Vural Gökçaylı: Osmanlı tarzında aksesuvar severim!
Osmanlı stilini çok beğendiğini söyleyen modacı Vural Gökçaylı: Yabancı misafirlerime Türk kültürünü göstermek istiyorum o yüzden aksesuvarda Osmanlı stilini tercih ederim. Çünkü modernle olan harmanını severim, aynı defilelerimdeki gibi...
Moda tasarımcısı Vural Gökçaylı, Gümüşsuyu'nda, şehrin merkezinde ama Boğaz manzarasıyla göz kamaştıran bir evde oturuyor. Dekorasyonla çok ilgili olduğunu söyleyen modacı, hiçbir şeyin yeri değişsin istemiyor. Evinde çağdaş Türk ressamlarının tablolarını görmekten hoşlandığını söyleyen Gökçaylı, evini ve zevklerini anlattı...
Evinizin hikayesini sizden dinleyebilir miyiz 20 seneden beri burada yaşıyoruz, çok da memnunuz. Sakin bir yer. Yaz aylarında da burada yaşadığımız için, pencereleri açınca bizi mutlu eden bir ev burası. Konumu ve manzarasından dolayı bu evi seçtik. Biraz da Moda'yı andırıyor. Ben Modalıyım ve eski zamanlarını özlüyorum.
KÖŞKTE BÜYÜDÜM
Nasıl bir evde büyüdünüz
Ahşap bir köşkte büyüdüm. Bitişiğimiz Hasan Işık'ın babası göz doktoru Esat Paşa'nın köşküydü. Güller içinde bahçelerimiz, sarmaşıklar ve mis gibi kokan hanımelleri vardı. Tabii Moda, o zamanlar bambaşka bir yerdi. Sokağa çıktığımız zaman herkes birbirini tanırdı. Bir sokakta 10 köşk vardı. Bugün o yıkılan köşklerin yerinde, 20 katlı 30 daireli apartmanlar var. Modalı da kalmadı. Anadolu'nun her yerinden gelen insanlar var. O zamanlar içine kapalı bir yerdi.
Evinizin dekorasyonuna nasıl karar verdiniz
Eşim ilgilendi ama ben dekorasyonla daha ilgiliyim. Çok titizim, hiçbir şeyin yeri değişsin istemem. Renk olarak siyah-beyaz tercih ederim. Koltuklarım da aksesuvarlarım da uzun zamandır kullandığım eşyalar. Mesela koltuklar Abdurrahman Hancı'nın tasarımları.
ROMANTİĞİM...
Evinizde ne tarz aksesuvarlar kullanıyorsunuz
Osmanlı objelerini seviyorum. Bizim Türk ressamlarının resimlerini severim. Evimde de çağdaş Türk ressamlarının eserlerini görmekten büyük zevk alıyorum. Osmanlı stilini modern mimaride ve dekorasyonda çok beğeniyorum. Tabii Fransız etkisini de severim ama Osmanlı'yı tercih ederim. Çünkü yabancı misafirlerimi evimde ağırlıyorum ve onlara bir Osmanlı parçasını, Türk kültürünü göstermek, modern mimariyle bunun harmanını sunmayı seviyorum. Aynı defilelerimde olduğu gibi... Onun için genel görüntü modern ama aksesuvarlar Osmanlı stili olsun istedim.
Hikayesi olan objeler sizin için önemli sanırım, değil mi
Evet, aile yadigarları, arkadaş hatıraları, mektuplar, eski fotoğraflar çok önemli. Romantik bir tarafım var. Her şeyi biriktirme tutkum var; puldan tutun yazılan bir pusulaya kadar her şeyi saklarım. Zaman zaman çıkarır bakarım. Ne zamandır çıkarmadığım bir sürü eşyalarım var. Fahrünissa Zeid'in mektupları, Bayan Korutürk'ün fotoğrafı, De Gaule'ün daveti, Papa'nın mektubu... Sandıklarda bayağı bir anı var.
(Marie Claire Maison dergisi)
MERDİVENLERİ YAVAŞ ÇIKTIM
Genç tasarımcılardan en çok kimleri beğeniyorsunuz
Şu anda pek beğendiğim bir isim yok. Altyapıları tam oluşmadı. Onun oluşabilmesi için de klasik dönemden geçmeleri lazım. Şimdi moda bölümlerinden mezun olan çocuklar "Tamam ben modacı oldum" diye çıkıyorlar. Müsabakalarda da en giyilmeyecek, en erotik, en saçma tasarıma birincilik veriyorlar, o da "Ben neymişim!" diyor. Çocuk için de zararlı bu.
GENÇLER GÖKTEN DÜŞÜYOR
Siz kariyerinizde nasıl ilerlediniz
Paris'te dört yıl okudum, sonra ilk stajımı Givenchy'de yaptım. Ardından Yves Saint Laurent ile çalıştım, ardından Jean Patou'nun asistanı oldum. Yavaş yavaş merdivenleri çıkarak "Ben bir şey yaptım, teknik olarak biliyorum" diye dükkanımı açtım. Şimdi genç modacılar gökten düşüyorlar, yaptıkları şeylerin hiçbirine iyi diyemiyorum. Türkiye'de haute couture yapan çok az modacı var. Genç modacılar daha çok hazır giyim yapıyorlar.
SABAH