22 / 12 / 2024

Van yatırımlarla 3 yılda küllerinden doğdu!

Van yatırımlarla 3 yılda küllerinden doğdu!

Van yatırımlarla 3 yılda küllerinden doğdu. 23 Ekim 2011'de meydana gelen depremin ardından enkaz yığınına dönen, ağır travmaların yaşandığı Van, 3 yılda yapılan yatırımlarla küllerinden yeniden doğdu.



Van'da, 23 Ekim 2011'de meydana gelen, 604 kişinin ölümüne neden olan ve çok sayıda binanın ağır hasar gördüğü 7,2 büyüklüğündeki depremin üstünden 3 yıl geçti.


Merkez üssü Tabanlı köyü olan depremin ardından adeta enkaz yığınına dönen, ağır travmaların yaşandığı kent, aradan geçen 3 yıllık sürede yapılan yatırımlarla küllerinden yeniden doğdu


Birçok köyün zarar gördüğü, yüksek yapıların yerle bir olduğu depremden sağ kurtulanlar, kurtarma ekipleri müdahale edene kadar kendi imkanlarıyla enkazdan çıkmaya çalıştı.


Kimi vatandaşın, enkazdan aile bireylerini kiminin ise hiç tanımadığı kişileri kurtarmaya çalıştığı depremde, şehir bir anda yasa boğuldu.


Van için seferber olundu


Depremden sonra ilk 20 dakikada Van merkezde, ilk 1 saat içinde ise Erciş ilçesinde arama kurtarma çalışmalarına başlandı. Bölgeye 295 ambulans, 56 UMKE aracı, 6 ambulans helikopter, 2 ambulans uçak ile 2 bin 400 sağlık personeli sevk edildi. İlk 6 saatte kent genelindeki enkazlarda 71 kurtarma ekibi çalışma yürüttü.  Daha sonraki süreçte yurt içinden 140 ekip, enkazdan bir kişiyi bile sağ çıkarmak için seferber oldu. Bu sırada özel eğitimli 42 köpekten de yararlanıldı.


Depremde yaralanan bin 673 kişiden bin 37'si karayoluyla 194'ü ise ambulans uçak ve helikopterlerle başka illerdeki hastanelere ulaştırıldı.


Sarsıntıda hasar gören köylerde 12 mobil ekip, 11 bin 500 vatandaşa yerinde sağlık hizmeti verdi.


 Depremden hemen sonra tüm ülkenin Van için seferber olduğu anlarda, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere birçok bakan, siyasetçi ve sivil toplum kuruluşu çalışanları kente geldi. Çalışmaları yerinden yöneten bakanlar, depremden kısa süre sonra sağladıkları koordinasyonla önce arama kurtarma çalışmalarına ağırlık verdi, sonra depremzedelerin barınma ve yaşamsal ihtiyaçlarını gidermeye çalıştı.


Artçı sarsıntıların devam etmesi nedeniyle evlerine giremeyen vatandaşların barınma ihtiyacını karşılamak amacıyla ilk etapta gönderilen 75 bin çadır vatandaşlara dağıtıldı.


35 konteyner kent kuruldu


Depremzedelerin çaresizliğine, soğuk havanın eklenmesiyle büyük bir sefaletin yaşandığı şehirde, on binlerin, farklı kentlerdeki yakınlarının yanına sığınma, kalanların ise başlarını sokacak bir yer bulma çabasına kayıtsız kalmayan devlet, çadır kentlerin ardından 14 bin tırla kente getirilen 29 bin 500 konteynerle kurduğu 35 konteyner kentte geçici barınma imkanı sağladı.


Bu sırada, yerle bir olan binalarda günlerce devam eden kurtarma çalışmalarında görev alan ekipler de enkazdan çıkardıkları yaralılarla sevinip, hayatını kaybedenler için gözyaşı döktü.


İkinci deprem


Depremin üzerinden 13 gün geçtikten sonra Kurban Bayramı'na çadır kentlerde ve hasarsız raporu verilen evlerinde giren depremzedeler, bayramın 4. günü olan 9 Kasım'da meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki ikinci depremle bir kez daha sarsıldı.


Depreme ilişkin haberleri takip için kentte bulunan gazeteciler Sebahattin Yılmaz ve Cem Emir ile Japon yardım gönüllüsü Asutshi Miyazaki'nin de aralarında bulunduğu 40 kişinin hayatını kaybettiği depremin ardından panik yaşayan Vanlılar, ülkenin dört bir yanındaki kamu misafirhanelerine ve sosyal tesislere yerleştirildi.


Sıfırın altında 30 derecede konut yaptılar


Göçlerle adeta hayalet kente dönüşenVan'da, yetkililer daha 1 ay geçmeden depremzedeler için inşa edilecek konutların yapımını başlattı.


Başbakanlık AFAD tarafından TOKİ'ye yaptırtılan deprem konutlarının en kısa zamanda tamamlanması için şehrin şantiyeye döndüğü kış mevsiminde, binlerce iş makinesi ve on binlerce işçi, hava sıcaklığının sıfırın altında 30 dereceyi bulduğu günlerde soğuğa aldırış etmeden konutları tamamlamaya çalıştı.


Evleri yıkılan ve ağır hasar gören depremzedeler içinVan merkez, Edremit ve Erciş ilçelerinde hızla yükselen konutlar, depremin birinci yılında dönemin Başbakanı Erdoğan'ın katıldığı törenle ailelere teslim edildi.


Kendileri için yaptırılan Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) konutlarına yerleşen Ercişli depremzedelerin eski evlerinin bulunduğu yerlerde kentsel dönüşüm projesi kapsamında çalışmalar devam ediyor.


Kentte 3 yıl önce meydana gelen depremlerin ardından AFAD uzmanlarınca Van merkez, Erciş ve Edremit ilçeleri ile bağlı köylerde geniş kapsamlı hasar tespit çalışması yapıldı.


Uzmanların, söz konusu yerleşimlerdeki 147 bin 622 konut, 18 bin 735 iş yeri ve 20 bin 209 ahırda yaptığı çalışmalarda, 36 bin 206 konut ile 9 bin 602 ahırın ağır hasar gördüğü tespit edildi.


Çalışmalarda, 18 bin 181 konut orta hasarlı olarak belirlenirken, bin 300 kişi hazırlanan raporlara itirazda bulundu.


Depremlerde ağır hasar gören binaların yıkım çalışmaları da aralıksız sürdürülüyor.


İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürü Cafer Giyik, Vanmerkez, Erciş, Edremit ilçeleri ve köylerde halkın güvenliğini tehlikeye atacak, acil yıkılması gereken bina bulunmadığını söyledi.


Giyik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kent merkezi, ilçe ve köylerde ağır hasarlı 20 binden fazla konutun yıkımını gerçekleştirdiklerini belirtti.


Yıkım işleminin tamamlanmamasındaki en önemli nedenin, vatandaşların hasar tespit raporlarına itiraz etmesi olduğunu vurgulayan Giyik, şöyle devam etti:


"23 Ekim 2011'de büyük bir deprem yaşadık. Ardından 9 Kasım'da yıkım etkisi çok fazla olan ikinci depremi gördük. Depremlerin ardından yapılan hasar tespit çalışmalarında, 45 bin yapı ağır hasarlı olarak tespit edildi. Van, Erciş, Edremit ve köylerde herhangi can mal güvenliğini halkın güvenliğini tehlikeye atacak acil yıkılması gereken bina söz konusu değil. Dava konusu olmayan tüm yapıların yıkımını gerçekleştirdik. Geriye kalan binaların da yıkımını önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğiz."


Yaptıkları yıkım çalışmalarına şu ana kadar 20 milyon lira harcadıklarını ve vatandaşlardan bunun için para talep etmediklerini dile getiren Giyik, kanunlara göre ağır hasarlı binaların yıkımının sahiplerine ait olduğunu ancak bina sahiplerinin bunu yapamaması durumunda idare olarak duruma müdahale ettiklerini aktardı.


"7 bin köy konutu tamamlandı"


Giyik, köylerde yıkılan evlerle ilgili yapılan çalışmalarda 9 bin 500 hak sahibinin bulunduğunu ve şu ana kadar bu kişilere ilişkin yer tespitinin yapıldığını belirterek, evlerin yapılacağı yerlerin, harita ve jeoloji mühendisleri ile kadastro görevlileri tarafından titizlikle belirlendiğini ifade etti.


Şu ana kadar 7 bin köy konutunun tamamlanarak sahiplerine teslim edildiğini, 800'ünün de tamamlanmak üzere olduğunu aktaran Giyik, şöyle konuştu:


"2 bin 500 civarında da ahır teslim ettik. Bu köylerimizin 27'sinin konutlarını toplu alanlarda yapıyoruz. Şu ana kadar köylerdeki konutların yapımı için vatandaşlarımıza 360 milyon liralık kredi ödemesi gerçekleştirdik. 9 bin 500 hak sahibi vardı ve biz 9 bininin yer tespitini yaptık. 105 kişi haklarından vazgeçmiş durumda."


Giyik, bin 300 vatandaşın hasar tespit çalışmalarına itiraz ettiğini, bunların büyük bir bölümünün usul yönünden reddedildiğini ve devam eden 350 civarında davanın bulunduğuna dikkati çekerek, "Şu ana kadar kurumumuz aleyhinde idari ve adli cezai işleme yer olduğuna dair neticelenmiş bir dava söz konusu değil" ifadesini kullandı.


Deprem en çok Erciş'i yıktı 


Öte yandan, 23 Ekim 2011'de meydana gelen depremde 477 kişinin yaşamını yitirdiği Erciş'te,  TOKİ  tarafından yaptırılan 4 bin 847 konut depremzedelerce kullanılırken, sarsıntının ağır hasara yol açtığı eski yerleşim yerlerinde ise kentsel dönüşüm kapsamında çalışmalar devam ediyor.


Kaymakam Mehmet Şirin Yaşar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2011 yılında yaşanan depremler sonrası devletin, yöneticisinden yerel yönetimine kadar, bütün birimleriyle, her kademedeki personeliyle oluşan yükü omuzladığını belirtti.


Bölgeye çok ciddi bir yatırım yapıldığını anlatan Yaşar, vatandaşlar için çok güzel yaşam alanları oluşturulduğunu söyledi. Devam eden ufak tefek sıkıntıların bulunduğunu ancak devlette devamlılığın esas olduğunu vurgulayan Yaşar, şöyle dedi:


"Bizden önce başlanan işlerin inşallah devamını getirip, vatandaşlarımızın sıkıntılarına omuz vererek, iyi niyet çerçevesinde, el ele, bütün kamu personelimizle üstesinden gelmek için çırpınacağız. Bildiğiniz üzere malum bu bölge kışın sert ve uzun geçtiği topraklara sahip. Devletimizden, hükümetimizden, emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Deprem sonrası Erciş'e, bir yıllık bir sürede 4 bin 880 konut yapmış. Bence muazzam bir çalışma. Yapılan konutların çok büyük bir kısmı doldu. Çok az sayıdaki bir kısmının bazı ihtilaflı konular nedeniyle teslim edilemedi. Onlar da kısa süre sonra sahiplerini bulur."


Deprem sonrası planlanan en önemli konulardan birisinin kentsel dönüşüm olduğuna değinen Yaşar, ''Eski Erciş'' denilen alanda da ciddi bir kentsel dönüşüm çalışması başlatıldığını aktardı.


Üç aşamalı bir çalışma planlandığını kaydeden Yaşar, "Birinci etabı olan kamulaştırma çalışmaları bitti, diğer iki etap için de çalışmalar devam ediyor. İnşallah bunlar da kısa sürede neticelenirse Erciş her yönüyle Ercişlilerin, güzel insanların layık olduğu bir kent haline dönüşecek ve gelecekte daha modern ve daha gelişmiş bir Erciş göreceğiz" diye konuştu.


Depremler sonrası Erciş Kaymakamlığı tarafından kadınlara yönelik kurulan Sahilkent Aile Destek Merkezi, depremzede kadınlar için adeta bir terapi merkezine dönüştü.


İlçede 2 yıldır hizmet veren destek merkezi, şu ana kadar 5 bine yakın kadına hizmet verdi.


Sahilkent Aile Destek Merkezi Sorumlusu Fatma Yeşilkaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, merkezin, kurulduğu günden beri depremzede kadınlar için çalıştığını belirtti.


İlk aşamada konteynerlerde hizmet verdiklerini ve kadınlarla bir araya gelerek sıkıntılarını dinlediklerini anlatan Yeşilkaya, daha sonra yaptıkları çeşitli aktivitelerin kadınlara artı sağladığının görülmesi üzerine depremden yaklaşık 16 ay sonra Sahilkent Aile Destek Merkezi'nin kurulduğunu söyledi.


Merkezdeki faaliyetleri genişleterek daha çok kişiye ulaşmaya başladıklarını aktaran Yeşilkaya, şöyle konuştu:


"İlk etapta 100 kursiyerimiz bulunurken bu sayı yeni kurulan merkezimizle 500'e çıktı. Merkeze gelen kadınlar, burada okuma-yazma, dikiş-nakış, İngilizce, Arapça, bilgisayar ve Kur'an kursları ile el sanatları öğrenip, spor yapma imkanı buldu. Aktivitelerimize düzenli katılan kursiyerlerimize sertifikalar verdik. Resmi rakamlara göre 2 bin 645 bayana hizmet vermişiz görünse de bu sayı ev ziyaretleri, kahvaltı ve çeşitli seminerlerle 5 bine yakındır."


"Kadınlar burayı bir terapi merkezi olarak görüyor"


Merkeze gelen kadınların burayı bir terapi merkezi olarak gördüğünü vurgulayan Yeşilkaya, "Bizler psikolog değiliz ama onlarla bir bardak çay içip, sorunlarını anlatmasını sağlamamız bile onları çok rahatlatıyor ya da burada katıldıkları etkinlikler onları bir parça da olsa sıkıntılarından uzaklaştırabiliyor" dedi.


Merkeze devam eden Feride Taş ise depremden sonra çok zor günler geçirdiğini belirtti. Merkezde verilen eğitimler sayesinde deprem psikolojisinden kurtulduklarına değinen Taş, aynı zamanda hem Kur'an okumayı hem de dikiş nakış öğrendiğini kaydetti.


Merkezin manevi yönden katkısı bulunduğu gibi maddi kazanç elde etmelerini de sağladığını dile getiren Taş, *Burada eğitim alan birçok arkadaşım öğrendikleri el becerilerini geliştirip kendilerine meslek edindi ve şu an birçoğu bu sayede kazanç elde ediyor. Her şey şu an normale döndü ve bizi de acaba kursumuzu kapatırlar mı korkusu sardı. Gerçekten aile destek merkezlerinin kesinlikle kapanmasını istemeyiz. Çünkü kadınların buraya ihtiyacı var" diye konuştu.


Hukuki süreç devam ediyor


Kentte 3 yıl önce yaşanan ve 604 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan 7,2 büyüklüğündeki depremden sonra ölenlerin yakınlarınca, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, VanValiliği, Van Belediyesi, İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürlüğü, kamu görevlileri ile bina sahipleri hakkında Van ve Erciş cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurularında bulunuldu.


Başvurular üzerine söz konusu binaların yıkılmasında ihmalleri bulunan kişi ve kurumlar hakkında yürütülen soruşturmalardan sonra hazırlanan iddianameler kapsamında açılan davalardan, Bayram Oteli davası sonuçlandı. Erciş ilçesinde yıkılan ve 36 kişinin hayatını kaybettiği Sevgi Apartmanı'nın sahibi Salih Ölmez ile Van'ın Kazım Karabekir Caddesi'nde yıkılan ve 20 kişiye mezar olan Safa Apartmanı'nın sahibi Nezir Baş'la ilgili davalar ise sürüyor.


İkinci depremde yıkılan Bayram Oteli'nde hayatını kaybeden ailelerin avukatlarından Murat Kemal Gündüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ceza davasında, sanık Tevfik Bayram'a "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebep olma" suçundan, 10 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası verildiğini anımsatarak, mahkeme kararının hem sanık hem de müdahil aileler tarafından temyiz edildiğini söyledi.


İlk depremden sonra Bayram Oteli'nde gerekli hasar tespitini yapmayarak otelin bu şekilde çalışmasına izin verdiği iddia edilen dönemin Van Valisi ve AFAD yetkilileri hakkında yaptıkları şikayet üzerine VanCumhuriyet Başsavcılığı'nın, 4483 sayılı "Memur Yargılama Yasası" uyarınca dosyayı yetkili olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiğine değinen Gündüz, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma yapmaksızın işlemden kaldırma kararı verdiğini ileri sürdü.


Gündüz, şöyle devam etti:


"Bunun üzerine 30 Kasım 2012'de Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapılmış, başvuru üzerine, Anayasa'nın 17. maddesinde yer alan yaşam hakkının ihlal edildiğine karar vermiş ve anayasal hak ihlalinin ortadan kaldırılması için Vali ve AFAD yetkilileri hakkında etkin ve adil bir soruşturma yapılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına kararı göndermiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı üzerine Vali hakkında soruşturma izni verilmesi için İçişleri Bakanlığına, AFAD yetkilileri hakkında soruşturma izni verilmesi için de bağlı oldukları Başbakanlık makamına yazı yazmıştır."


İçişleri Bakanlığı'nın 45 günlük sürenin dışına çıkarak, yaklaşık 8 ay sonra Vali hakkında soruşturma izni vermediğini dile getiren Gündüz, aynı şekilde Başbakanlığın da AFAD yetkilileri hakkında soruşturma izni vermediğini aktardı.


Bu kararların kaldırılması ve soruşturma izni verilmesi için Danıştay 1. Daire Başkanlığı'na başvurduklarını ve bunun sonucunu beklediklerini anlatan Gündüz, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın da "soruşturma izni verilmemesi" kararlarından sonra, AFAD Başkan Vekili hakkında yapılacak soruşturmada  Ankara  Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yetkili olduğuna karar vererek dosyayı buraya gönderdiğini ifade etti.


"Van ve Erciş'te davası açılmayan onlarca dosya var"


Van Barosu avukatlarından Mustafa Aladağ ise depremlerle ilgili açılan ceza davası sayısının 10 civarında olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:


"Bunlarda da genel olarak bina sahipleriyle teknik uygulama sorumluları ve mühendisler yargılanmaktadır. 2 ya da 3 dosyada belediye görevlileri yargılanmaktadır. Bu defa da merkezi idarenin sorumlularının yargılanmadığı bir durumla karşı karşıyayız. Van depreminden kaynaklı olarak Erciş ve Van'da açılan tazminat davalarının yaklaşık olarak 5'inde sonuca ulaşılmış, bazıları da halen prosedürel sorunlardan kaynaklı sonuçlanamamıştır. Depremden kaynaklı olarak yakınlarını, evlerini yitirenlerin, belediye başkanlıklarına ve bakanlığa karşı açtıkları davalar da Van İdare mahkemelerinde devam ediyor."


AA


Geri Dön