Üçte birimiz kirada ya da konut kredisi ödüyor!
Serkan Akın, "Ülke topraklarının hepsi bizim ama üçte birimiz kirada ya da konut kredisi ödüyor" diyor..
Yenisöz Gazetesi köşe yazarlarından Serkan Akın, bugün köşesinde " Mal ve mülk" başlıklı yazısına yer verdi. İşte yazının detayları..
Mal; bir kimsenin, bir tüzel kişinin mülkiyeti altında bulunan, taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü. Alınıp satılabilen her türlü ticaret eşyası, emtia
Mülk; Ev, dükkân, arazi vb. taşınmaz mal. Vakıf olmayıp doğrudan doğruya birinin malı olan yer veya yapı.
Devletin egemenliği altında bulunan toprakların bütünü, ülke.
TÜİK 2016 yılsonu verilerine göre Türkiye'de yaklaşık toplam 22 milyon 210 bin hane halkı bulunmaktadır.
Bu hane halklarının yüzde 83 'ü en az bir çekirdek aile içeren hane halkları oluşturuyor. Bunların yüzde 61 'inde en az bir çocuk bulunuyor.
Buradan da anlaşıldığına göre yaklaşık 65 milyon insanımız bir aile şeklinde bir arada bir evde yaşıyor.
Aynı şekilde ülkemizde yaklaşık 18,5 milyon adet ev olarak tarif edebileceğimiz birim mekân vardır.
2016 yılı sonu verilerine göre ülkemizde konut kredisi kullananların sayısı 2 milyonu aşmıştır.
Bu duruma göre kullanılan kredi miktarı kişi başına 80 bin TL civarındadır.
Ayrıca konut sahibi olmak için kredi kullanan ve faizle borçlananlar kervanına her yıl yaklaşık 250 bin kişi katılmaktadır.
Bu arada kullanılan konut kredilerinin Gayri safi yurtiçi hasılaya oranı da yüzde 7 civarındadır. Bu oran AB ülkelerinde 2014 yılında yüzde 43 seviyesindedir.
Ülkemizde her 4 aileden biri de kira da oturmaktadır. Ayrıca kendine ait evde oturmayıp kira vermeyenlerin oranı da yüzde 14,4 tür.
Bu demektir ki 20 milyon kişi kira ödenen bir ailede yaşamakta ya da yaklaşık 6 milyon ev reisi her ay ev kirası ödemektedir.
Aynı şekilde 7 milyon kişinin konut kredisi ödenen bir ailede bulunduğu veya 2 milyon ev reisinin konut kredisi ödediği gibi.
Bununla birlikte Ocak 2013'ten Eylül 2016'ya kadar geçen 45 aylık sürede yaklaşık 2 milyon 750 bin adet yeni eve yapı kullanma izin belgesi verilirken, satışı yapılan birinci el konut sayısı 2 milyon 105 bin 'de kaldı. Bu da demek oluyor ki yaklaşık 650 bin yeni konut satılmayı bekliyor.
Bu arada son 2 yılda yaklaşık 1,5 milyon yeni konut için inşaat ruhsatı alındığını da belirtelim.
Bu kadar sayı bize ne ifade etmektedir acaba?
Bu kadar kredi, faiz, ruhsat, inşaat, iskân ne işe yarar?
Bu sayıların hepsinin artmasını iyi bir şey olarak sunan ekonomik bir yaklaşım var ortalıkta.
Tüm satışlar değer artışı üzerinden pazarlanıyor.
İlginç bir şekilde hep yatırım kelimesi kullanılıyor.
Sürekli reklam yapılıyor
Avantajlı satışlar
Lansman öncesi fiyatlar
Mutlu aile görüntüleri
Hep bir alışveriş görüntüsü
Yakışıklı adamlar, güzel kadınlar ve topaç gibi çocuklar
Karizma tavan
Hava bin beş yüz
Arabalar son model
Arada bir yat veya özel uçak görüntüleri
Her yer masmavi deniz
Ya da yemyeşil doğa manzaraları
Sayılar yukarıdaki gibi, reklamlar seyrettiğimiz gibi.
Hangisi gerçek, hangisi doğru?
Krediler çoğaldıkça, inşaat sayısı arttıkça ya da ruhsatlar alındıkça ev sahibi olanların sayısı artması ve kiracı sayısının azalması gerekmiyor mu?
Ülke topraklarının hepsi bizim ama üçte birimiz kirada ya da konut kredisi ödüyor.
Oysa aile başına evimizi yapabileceğimiz ortalama 400 m² arsamız olsa vatan topraklarının sadece %1 ini kullanmış oluyoruz.
Bu ülkeyi kurmak için hepimizin ceddinden şehitler verdiğini biliyoruz.
Bu ülkeyi ayakta tutmak için binlerce şehit verdiğimiz ortada.
15 Temmuzda ülkemizi işgalden kurtarmak için yüzlerce şehit verdik binlercemiz de gazi oldu.
Bu kadar bedel ödenmişken ve ödenmeye devam ederken vatan toprağına da “mülk” demişken yaklaşık 30 milyon vatandaşımızın bir eve başını sokabilmesi için ödediği kirayı ve faizli krediyi nasıl izah edeceğiz?
Askerlik bile 12 aya düşmüş ama bazıları için kiracılık ömür boyu, faizli kredilerin vadesi ortalama 10 yıl.
Müteahhitlerin ödediği faizler de cabası.
Bu işler böyle çözülmez.
Mülk için kaç kere bedel ödeyeceğiz?
Hani “adalet mülkün temeli”ydi.
Mal ve mülk meseleleri başımızı daha çok ağrıtmaya devam edecek.
Adalet bunun neresinde?