23 / 07 / 2024

Yüzde 40 peşinat inşaat sektörünü öldürür!

Yüzde 40 peşinat inşaat sektörünü öldürür!

Türkiye'nin ekonomik yapısının kısa sürede değişmeyeceğini söyleyen Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi ve finans hukuku uzmanı Ömer Gören, cari açık sorununun fazla büyütüldüğü görüşünde




Mortgage kredisinde yüzde 40'ın peşin alınması bu işi öldürür. İnşaat sektörü de durur. İnşaat ve otomobil, ekonominin itici gücü. Ülkeyi yönetenler bu iki sektöre çok dikkat etmeli. Bankacılıkta beklenen sıkıntılar, bu sefa inşaat sektöründe olacak.

Maketten satışlara SPK el koymalı

Konutta dikkat edilmesi gereken bir başka şey de maket üzerinden yapılan satışlar. Bu işe el koymak lazım. Türkiye'de para toplama operasyonu olan her yerde SPK'nın müdahale etmesi lazım. Aldığı para ile o projeyi mi yürütüyor, başka projeyi mi yürütüyor


Türkiye'nin ekonomik yapısının kısa sürede değişmeyeceğini söyleyen Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi ve finans hukuku uzmanı Ömer Gören, cari açık sorununun fazla büyütüldüğü görüşünde: Cari açık Türkiye'nin milli gelir ve ihracat artışıyla döndürülüyorsa bir noktaya kadar kabul edilebilir

Cari açığa yönelik tedbir tartışmaları tüm hızıyla sürerken, Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi ve finans hukuku uzmanı Ömer Gören, konuya yönelik farklı bir çıkışta bulundu. Gören, cari açığa kısa sürede kimsenin çözüm üretemeyeceğini belirterek, 'Türkiye cari açıkla yaşamayı öğrenmeli. Zaten 7-8 yıldır bunu yapıyoruz. Aynı kredi kartıyla yaşayan insanlar gibi. Hayatlarını bir şekilde kartla döndürüyorlar' dedi. Gören, ekonomide aşırı ısınma sorunu görmediğini de kaydederek, bankacılık sektöründeki kredileri kısmanın, ancak sektörü kurtaracağını ancak üretimde daralmaya neden olarak daha büyük sorunlar yaratacağını kaydetti. AKşžAM Gazetesi'ne konuşan Gören, bankacılık sektörüne yönelik tedbirler ve cari açık başta olmak üzere, ekonominin sıcak gündemini değerlendirdi.   Gören'in açıklamaları şöyle:

ÖNLEMLERİN CARİ AçIKLA BİR İLGİSİ YOK

Cari açıkla mücadelede BDDK ve Merkez Bankası'nın önemi büyükmüş gibi sunuluyor. Hükümet, sorumluluğu bu iki kurumun üzerine yıkıyor. BDDK ve Merkez Bankası'nın aldığı önlemlerin cari açıkla hiçbir ilgisi yok. Bunlar cari açığı ne artırır, ne azaltır. Cari açığa çözüm için enerji ve ithalata bakılmalı. Yalnızca topu bankalara atarak çözemezsiniz. Tek başına bakacılık sektörü ile ekonomi yönlendirilemez. Alacağınız bazı tedbirlerin yan sorunları bu defa piyasaya başka türlü intikal ediyor. O da istenmeyen sonuçlar veriyor.

KISA VADEDE çözüm BULUNMAZ

TÜRKİYE'nin ekonomik yapısı bugünden yarına değişmez. Dünya ticaretinin belli kuralları var, kafana göre ithalata vergi koyamazsın. Cari açığı kısa vadede çözemezsin. Kim çözerim diyorsa yalan söyler. Petrol, doğalgaz ve ara malı ithalatıyla oynamazsan cari açık meselesini çözemezsin. Cari açıkla ilgili sorunu fazla büyütüyoruz. Cari açıkla yaşamayı öğrenmeliyiz. Zaten 8-9 yıldır cari açıkla yaşıyoruz.   Cari açık Türkiye'nin milli gelir ve ihracat artışı ile döndürülüyorsa bir noktaya kadar kabul edilebilir.

ORKESTRA şžEFİ LAZIM

MERKEZ Bankası mevduat munzam karşılıklarıyla oynuyor, BDDK da kredi munzam karşılıklarıyla oynuyor. Kredileri budayayım diye banka kaynakları çift taraflı bloke ediliyor. Bu, çok tehlikeli bir şey.   Her iki taraf da ayrı saz çalıyor, bir orkestra şefi lazım. Makro ekonomik olarak toptan talebin azalması üreticilerde de talep düşüklüğüne neden olur ve sıkıntı yaratır.

EKONOMİ AşžIRI ISINMADI

EKONOMİDE aşırı ısınma olduğu görüşüne katılmıyorum. Tüketim canlanmalı. Başka çözüm yok. Akademik anlamda ısınma, fiyatların yükselmesidir. Ciddi fiyat yükselmesi yok. Rakamlar ciddi ısınma olmadığını gösteriyor. Lüks tüketim kısılmaya çalışılıyorsa da bu insanları yerli ürüne yöneltmez. O talebin düşmesi cari açığı ciddi oranda etkilemez.

Dışarıdan almak daha ucuza gelir

TÜRKİYE'nin ithal ettiği ara mallarını kendisinin üretmesi de zor. Yerli araba yapalım deniyor, ama bunlar çok büyük yatırımlar. Türkiye yeni bir teknoloji icat edemez.   Uçak yapalım deniyor. Dünyada da zaten uçak yapabilen ülke de yok. Hammaddesi Türkiye'de yok. Onu üreten ülkeden de o malı alamıyorsun. Pek çok ülke o malları kapatmış. Bugün istediğiniz kadar milyar dolarınız olsun kimi malları alamazsın. Satmıyor adam. Bunu kırarım demek, yerli uçak filan hayal mahsulü. Bunu yapsa bile alternatif maliyeti yüksek olur. Dışarıdan almak daha ucuza denk gelir.

Sıcak paradan korkmaya gerek yok

40 MİLYAR dolarlık sıcak paradan söz ediliyor. Bu para Türkiye'den başka nereye gidecek. Sıcak paranın en önem verdiği faktör, finansal istikrar. Dünyada ABD, Arap ülkeleri, Ortadoğu ve Avrupa'da ciddi sıkıntılar var. Türkiye'nin sıcak paradan korkmasına gerek yok, zaten bizden başka yere gitmez. Para kendi ülkesine gitmeye kalksa faiz hadleri tatmin etmez. Dünyada artık eksi faiz var.

İsviçre'de bir bankada mevduat yapmaya kalksan adam üstüne para istiyor. Sıcak paraya tedbir filan da yanlış. Parayı korkutmamak lazım. Para çok hassas bir şey. Seçimlerde sıcak paranın aradığı bu istikrar ortamı arttı. Sıcak para güvenli limanını buldu.
Akşam/Deniz çİçEK


Geri Dön