29 / 04 / 2024

Yükselen gökdelenler, ülkelerinin aşağı inen ekonomilerine işaret ediyor!

Yükselen gökdelenler, ülkelerinin aşağı inen ekonomilerine işaret ediyor!

Son yılların modası gökdelen yapımı kolay ve ucuz bir iş değil. İngiliz yatırım bankası Barclays Capital'a göre gökdelenlerle ekonomiler arasında son derece "sağlıksız bir İlişki" mevcut



Uzun zamandır bir gökdelen çılgınlığı yaşıyoruz. Pek çok ülke, "En yüksek binaya ben sahip olacağım" çabası içinde. Gökdelenler, bu ülkeler için bir prestij kaynağı, bir statü sembolü. Gökdelenler ülkesi olarak bilinen ABD, bu özelliğini çoktan kaybetti. Ortadoğu ve Uzakdoğu ülkelerinin "daha yükseğe çıkma" yarışı, ABD'yi de Avrupa'yı da geride bıraktı.

Barclays Capital'ın, geçtiğimiz haftalarda yayınlanan ilginç araştırması, en yüksek, en görkemli gökdelene sahip olma hevesinin pahalıya patladığını ortaya koyuyor. Bankaya göre gökdelen inşaatlarıyla o ülkenin ekonomisi arasında "sağlıksız bir ilişki" var.
Barclays Capital, küresel hizmet veren İngiliz yatırım bankası. Risk yönetimi konusunda uzmanlaşmış bir kuruluş. Barclays Capital, üç yıl kadar önce iflasıyla bütün dünya ekonomisini altüst eden Lehman Brothers'ın ABD'deki mal varlığını satın almıştı.

İLK GÖKDELEN BUGÜN YOK
Banka, teorisine ilk örnek olarak dünyanın ilk gökdeleni olan New York'taki Equitable Life binasını gösteriyor. Equitable sigorta şirketinin 1868-71 yılları arasında yaptırdığı 6 katlı, çatısına kadar 40 metre yüksekliğinde olan bina, dönemin ilk gökdeleni kabul ediliyordu (Şimdi 25 kattan daha yüksek binalara gökdelen deniyor).

Equitable Life binası, aynı zamanda dünyanın ilk kez asansör kullanılan ofis binasıydı. Sigorta şirketleri o yıllarda da çok iyi paralar kazanıyordu. Oysa sokaktaki vatandaş için yokluk dönemiydi. Fransız tarihçi Rene Sedillot, "Dünya Ticaret Tarihi" adlı incelemesinde o yıllarda bir berber dükkanının, duvarlarını çok daha ucuz olduğu için kağıt yerine banknotlarla kapladığını yazmıştı. Ülke, beş yıl boyunca bozuk ekonominin pençesinde inledi. Böylesine görkemli bir gökdelen yapmışlardı ama güvenliği unutmuşlardı. Bina, 1913 yılında yandı. Taştan yapılmış olmasına rağmen kullanılamaz hale geldi.

AMERİKAN İKONU
Yakın zamanın örneklerinin başında ise New York'taki ünlü Empire State Building geliyor. 102 katlı, 381 metre yüksekliğindeki bu gökdelen, Amerikan kültürünün ikonu konumunda. Zamanında dünyanın en yüksek binasıydı. Bu unvanını da 40 yıl boyunca korudu.
İnşaatta çalışan 3 bin 400 kişinin büyük bölümü göçmendi. 1929'da başlanan inşaat, iki yıl gibi rekor bir zamanda bitirildi. İnşaat o kadar hızlı sürdürülüyordu ki, fabrikalardan gelen çelik putreller sıcak sıcak monte ediliyordu.

Gökdelen inşaatının tamamlandığı 1931 yılında ABD, Büyük Bunalım'la çoktan tanışmıştı bile. Her şey 29 Ekim 1929'un Kara Salı'sı ile başladı. Panik nedeniyle 14.5 milyona yakın hisse, bir günde elden çıkarılmaya çalışıldı. Değerli kağıtlar, artık bir kağıt parçasından farksızdı. Onlarca kişi canına kıydı. Korku o kadar yaygındı ki, dönemin başkanı Franklin Roosevelt, "Korkunun kendisinden başka korkacak hiç bir şeyimiz yok" demişti.

1933'te bütün hisselerin değeri, dört yıl öncesinin yüzde 20'si kadardı. 15 milyon kişi işsizdi. Bu rakam, iş gücünün üçte biriydi. Ülkede bankaların yarısı iflas etmişti.

Empire State binası inşaatı böyle bir döneme rastladı. Her gün yüzlerce kişi inşaatı seyretmeye geliyordu. Bir mühendislik harikasını seyretmek değildi bu. "Biri düşer ölür de işini ben alırım" düşüncesiyle seyrediyorlardı.

PETROL KRİZİNE RASTLADI
Derken Chicago, en yüksek yapı yarışında Sears Tower ile öne çıktı. Gökdelenler kenti New York'un bu unvanını elinden aldı. 1974 yılıydı. 108 katlı bina, 442 metre yüksekliğinde. 354 bin metrekare kiralanabilir ofis alanı var. Ama bu ofisler uzun süre boş kalacaktı. Çünkü o yıllar bütün dünya, bir petrol krizinin tam ortasındaydı. Sekiz silindirli lüks Amerikan otomobilleri, benzin istasyonları önünde kilometrelerce kuyruk oluşturuyordu. Yakıt sıkıntısı, tüketim maddelerinin dağıtımını da kısıtlıyor, fiyatlar yükseliyordu. Üstelik 1974, Amerikan dolarının, altına olan bağımlılığının sona erdirildiği yıldı. Gökdelen bugün İngilizlerin elinde. Londra merkezli sigorta şirketi Willis Group Holdings, binanın çok büyük bölümünü kiraladı. İsim haklarını da aldı. Bina 2009'dan bu yana Willis Tower olarak anılıyor.

BAYRAK UZAKDOĞU'DA
Willis Tower, ABD'nin gökdelen saltanatındaki son halka oldu. En yüksek bina unvanını, New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'nden almıştı. Fakat o da Malezya'daki Petronas Towers'a geçildi.

Başkent Kuala Lumpur'daki ikiz gökdelen olan Petronas Towers, 19982004 arası dünyanın en yüksek yapısıydı. Bir milyar 600 milyon dolara mal oldu. 88 katlıydı ve 452 metre yüksekliğindeydi. Willis Tower'ı sadece on metre geçiyordu.
Aslında gökdelen yüksekliklerinin ölçülmesi hep tartışma konusudur. Bazı mimarlar, kullanılabilir kat yüksekliğinin esas alınması gerektiğinde ısrar ederler. Oysa yükseklik genelde, sivriltilmiş bir çatı ve onun da üzerine oturtulmuş bir televizyon antenini de kapsar. Bu küçük hile ile "en yüksekte" olma onuruna kolaylıkla ulaşılır.

1974'te kurulan, Malezya ulusal petrol ve gaz şirketi Petronas'ın sahipliğindeki gökdelenlerde, Microsoft, IBM, Boeing, Reuters, Bloombefg, El Cezire, Accenture gibi tanınmış şirketlerin büroları da bulunuyor.

Petronas Kuleleri'nin şanssızlığı da 1997'de yaşanan Asya Finans Krizi'ne yakalanmış olması. Endonezya, Filipinler, Tayland, Singapur ve Güney Kore ile birlikte Malezya da bu krizden en çok etkilenen ülke oldu. Malezya'nın ulusal parası ringgit, yüzde 50 değer kaybetti, sanayi yüzde 24, tarım yüzde 11 geriledi. Küçük bankalar, büyükler tarafından yutuldu.

DUBAİ ZORDA
Dünyanın, yarım kilometreyi geçen ilk gökdeleni Tayvan'daki Taipei 101 oldu. 2004'te inşaatı bitirilen bina, dünyanın en yükseği olma şerefini altı yıl yaşayabildi. Her şeyden önemlisi yeşil bir gökdelendi bu. Yapısı gereği, yüzde 50 ısı tasarrufu sağlıyordu. Kullanılan su ise yeniden dönüşüme girip binanın ihtiyacının yüzde 20'sini karşılıyordu.

Tayvan kayda değer bir ekonomik zorluk yaşamadı ama halen en yüksek gökdelen unvanını elinde tutan Burj Halife, Dubai'nin "neredeyse" iflas etmesine neden oldu. 828 metre yüksekliğindeki gökdelen için 1.5 milyar dolar harcandı. Petrol zengini bir emirlik için çok fazla bir rakam gibi görünmedi ama diğer projelere ayrılan paralarla birlikte değerlendirildiğinde kaynakların çıkmaza girmesine yol açtı.

YARIŞ DEVAM EDİYOR
Gökdelen çılgınlığı devam ediyor. Çin, gökdelen mimarlarının en büyük gözdesi. Hong Kong ve Şanghay, gökdelen dolu. Hindistan'da inşa halinde 14 gökdelen var. İngiltere'nin başkenti Londra'da, Avrupa Birliği'nin en yüksek binasının inşaatı mayıs ayında bitecek. Shard London Bridge, 450 milyon sterline mal olacak. 308 metre yüksekliğe çıkacak ve toplam 110 bin metrekare kiralanabilir ofis alanı bulunacak. Bir krize neden olacak mı Adada zaten işler iyi gitmiyor. Bir de olimpiyat düzenleyecekler. Hiç bir ülke olimpiyatlardan para kazanamadı. Tam tersine kaybetti. Bu yıl, İngilizler için hayli endişeli geçecek gibi.

ALEV RIGEL/Para
 


Geri Dön