ihracatı ve yerli yatırımcıyı harekete geçirecek gerektiğinde terzi usulü dokunuşlar yapabilecek şekilde gözden geçirilmesi gerektiğini vurguluyor. Teni nesil' teşvik politikasına ihtiyaç olduğunu düşünen Korkut, "Sektörel analizler yapılıp, Türkiye'nin geleceği için önceliklerde belirlenerek, varoları sermaye sahiplerinin iştahlarını artıracak kalıcı destek programlarına ihtiyaç var. Hatta ürüne ve sektöre 'terzi usulü' teşviklerimiz de olmalı" dedi. 


Son teşvik sistemi Türkiye'yi 6 bölgeye ayırıyor. Türkiye'nin tüm sanayicüeri bu sistemin yeni dokunuşlara ihtiyacı olduğunu söylüyor. Çünkü gelinen noktada dünyanın tüketim merkezi Amerika bile üretim kaslarını çalıştırmak için var gücüyle çalışıyor. Hatta bugün dünyayı kasıp kavuran ama üretimin Çin'de yapan firmaları bile evlerine geri dönüyor. Bugün Amerika'da pek çok eyaletin valisi, enerjiden, arsaya, vergilerden istihdama, oturma izinlerine kadar üretime dönük yatırım yapmak isteyeni davet ediyor. 


Sadettin Korkut, dünya konjonktürüne bakıldığında önümüzdeki yılı değil, önümüzdeki yılları sıkıntılı olarak görüyor ve "Gelecek 10 sene, geçmiş 10 sene gibi asla ve kat'a olmayacak" tespitini yapıyor. 2016'nın her şartta 2015'ten iyi olmasını beklediklerini de ifade eden Korkut, "2019'a kadar seçim görmüyoruz. İstikrar var Ülkemiz için Türkiye içinde ideal petrol fiyatı dengesi 50-60 dolar aralığıdır diye düşünüyoruz. 50 doların altına düşünce mal sattığımız pazarlarda gelirleri düşüyor ve ekonomileri sıkıntıya uğruyor. 70 doların üzeri de ülke ekonomimiz için olumlu olmaz, cari açığımızı önemli ölçüde artırmaya başlıyor" tespitini yaptı. 


Türkiye'nin gelecek yıllara ayakları sağlam yere basarak ve daha temkinli bir duruş sergileyerek kendisini hazırlaması gerektiğine inanan Korkut, "Türkiye'nin büyümesi tüketim odaklı. Üretime dönük büyümeyi artırmamız ve geliştirmemiz gerek. Son 3 yıllık büyüme rakamlarında Türkiye'nin potansiyel büyümesinin altında kaldığını görüyoruz. İşsizlik ve enflasyona baktığımızda belli seviyelere takıldık kaldık. İhracatta bir patinaj yapma durumu var. Türkiye'nin borcunu çevirmek için yurtdışından kaynak bulması gerekiyor. Hem kaynak bulunması, hem yeni istihdam alanlarının açılması için bizim yeni fabrikalara ihtiyacımız var. Yeni ve üretime dönük yatırımlara ihtiyacımız var" değerlendirmesini yaptı. 



Yabancı istihdama gelmedi, girişimcinin karına ortak geldi


Dünyada bol paranın olduğu dönemde kalıcı yabancı sermaye çekme noktasında olması gerekenin altında bir performans sağlandığına da işaret eden Korkut, şöyle konuştu: "İdeal yabancı sermaye greenfield diye tabir edebileceğimiz yatırımları yapanlardır. Yani boş araziye yeni fabrika kuracak, istihdam yaratacak, üretim yapacak hele de Türkiye'de üretilmeyeni üretip onu da ihraç edecek yatırımlar çekmeliydik. Biz yabancı sermaye çektik diyoruz ama gelen yabancı sermayeyi analiz ettiğinizde çoğunluğunun gelip Türkiye'de zaten iyi durumda olan karlı olan şirketlere ortak olduğunu görüyorsunuz. Yabancı sermayenin gelip ortak olduğu şirketlerin kim olduğuna baktığınızda ise sabit yatırımı çok fazla olmayan, Türk girişimcisinin geliştirdiği, tüketime dönük işler olduğunu görüyorsunuz. Yabancı yatırımcı, gelip, bizim girişimcimizin karma ortak oldu. Üstelikte önemli bir bölümü karını alıp çıkacağı yıl da daha girerken belirledi. Bakıyorsunuz 3-5 sene karım alıp sonra gidenleri de var. Bu gelen yabancı sermayenin ne derece yabancı sermaye olduğunu artık sorgulamamız lazım. Türkiye'nin ihtiyacı olan alanlarda, kalıcı yabancı sermaye çekebilecek, cazibe yaratacak politikaları geliştirmemiz lazım." 



Gençler para kazanamazsa nasıl tüketecek


"Genç nüfusumuzla övünüyoruz ama bu genç nüfus tüketim potansiyeli görülerek, pozisyon alınıyor" vurgusunu yapan Petkim Genel Müdürü Sadettin Korkut, bu bakış açısının çok sağlıklı olmadığının da altını çizdi. Korkut, "Bu gençler para kazanamazsa nasıl tüketecek. Onlara doğru iş sahaları yaratmamız ve bugünden geleceklerini planlamamız lazım. Üstelik onlar bizden çok daha iyi şartlarda yetişip, çok güzel eğitimler alıyor onlara güvenmemiz lazım" dedi. 



Belli şartlarda yerli üreticiyi koruyabilmeliyiz 


Türkiye'de sanayicinin demir çelikten, petrokimyaya var olan tüm kabiliyetlerini geliştirmesi gerektiğini anlatan Sadettin Korkut, "Var olan tesislerin hem üretimlerini devam ettirmesi hem de ülke ihtiyacına göre yeniden pozisyon alınması sağlanmalı" yorumunu yaptı. Bunun tedarik güvenliği, maliyet ve lojistik açısından son derece önemli olduğunu aktaran Korkut, "Bugün bir çok ülke çok mal sattığınızı gördüğünde tarife dışı engeller çıkartabüiyor. Buna Amerika dahü. Bizim onları rahatsız eden bir ihracatımız olursa tedbirlerin alıyorlar. Bizimde yerli üreticimizi koruyacak şeküde uygun şartlar oluştuğunda belli sektörlerde belli korumaları yapabiliyor olmamız lazım. Türkiye'nin görece üstün olduğu tekstil vb. gibi bazı sektörlerimiz var. Var olan üretim gücünün bir kısmı başka markalara fason üretim yapıyor. Kararı, dışarıdaki marka yöneticüeri alıyor. Kar marjım nerede daha iyi görürse siparişi başka bir ülkeye kaydırıyor. Markanın sahipleri masa başında karar verip, senin yatırımınla ilgili performansı etkiliyor değiştiriyor" açıklamasını yaptı. 



Bir 'koruma' kararı bir fabrikayı yaşattı


Açıklamasını Petkim'de yaşadıkları bir örnekle de destekleyen Korkut şöyle konuştu: "25 yıldır çalışan bir klor alkali fabrikamız vardı. Denizin tuzunu alıp yüksek enerjiyle PVC'nin hammaddesi haline getiriyorduk. Maliyetlerinin yüzde 40'ını da enerji faturası oluşturuyordu. Düşük maliyetle çalışan ülkelerden gelen ithalatla baş edemedik 2 sene önce, '2015 yılı sonunda kapanacaktır' diye karar aldık. Gittik, Ekonomi Bakanlığı'mıza anlattık. Sağ olsunlar yakın ilgi gösterdiler, dikkate aldılar. İki ülke için damping kararı verildi. Bu haberi alınca, yarım saatte o fabrikanın kapatılma kararını kaldırdık. Ayrıca üstüne 25 müyon dolarlık yatırım kararı da aldık. Damping dönemini bizde maliyet düşürme fırsatı olarak göreceğiz ve piyasaya yansıtacağız. Bu ashnda yatırımcı ve yatırımların önünün açılmasıyla ilgili oldukça iyi bir örnek." 



İRAN FIRSAT OLDUĞU KADAR 'RAKİP' BİR PAZAR


Petkim Genel Müdürü Sadettin Korkut"a göre, Türk iş dünyası, ambargolarının büyük kısmından kurtulan İran pazarını Türkiye için fırsat olarak gördüğü kadar rakip potansiyeli yüksek bir ülke olarak da görmeli, İran pazarının ambargolu dönemini "Türkiye için şanslı dönemdi" sözleriyle değerlendiren Korkut, "Fırsat kadar risk analizi de yapmalıyız. İran, eller ovuşturularak beklenecek bir pazar değil. Çok iyi etüt etmek lazım. Yatırım düşünenlerin, pazar şartlarını çok etraflıca düşünüp değerlendirip karar alması lazım" ifadelerini kullandı. Petkim Genel Müdürü Sadettin Korkut, dünyaya açılan İran pazarını yakından tanıyan bir isim. Plastik Ambalaj Sektöründe 2004'te İran'da bir fabrika kurmak için çalışan Korkut, deneyimlerinden hareketle son dönemde kamuoyunda yapılan İran yorumlarını oldukça iyimser buluyor. Korkut, İran'ın bölgede bir çok konuda Türkiye'nin alternatifi olan bir ülke olarak görülebileceğine de işaret ediyor. İran'ı tek pencereden sadece pazar olarak değerlendirmemek gerektiğine işaret eden Korkut, "Bu potansiyeli nasıl ve ne zaman değerlendireceği ise konjonktüre bağlı. İran çok eski, devlet geleneği olan gelişmiş bir kültüre sahip. Sabırlı ve müzakereci bir toplum. Olaylara aynen bir satranç oyuncusu gibi 3-5 hamle sonrasına bakıyorlar. İran'ın ambargo döneminde olmasını Türkiye'nin belki de şansı olarak nitelendirmek lazım. Bölgede zaten ağırlığı vardı şimdi çok daha önemli bir oyuncu haline gelecektir, İran'ı ellerimizi ovuşturarak sadece fırsat getireceği beklentisinin dışında, risklerini de iyi analiz ederek değerlendirmeliyiz" ifadesini kullandı. 



SANAYİCİ YATIRIM YAPMAZSA GERİ KALIR


Petkim Genel Müdürü Sadettin Korkut ile sanayinin ana gündemi Sanayi 4.0'ı konuşurken hemen, "Dünya 2035 yılı için Sanayi 7.0'ı konuşmaya başladı bile" hatırlatmasında bulundu. Korkut, "Teknolojinin geldiği noktayla mücadele edemezseniz, yapmanız gereken tek şey hazır olmak. Kendinizi yeniden dizayn edeceksiniz. Yoksa biri gelir pazarınızı alır, biz "patladık büyüdük ne muhteşemiz' diye konuşurken birileri çıkar bizi sollar geçer gider" dedi ve ekledi: "24 saat çalışan fabrikalarda gelecekte ışık bile görmeyeceksiniz. Makinalar birbiriyle konuşarak çalışacak ve inanılmaz bir otomasyonla işler yürüyecek, bazı , yerlerde işçiye bile gerek kalmayacak. Sanayinin teknolojiyle yoğrulduğu bu dönem tahmin edemediğimiz kadar hızlı ilerliyor." Korkut, bugün Amerikan Ordusu'nun Microsoft ile işbirliği yaparak geliştirdiği ve Youtube'da da yayınlanan robot köpekler videosunu göstererek, "Dizayn da öyle bir noktaya gelmişler ki aynı canlı bir köpekmiş gibi refleksleri var, robot askerler de çok yakında herhalde. Bu gelişmeler olurken, Sanayicilerimiz özellikle teknolojiye yatırım yapmazsa geri kalır" diye konuştu. 



Petkim Genel Müdürü Sadettin Korkut ile yeni nesil teşviklerden başladık İran'a uzandık. Korkut, 2016 yılını değerlendirirken Türkiye'nin üretim gücünü destekleyecek terzi usulü teşviklerin düşünülebileceğini söyledi. 


PETKİM'İN 2016 GÜNDEMİNDEN DİKKAT ÇEKENLER 


-2014'te 200 milyon doların üzerinde yatırım harcaması yaparak ana fabrikalarımızda kapasitelerimizi %13 oranında artırdık. Petkim'de Socar aldığından beri yapılan yatırım miktarı 500 milyon doları buldu. 10 yılda bir yapılan planlı bakımımızı yaptık. 2015'e yenilenmiş ve iştahı artmış bir şekilde girdik. 

-2015'te yüksek kapasite kullanımı ile çalıştık. 

Petkim tarihinin en karlı dönemlerinden birisini yaşadık. İlk 9 ayda 513 milyon TL ne kar ettik. Bu karlılık nafta bazlı üreticilerle karşılaştırıldığında dünya ortalamasının üzerindedir. Son çeyrekte her şey hedeflerimiz çerçevesinde gitti. 2016'da kesinlikle pazarımızda bir daralma beklemiyoruz. 

-Nafta - etilen spreadleri açısından 2015 iyi geçti. 2016 yılında da benzer, bizim lehimize olan durumun devam etmesini bekliyoruz. Petrolde çok radikal sıçramalar beklemiyoruz. Petrol fiyatlarının en fazla 50-55 dolar bandına oturmasını bekliyoruz. 

-Petkim Specialities isminde yeni bir şirket kurduk. Masterbatch, compound ve özel kimyasallar konusunda üretim yapacak. Ağırlıklı olarak ithal edilen ürünlerin ikamesi olacak, katma değeri yüksek ürünlerin üretimlerini yapmasını planlıyoruz. 

-Mevcut Plastik işleme Fabrikamızın varlıklarını buraya aktarıp ayrıca ilk etapta 5 mio USD yeni yatırım yapacağız. 

-Mevcut fabrikalarımızdan birini Petkim Secialities için ayırdık. 5 milyon dolar yatırım planımız var. Özel ürünler yapacak. Potansiyel müşterilerin ihtiyacını karşılayacak. Daha büyük ölçekli yatırımlar üzerinde de çalışıyoruz. 

-Petkim şirketimizde konteyner limanımızı bitirip işletmeci firmamız APM Terminals'e teslim ettik. Hazırlıklarını yapıyorlar, birkaç ay içerisinde çok verimli bir şekilde hizmet vermeye başlayacak. Bu yatırımlarımız Petkim'in EBİTTA çeşitliliğine katkı sağlayacak.  İzmir  Alsancak limanının 2 katı büyük olacak limanımız, önemli maliyet avantajları da sağlayacak. Yeni nesil konteyner gemileri Pire yerine direkt bizim limanımıza rahatlıkla yanaşabilecek. 

-Petkim'de sürekli yeni ve önemli projeler üzerinde çalışıyoruz. Masamızın üzerinde birçok proje var. Ülkemizin ihtiyacı olup, ithal edilen katma değerli ürünlere yönelik konular temel önceliklerimizde 

-Yatırım perspektifimizde, uzun vadeli olarak önümüzü görmemiz ve iştahımızın artması temel şart. Bu koşullar sağlandığında, uygun ortam olduğunda çok büyük projelerde hızla geliştirilebilir. 

-Gayrimenkul projesi: Şirketimizin mülkiyetinde bulunan ve halihazırda ağırlıklı olarak lojman alanı olarak kullanılan İzmir ili Aliağa İlçesindeki 1.177.000 m2'lik arazimizde, içerisinde konut, ticaret ve turizm alanları olacak şekilde bir imar planı değişikliği için başvuruda bulunuldu. Söz konusu imar değişikliği onaylandı. Bu alanlarda gayrimenkul geliştirme çalışması yapılması planlanıyor. 



TÜRKİYE'NİN 4 PETKİM'E DAHA İHTİYACI VAR 


Petrokimyada ürünler çok değerli. 400 dolara aldığınız naftayı 1.600 dolarlık ürüne çeviriyorsunuz. Bir bankası o ürünü alıp 4.000 dolarlık başka ürüne, kimisi ise 5.000 dolarlık ürüne çeviriyor ve tüm bunlar sizin ihracat ve ürettiğiniz katma değerin hanesine yazılıyor. Petkim'in pazar payı ise ürün bazlı bakıldığında yüzde 10 ile yüzde 60 arasında değişiyor, ortalama %25 diyebiliriz. Petkim Genel Müdürü Sadettin Korkut, sağladıkları pazar paylarından da hareketle "Türkiye'nin 3-4 Petkim'e daha ihtiyacı var" diyor ve ekliyor: "Keşke yeni yatırımcılar daha gelse ve benzer yatırımları yapsa" Peki bir Petkim daha yaratmak ne kadardır? Dediğimizde ise cevap net: "Bugün yeniden Petkim'i 6 milyar dolara zor kurarsınız." 



Ece CEYHUN/Dünya


Geri Dön