28 / 04 / 2024

Uğur Dumankaya: Al Mazaya ortaklığı Körfez'deki satışlarımızı artıracak!

Uğur Dumankaya: Al Mazaya ortaklığı Körfez'deki satışlarımızı artıracak!

Projelerinin değeri 5 milyar doları bulan Arap devi Al Mazaya Holding ile stratejik bir ortaklığa imza atan Uğur Dumankaya, "Bu ortaklık Körfez'deki satışlarımızı artıracak" dedi...



Projelerinin değeri 5 milyar doları bulan Arap devi Al Mazaya Holding ile stratejik bir ortaklığa imza atan Uğur Dumankaya, "Bu ortaklık Körfez'deki satışlarımızı artıracak" dedi.


Mütekabiliyet Yasası'nın ardından yabancı yatırımcıya konut satış oranını yüzde 3'ten yüzde 30'lara çıkaran Dumankaya İnşaat, Ortadoğu'da birçok ülkede yatırım yapan ve projelerinin değeri 5 milyar doları bulan Al Mazaya Holding ile stratejik bir ortaklığa imza attı. Ortaklar, İstanbul'da başta kentsel dönüşüm projeleri olmak üzere birkaç yeni proje için kolları sıvadı. Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Dumankaya ile Al Mazaya işbirliğini, yabancılara konut satışını ve sektörü konuştuk. 

 Körfez'de milyar dolarlık yatırım gücü bulunan Al Mazaya, ortaklık kurdunuz. Bu ortaklık yapısı hakkında bilgi verir misiniz? 

Al Mazaya Holding dünyada 5-6 ülkede geliştirme yapan bir firma. 5 milyar dolarlık geliştirme yapmışlar. Son bir yıldır Türkiye'nin artan cazibesine paralel, iş yapmak istediler. Biz de 5-6 aydır görüşüyorduk. Sadece finansör olarak değil, konut geliştirmede de olmak istediler ki Kuveyt'te çok başarılı işlere imza atmışlar. Yüzde 50'şer ortaklı şirketimizi kurduk. Adı da Dumankaya Al Mazaya. 

 Ne gibi yatırım planlarınız var? 

İstanbul'da birkaç projeye başlayacağız. Şu anda hem Anadolu hem Avrupa yakasında bir iki tane arsa üzerinde çalışıyoruz. Büyük kentsel dönüşüm projelerine birlikte girebiliriz. Orta ve uzun vadede kazan kazan ilişkisine dayalı, ülkemize de katkı sağlayacağına inandığımız güzel bir ortaklık olacağına inanıyorum. 

 Türkiye'ye olan güvenleri sebebiyle buraya yatırım kararı aldıklarını söylediler. Körfez ülkelerinde Türkiye algısı nasıl? 

Araplar 10 sene önce Türkiye'yi dikkate bile almıyorlardı. Ak Parti'nin iktidara gelmesiyle, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Arap pazarında ciddi çalışmaları ve bilinirliğiyle beraber ve İstanbul'un bir marka değeri olarak yükselmesine paralel dikkat çekti. Artık herkes İstanbul'dan bir ev satın almak istiyor. Buradan bir ev almayı prestij olarak görüyorlar. Zaten bu bizim satışlarımızdan da anlaşılıyor. 


YABANCIYA SATIŞIMIZ YÜZDE 30 


 Satışlarınızın ne kadarı yabancıya? 

Satışların yüzde 30'unu yabancılara yapıyoruz. Al Mazaya gibi bir grupla stratejik ortaklığa girmemiz o bölgedeki satışlarımızı daha da artıracak. Hatta onlarla ortak olmadığımız projelerdeki satışlarımızı da artırabilir. Onların o pazardaki knowhow'ından bizde yararlanacağız. 

 Yabancı yatırımcılara yeterince satış yapıldığına inanıyor musunuz?

Birçok yaptığımız satış tapuya yansımadığı için istatistiklerde doğru çıkmıyor. Ben meslektaşlarımla konuştuğumda birçoğu yabancıya satış oranlarının arttığını söylüyor. Mütekabiliyet yasasıyla çok hızlı artış oldu. Bu benim ummadığım bir şeydi. Açıkçası hazırlıksız yakalandık. Çok hızlı departmanlaştık. İnternet sitelerimizi geliştirdik. Kataloglarımızı uygun hale getirdik. Yurtdışı satışı halen yeterli düzeyde değil. 


NE KADAR ÇALIŞSAK AZ YAPILACAK ÇOK ŞEY VAR


 Satışları artırmak için ne yapılmalı?

Burada hem devletin hem belediyelerin bir politikası olması gerek. Bir ihracat kalemi gibi düşünülmeli. Yabancıya satış gerçekten çok önemli... Bu sene yabancıya satış yapmasaydık, büyüme değil de küçülmeyle karşılaşabilirdik. Bunu da değerlendirmek gerek. Sadece iç pazara dayalı büyüme Türkiye'nin önemli dinamosu olan inşaat sektörünün büyümesini durdurabilir. Onun için devlete ve belediyelere, özel sektöre ve STK'lara görev düşüyor. Ne kadar çalışsak az, daha yapılacak çok şey var. 


O MADDE DEĞİŞMELİ


 Yeni Tüketici Kanunu'ndaki yüzde 2'lik tazminatla cayma hakkı sektörü nasıl etkiler? 

Yeni Tüketici Kanunu gerçekten çok güzel hazırlanmış. Ancak yüzde 2 tazminatla cayma hakkı, normal şartlarda problem olmayacak bir konuyken, ekonominin dalgalı olduğu sert iniş ve çıkışların olduğu dönemlerde ciddi sorun haline gelir. Tüketici sebepsiz bir şekilde kanunun verdiği bu hakkı kullanmak isterse, bizler bütün parayı inşaata aktardığımız için herkese aynı anda konutunu verebilme şansımız olmaz. Bu bakımdan herkes zor duruma düşer. Sonuçta buzdolabı, televizyon satmıyoruz. Her an vazgçeme hakkı yerine belli bir sınır konulmalı. Bu madde inşaat sektörünün prestijini sarsabileceği için, bence değişmeli. 


EN BÜYÜK SIKINTI HAKSIZ REKABET


 Sektörün en büyük sıkıntısı nedir?

İnşaatın en büyük sıkıntısı haksız rekabet... İsteyen istediği gibi sektöre çok rahat girebiliyor. Ben bugüne kadar 20 bin konut yaptım. 20 bin konut yapanla 20 konut yapan aynı sınıfa tabi tutuluyor. Bununla ilgili bir sertifikasyon olması gerekiyor. İş güvenliğine önem veriyorum, satış sonrası aynı şekilde. Sonra devlet biri bir yanlış yaptığında herkese aynı kanunu çıkarıyor. Devlet bir sınıflama yapmıyor yani.



Seda Tabak/Sabah 


Geri Dön