Yılmazlar İnşaat'ın İsrail'deki vergi borcunun iptali istendi!

İsrail'de inşaat alanında faaliyet gösteren Yılmazlar İnşaat 40 milyon dolarlık ek vergi nedeniyle İsrail hükümeti ile karşı karşıya geldi. Türk Maliye Bakanlığı İsrail tarafından ortaya çıkartılan verginin iptalini istedi.

İsrail'de 22 yıldır inşaat alanında faaliyet gösteren Türk Şirketi Yılmazlar Group, 40 milyon dolarlık ek vergi nedeniyle İsrail hükümeti ile karşı karşıya geldi. İsrail hükümetinin şirketin çalıştırdığı Türk işçiler nedeniyle 40 milyon dolarlık ek vergi talep ettiği belirtildi. Türk şirketi yetkilileri ise çifte vergi önleme anlaşması gereği bu durumun haksız olduğunu vurguladı.

İsrail'de inşaat sektörünün en büyüklerinden biri olan Türk şirketi Yılmazlar Group, İsrail Maliye Bakanlığı'nın kendilerinden haksız bir gerekçe ile 40 milyon dolar vergi talep ettiğini açıkladı. Şirket ve Türk Maliye Bakanlığı bu usulsüz işlemin durdurulmasını İsrail tarafından talep etti. Şirketten yapılan açıklamada, “İsrail bu konuyu acilen ciddiye almalıdır. Aksi durumda bu mesele iki ülke arasında sorun olacak kadar önemli bir hale gelebilir” denildi.Türk Maliye Bakanlığı'na yapılan başvuruda da Türk Şirketi Yılmazlar Construction Group haklı bulundu ve Türk Maliye Bakanlığı İsrail tarafından ortaya çıkartılan usulsüz verginin iptalini istedi.

“İSRAİL’İN, TÜRK ŞİRKETİNDEN VERGİ TALEBİ USULSÜZ”

İsrail'de 22 yıldır faaliyet gösteren Türk Şirketi Yılmazlar İnşaat Group tarafından istihdam edilen Türk işçiler gerekçe gösterilerek talep edilen 40 milyon Dolar tutarındaki vergi krize neden oldu. Şirket, kesin olarak iki ülke arasında var olan 'Çifte Vergi Anlaşması'na aykırılık var' diyerek Türk Maliye Bakanlığı'na başvuruda bulundu. Maliye Bakanlığı tarafından yapılan değerlendirme ve inceleme sonucunda İsrail Maliye Bakanlığı'nı şirketten talep ettiği verginin yasal dayanağının olmadığını beyanla bu verginin ayrımcılık anlamına geldiğini karşı tarafa resmi bir yazı ile bildirdi.

MAHKEME ERTELENDİ

23 Haziran 2016 tarihinde İsrail'de görülmesi planlanan mahkeme Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanlığı'nın girişimi ile 15 Aralık 2016 tarihine ertelendi. Türk şirketinden yapılan açıklamada, "Bu yerel mahkeme yetkisiz bir işlem yapmak istiyor. Halbuki bizim işçilerimiz ikili bir uluslararası anlaşmanın parçası olarak projelerimizde istihdam edildi. Bu anlaşmalar gereği yerel mahkemeler bu konularda yetkisizdir" denildi.

“40 MİLYON DOLAR TUTARINDAKİ YÜKSEK VERGİ USULSÜZ BİR VERGİ”

Açıklamada şirketin hem Türk, hem de İsrail vatandaşlarını çalıştırdığı belirtilerek, "Şirkette çalışan İsrail vatandaşları üzerinden şirketten böyle bir vergi talep edilmiyor. Öte yandan, aynı şirket bünyesinde istihdam olunan Türk işçiler yabancı işçi sayılarak işverenden ek vergi talep ediliyor. Halbuki iki ülke arasında imzalanmış ve 1999 tarihinde yürürlüğe girmiş olan Çifte Vergi Önleme Anlaşması'na göre bir ülkenin vatandaşına ya da ortaklığı olan şirketine karşı ayrımcılık anlamına gelebilecek ek vergi uygulanamaz hükmü var. Buna rağmen İsrail Hükumetinin yaptığı ve şirketten talep ettiği 40 milyon dolar tutarındaki yüksek vergi tamamen sözleşmeye aykırı ayrımcılık içeren usulsüz bir vergi. Bu durum Maliye Bakanlığımızın İsrail tarafına yazdığı resmi yazıda açık ve net bir dille ifade edildiği görüldü" ifadeleri kullanıldı.

“İSRAİL TUTUMUNU DEĞİŞTİRMEZSE KONU TAHKİME DE GİDER”

“İsrail tutumunu değiştirmezse konu tahkime de gider” diyen Yılmazlar İnşaat Group Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Reyiz Yılmaz, şunları söyledi: “İsrail hükumeti bu konu da ihmalkar davranmaktadır. Eğer bu konu tahkime giderse burada İsrail tamamen haksız bir işlem yapan taraf olarak kabul edilecektir. Böyle bir durumda İsrail geçmiş yıllarda ikili çifte vergi önleme anlaşması yaptığı ülkelerden aldığı bütün vergileri iade etmek zorunda kalabilir. Bu durum İsrail ekonomisine önemli bir zarar verebilecek seviyede bir geri ödeme anlamına gelmektedir. Bana göre gerek İsrail Ankara Büyükelçisi gerekse İsrail Maliye Bakanlığı konuyu henüz tam kavrayabilmiş değiller. Burada İsrail Türk Büyükelçisi sayın Amira Oron Hanımefendinin meseleyi enine boyuna İsrail hükumetine izah etmesi gerekmektedir. Aksi takdirde bu mesele İsrail için Türkiye’deki ileri faaliyetleri açısından ciddi bir kambur olacaktır”