05 / 11 / 2024

Yatay mimarinin vakti geldi!

Yatay mimarinin vakti geldi!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘yatay yapılaşma’ vurgusu da Başbakan Davutoğlu’nun ‘Gökkafes’ göndermesi de gösterdi ki Türkiye'de artık mimari hassasiyet konusunda başka bir boyuta geçildi. Sektör temsilcileri de ‘Yatay mimarinin vakti geldi’ diyor.




İstanbul’un ‘yükseklik’ meselesi tekrar ülkenin gündeminde. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bir süredir ‘Gökkafes’ örneğiyle gündeme taşıdığı yükseklik konusunu, önceki gün de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da tekrar tekrar vurguladı. Kentsel Dönüşüm ve Akıllı Şehirler Kurultayı’nda konuşan Erdoğan, burada İstanbul’un mimarisi konusunda başka bir boyuta geçildiğinin altını kalın çizgilerle çizerek, ‘Artık dikey yapılaşmadan yatay yapılaşmaya geçmemizin zamanı gelmiştir’ dedi. Özellikle Kanal İstanbul çevresinde dikey mimariye müsaade edilmemesi gerektiğini sözlerine ekledi.


16/9 MİLAT OLDU


Yatay mimarinin vakti geldi!


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tekrar dikkat çektiği ‘yükseklik’ meselesi aslında uzun süredir Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın da TOKİ'nin de öncelikleri arasında. Türkiye'yi inşa eden mimar ve inşaatçılar da ‘yükseklik hassasiyeti’ konusunda hemfikir. Mimar Murat Kader, 16/9’un bu konuda milat olarak değerlendirilebileceğini belirtiyor. Kader, “16/9’un tarihi yarımadayla ilişkisinin sorgulanması, İstanbul’da yüksekliklerin yeniden tanımlanmasına neden oldu. Ve bu sayede son 3 yılda yeni binaların tamamı bu yeni yükseklik tanımlarına uygun olarak yapıldı. Hatta hiç siluete girmeyen Bahçeşehir, Bağcılar gibi bölgelerde dahi yükseklikler değişti” dedi.


Erdoğan ne demişti?

Artık dikey yapılaşmadan yatay yapılaşmaya geçmemizin zamanı gelmiştir. Mesela Kanal İstanbul'un çevresinde dikey mimariye müsaade edilmemeli. Ankara'da, İstanbul'da, hatta diğer şehirlerimizde bu istikamette atılması gerekli adımları görüyorum. Şehir merkezlerinden onlarca kilometre uzakta oldukça da geniş, boş alanların ortasında 30 katlı, 40 katlı binalar yükseliyor. Bu kabul edilebilir değil. Akıllı şehir yüksek bina demek değildir.


Yanlış algılanmasın

Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yükseklik konusundaki söylemlerinin yanlış aktarılmaması gerektiğine de dikkat çeken Kader, “Cumhurbaşkanımız şehrin dışındaki yeni yerleşim bölgelerinde, Kanal İstanbul çevresinde yatay yapılaşmanın tercih edileceğini belirtti. Tarihi Yarımada ve Boğaz siluetinin mutlaka korunması gerektiğinin altını çizdi. Gönlünün şehir genelinde yatay yapılaşmadan olduğunu ancak şehir merkezinde bazı bölgelerde de dikey yapılaşmanın zaruri olduğunu da belirtti” şeklinde konuştu.


Vereceğimiz efekte dikkat etmeliyiz

Yatay mimarinin vakti geldi!


Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım: Müteahhitler, yatırımcılar olarak bizim de vereceğimiz efekte dikkat etmemiz gerekiyor. Bunun en iyi örneği Safranboğlu Evleri. Herhangi bir yasa veya engel olmamasına rağmen bu evleri yapanlar, siluete evlerin birbirini kapatmamasına dikkat etmişler. Tabii İstanbul gibi bir metropolde tamamen yatay mimariye dönülmesi bu saatten sonra zor. Ancak pilot şehirlerde, merkeze raylı sistemlerle bağlanan yatay yaşamlar yaratılabilir.


Türk insanı bu tarz mimariyi hak ediyor

Yatay mimarinin vakti geldi!


Arıkan Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Habip Arıkan: Kurulduğumuz tarihten bu yana yatay mimariyi destekliyoruz. Arıkan Yapı olarak sayın Cumhurbaşkanımızın beyanından mutluluk duyduk. İstanbul çevresinde oluşturulacak yeni yerleşim alanlarıyla arazi bulma sorununun çözüleceğini ve yatay mimari örneklerinin çoğalacağına inanıyoruz. Yatay yaşam felsefesinin bayrağını en önde taşıyan bir firma olarak Türk insanının bu mimariyi hak ettiğine inanıyoruz.


Tarihi bölgelerde yapılaşma olmasın


Yatay mimarinin vakti geldi!


DKY inşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ali Dumankaya: Şehrin çeperlerinde boş arsaların bulunduğu yerlerde gökdelen yapmanın hiçbir anlamı yok. Elbette aynı şey tarihi yapının bulunduğu bölge için de geçerli. Süleymaniye hattı içinde hiçbir yapılaşmaya izin verilmemeli. Bu bölgede farklı bir rehabilitasyona gidilmeli. Diğer taraftan ülkede konut talebi ve ihtiyacı sürüyor. Bu talebin de bölgesel yüksekliklerle karşılanması gerekiyor.


Kentsel dönüşümün yol haritası yeniden çizildi!



Akşam 




Haber Takvim Gazetesi'de şu şekilde yer aldı...



AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, ATO Congresium'da düzenlenecek AK Parti 5. Yerel Yönetimler Sempozyumu'nda konuştu.


Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle;


SAYIN ERDOĞAN'IN EFSANEVİ BAŞARILARI BİZİ BURAYA GETİRDİ

AK Parti belediye başkanları ne zaman biraraya gelseler bu sadece belediye başkanlarıyla bir istişareden ibaret kalmıyor, ülke meseleleri ele alınıyor. Bizden başka Türkiye'yi kucaklayan bir parti yok. Bizden başka her vatandaşın hukukunu savunan bir siyasi hareket yok. AK Partimiz 7 bölgede, 81 vilayette 78 milyon vatandaşımıza hizmet üretiyor. Başka hiçbir bir partinin böyle bir salonda toplantı yapmaya mecali yetmez, buna bir tek AK Parti'nin gücü yeter. AK Partili belediyeler halka hizmet hakka hizmet şiarıyla milletimize hizmet ediyor. Toplamda 1296 belediyenin 868 AK Partili, ak yöneticilerin, ak başkanların elinde. 2019'da bu sayı inşallah daha çok artacak, tüm vatandaşlarımızın gerçek belediyecilikle tanışmasını sağlayacağız. Bu hareketin millet nezdinde kabulünün sebebi 81 vilayetimizdeki eserlerimizdir. Bu anlayış kurucu genel başkanımız sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'daki efsanevi başarıları sayesinde gerçekleşti.


HANGİ RAKAMI ALIRSANIZ ALIN EN AZ 10 MİSLİ ARTMIŞTIR

Sizler yerel yönetimlerin yaşadıkları her türlü sorunlarına çözüm üretebilmek için gayret gösterdiniz. Kent hayatının kalitesine katkı sağlayabilmek için sürekli projeler ürettik ve bu projeleri hayata geçirdik. 2002 yılında bütçeden belediyelere ayrılan pay sadece 4 milyar 710 milyar liraydı. Bu rakam 46 milyar 400 milyon lira oldu, 10 misliden fazla. Alt kademelerde astronomik artışlar sağladık. 2002'de sadece 360 milyon kredi verilmişken geçtiğimiz dönemde 7 milyar 110 TL'yi belediyelere aktardık. Hangi rakamı alırsanız alın bu rakamlar 10 misli artmıştır. Bu da AK Parti'nin getirdiği bereketin, hizmetin farkıdır. İller Bankası altyapısız belediye kalmaması adına çalışmalarını devam ettirdi. Belediyelerimizin içme suyunu çözüme kavuşturmak için Beldes'i devreye soktuk. Şehir kendini mimarisiyle gösterir. Şehrin mimarisi insanı anlatır, bizi anlatır. Bizim şehirlerimizin meydanlarının merkezinde ulu camilerimiz vardır ve diğer herşey onun etrafında şekillenir.


BİZZAT GÖRMEDİĞİM HİÇBİR  TOKİ  PROJESİ HAYATA GEÇMEYECEK

Bizim medeniyetimizde şehrin doğal görünüşüne aykırı mekanlar yapılmaz. Geçtiğimiz hafta İstanbul'da bu kanaatlerimi paylaştım. Her birimizin en asli görevi Rabbimizin lütfettiği doğayla uyumlu hale getirmek, tarihi dokuyu korumaktır. Bizler Medine, Şam, Kahire, Bağdat, Buhara ve Semerkant'ı inşa etmişizdir. Ancak medeniyet tasavvuru olmayan, köksüzlükten beslenip açlıkla, hırsla, tamahla bedonlar dikenler yüzden bizim neslimiz gerçekten viran bir miras devraldı. Şehirlerimizi yeniden imar ve inşa etmenin mücadelesini verdik ve buna uygun belediyeciliğin örneğini verdik. Bizim belediyecilik anlayışımızda odak insan ve şehirdir. Her şehrin insanına, kültürüne, tarihine, sosyolojisine yani şehrin kimliğine göre hizmet üretiriz. Şehrin tarihi mekanlarını yeniden gün yüzüne çıkarıyor, restore ediyoruz. Şehirlerimizin hepsini kendi özgün mimarisiyle koruyup güzelleştireceğiz. İnşallah TOKİ artık şehirlerimizin tarihi mirasına uygun binalar inşa edecek. Bizzat görmediğim hiçbir TOKİ projesi hayata geçirilmeyecek. Şehrin özgün mimarisine aykırı tek bir TOKİ inşaatı yapılmayacaktır.


İSTANBUL'DA DİKEY MİMARİ YERİNE YATAY MİMARİ ESAS OLACAK

Doğu ve Güneydoğu'daki belediye başkanlarımızdan ayrıca birifingler alıyorum. Oralarda tarihi dokunun korunması talimatları veriyorum. Van'da, Mardin'de aynı talimatı verdim. Batıda Manisa'da aynı talimatı verdim. Diyarbakır, Şanlıurfa ziyaretlerimde her iki şehrin tarihi dokunun aynen muhafazası ve tarihi dokuya uygun yeni beldeler inşa edilmesi konusunu kendileriyle paylaştım. Gittiğimiz her şehrin tarihi dokusu korunacak. İstanbulumuzda da tarihi dokuya, çevre dokusuna aykırı hiçbir yapılanmaya izin vermeyeceğiz. Dikey mimari yerine İstanbul'un dokusuna uygun yatay mimariyi esas alacağız. Ankara'da bütünleşen projelere ağırlık vereceğiz. Biblo gibi şehirlerimizi koruyacağız. Doğal estetiği insan estetiği ile buluşturamamış hiçbir şehir hakiki manada şehir kimliğine kavuşamaz. Sizin vazifeniz ülkenin her yerinde şehrin işlevsel yönünü ve estetik özelliğini takip etmektir. Gençler hocanız son nefesine kadar gençliğin yanında olacak. Son nefesime kadar gençlerle kolkola, omuz omuza yeni Türkiye'yi inşa edeceğiz inşallah.


BELEDİYENİN İMKANLARINI TERÖRİSTLERE SUNAN BAŞKANLAR VAR

Şehirlerin tarihi kimliğinin bozulmasına asla izin vermeyiz. Şehir aidiyeti olmadan şehir gelişmez. Şehir aidiyetinin gelişmesinin en öncelikli şartı gençlerimizin şehirlerine sahip çıkmasıdır. Şehir atmosferinde şehrin nezaketini, ahlakını yansıtmak. Şehir kültürünü siz inşa edeceksiniz. Belediye başkanlarımız şehir kültürünü temsil edecek. Şehirde adaletle hükmedeceksiniz. Şehir idaresi aynen devlet idaresi gibidir. Ancak ve ancak ehliyetle, liyakatla idare edilir. Ehil ve liyakat sahibi insanların elinde gerçek değeri bilir. Biz nepotizme izin vermeyeceğiz. Kemiyet kadar keyfiyete de dikkat edeceğiz. Şehirlerde aidiyeti tesis belediye başkanlarının işidir. Eskiden belediye başkanlarına şehremaneti denirdi; yani şehrin emanet edildiği kişiydi. Millete hizmet için kendisine emanet edilen belediye imkanlarını terörist faaliyetlerine kullanan başkanlar var. Çukurlar kazdıran başkanlar var. Milletin verdiği oyları özerklik hezeyanlarıyla suistimal eden, iş makinalarını çukur kazmak için kullanan başkanlar var.


CHP TERÖR SÖZCÜSÜ OLAN MİLLETVEKİLLERİNE SİPER OLDU

Muhalefet partilerin yönetimindeki belediyelerdeki hizmet, yatırım, proje eksikliğine dair çarpıcı rakamlar aktarmıştım. O belediyeler için yolun sonu görünmüştür. AK Partili belediyelerin başarılı hizmetlerini gören vatandaşlarım bu belediyeciliği Türk siyasi hayatından ebediyyen çıkaracak onlara 2019'da hakettikleri dersi verecektir. Biz şehirlerimizi daha mamur kılmaya çalışırken birileri tahrip ediyorsa gerekli tedbiri alıyoruz, alacağız. Teröre destek veren, sözcülüğüne sayunan milletvekillerinin dokunulmazlıkların kaldırılması için AK Parti milletvekilleri 316 imzayla TBMM'ye yasa teklifi verdiler. İşte AK Parti farkı bu. Yıllardır dokunulmazlıkların kaldırmamıza meydan okuyanlara şunu söyledim; madem meydan okuyorsanız, işte hodri meydan! Yüce Meclisimizi terör destekçilerin zırhı haline getiren milletvekillerini yargı önüne çıkarmak için harekete geçtik. Ancak CHP bu girişimimize destek vermedi. CHP terör sözcüsü haline gelen milletvekillerine kendisini siper etti. CHP'den ses çıkmıyor. Çıkmaz; çünkü onlar kendilerinden korkarlar. Dokunulmazlık kalktığında mahkemede hesap veremeyeceklerini düşünürler.


KENDİ FEZLEKELERİNDEN Mİ KORKUYORSUN SAYIN KILIÇDAROĞLU?

TBMM'de genel kurulunda takke düşüp kel görünecek. Kimin alnın ak, kimin yüreğinin ve alnının kapkara olduğu ortaya çıkacak. Günlerdir ağıza alınmayacak hakaretlerle meşgul olan Kılıçdaroğlu neden dokunulmazlık konusuna girmiyor. Kendi fezlekelerinin de yargıya intikalinden mi çekiniyorsun Kılıçdaroğlu? Karaman'da olay ortaya çıktığı andan itibaren 'Bu sapık aşağılıkların en aşağısıdır' diye ilk lafı eden benim. CHP'nin başındaki hasta adam olayı bıraktı, bize saldırmaya, bakana saldırmaya, hızını alamayıp heryere saldırmaya başladı. Dünkü açıklamalarıyla tedaviye muhtaç patalojik bir vaka olacağını gösterdi. Kılıçdaroğlu'nu önce tıbbi bir muayeneden sonra da ahlaki testten geçirmek lazımdır. Girdiği bütün seçimleri kaybetmiş, paralel yapıyı partisini teslim etmiş bu kişinin seviyesizliği malumdur. Bir vizyonu olmadığı için gündeme gelmek maksadıyla çirkin ve seviyesizliğiyle kendisini dibe çekiyor. Nezaketsizlikte bir döküm yapılsa bu nezaketsiz kişi birinci olur. Kirli ve çirkin sözlerle siyaset yapanlar sadece kendilerini kirletir. Hakaret ve küfür ona, haya ve edep bize, AK Parti kadrolarına yakışır.


NEREDE BAŞINIZ AĞIRIRSA HÜKÜMETİMİZ YANINIZDA OLACAKTIR

Biz ikazımızı yaparız, dinleyen dinler, dinlemeyen de sonuçlarına katlanır. Biz nasıl vaatlerimizin hepsini gerçekleştirdiğimizi geçen ifade etmişsek, 316 milletvekilimiz tek bir sesle 'hodri meydan dokunulmazlıkları kaldıralım' dedik. Neticeyi göreceğiz inşallah. Belediye başkanlarımız da söz verdiğiniz herşeyi yapacaksınız. Nerede başınız ağrır, eksiklik olursa hükümetimiz yanınızdadır. Milletimizle aramızda kurduğumuz gönül bağını her gün biraz daha güçlendireceğiz. 30 Mart 2014 seçimlerinde AK Parti bayrağını ülkenin bir yerinden diğer yerine kadar diktik. Tüm belediye çalışanların alınlarından öpüyoruz, onların terli alınlarını bu milletin huzurunda iftihar vesilesi olarak gösteriyoruz. Yeni Türkiye inşa yolunda adım adım ilerlerken sadece merkezi yönetimde değil yerel yönetimlerde de hedeflerimizi sürekli büyütüyoruz. Biz çok ağır ve mübarek bir emaneti omuzlarımızda taşıyoruz. Şehir şehir, ilçe ilçe, belde belde milletimizin yegane umudu biziz, sizlersiniz, AK Parti kadrolarıdır


Takvim



Haber PR Ajansından şu şekilde servis edildi;


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve hükümetin ortak vizyonu olan yatay yapılaşma tekrar gündeme geldi.  Cumhurbaşkanı: “Dikey mimariye gerek olmayan yerlerde , özgün mimarimizi, yerel mimarimizi kullanmak suretiyle dünyaya yerleşimde farklı mesajlar vermemiz lazım.”


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yatay yapılaşma çağrısına Ankara’daki sektör temsilcilerinden destek geldi.


Murat Altuntaş  - Şahika Grup Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İç Mimar:

“Yüksek katlı konut modası, gelişmiş ülkeler ve ABD'de yerini müstakil, yatay mimariye bıraktı. İnşa edildiğinde çok yüksek ücretlerde satılan konutlarda, artık daha alt gelir düzeyindeki kişiler oturuyor. Yakın zamanda bu durumun Türkiye'de de yaşanabileceğini düşünüyorum. Yatay yapılaşma ve daha az katlı konut projeleri üretmenin de destekçisi olacağız.”


Onur Öngün - Onursal Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı:


“Yatay şehirleşmeye geçilmesi, 'yüzyılın projesi' olarak değerlendirilebilir. Türk insanı yüksek katları benimseyemedi. Bu durum kentlerdeki tarihi görünümlerin arka planda kalmasına neden oldu. Türkiye'nin tarihi dokusunun gelecek nesillere doğru emanet edilmesine katkı sağlayacak yatay şehirleşme, kentleri sağlıklı ve düzenli hale getirecek.”


Efe BEZCİ - BESA Grup Yönetim Kurulu Üyesi:

"Kentlerin belirli alanlarda sıkışmasının önüne geçilmesi, rahat, ferah yaşanılabilir alanların ortaya çıkarılması yolundaki politikalara tam destek veriyoruz. Biz de yaptığımız birçok projede yatay yapılaşmayı tercih ediyoruz. Ancak mimari yapılar kadar ulaşımdan kanalizasyona kadar altyapı çalışmaları da bir bütün olarak değerlendirilmelidir."



Geri Dön