Yüzlerce konut çok az kişinin elinde toplandı ama orta sınıf ev alamıyor: Konut sorunu nasıl çözülecek?
Ev kiralarında ve konut fiyatlarında yaşanan limitsiz artışlar, barınma krizini her geçen gün derinleştiriyor. Peki konut sorunu nasıl çözülecek? İşte ayrıntılar...
Türkiye’de barınma krizi gittikçe derinleşiyor. Konut kiralarında yüzde 25 zam sınırının kaldırılmasıyla kiralık evde yaşayan milyonlarca vatandaş karamsarlığa düştü.
İstanbul’da ortalama kira bedeli asgari ücretten 4 bin TL fazla iken, kiralara en az yüzde 65 zam (TÜİK verileri ile belirlenen zam) yapılması öngörülüyor. Endeksa’nın verilerine göre 2024’ün mayıs ayında Türkiye genelinde metrekare başı kira fiyatı ortalama 158 TL seviyesine ulaştı.
Türkiye genelinde birim kira miktarının en fazla olduğu şehirlerin başında 226 lira ile Muğla ve 213 lira ile İstanbul yer alıyor. 2019 yılında bu birim fiyat 15 liraydı. Türkiye’de kiralardaki ortalama birim fiyat 2019’dan bu yana yüzde 953, son bir yılda yüzde 54, son iki senede yüzde 251 oranında yükseliş gösterdi. Aylık ortalama kira ise 17 bin 417 TL seviyesinde. İstanbul’da ise bu miktar 21 bin 289 TL. İstanbul Planlama Ajansının verilerine göre 2021’de ortalama kira 1541 liraydı. Fakat 2021 senesinde kiralık konut tutanların ortalama kirası 2 bin 561 lira seviyesindeydi.
Evrensel'den Nisa Sude Demirel'in haberine göre; İstanbul Planlama Ajansının 2022 yılında gerçekleştirdiği konut zirvesi kapsamında yapılan İPA İstanbul İstatistik Ofisi araştırmasına göre araştırmaya katılan vatandaşların yüzde 95.1’i İstanbul’daki kira fiyatlarını yüksek bulduğunu belirtti. Kirada olanların yüzde 41.4’ü pandemi döneminde kirasını ödeyemediğini veya aksattığını ifade etti.
Esenyurt’ta yaşayan Aynur, 48 yaşında bir metal işçisi ve son 11 yıldır bir alüminyum fabrikasında çalıştığını belirtiyor. Esenyurt’ta Kiptaş Konutlarında 2+1 bir evde 1 yıldır oturan Aynur, şu an için evine 4 bin 800 TL kira ödüyor. Ağustos ayında yıllık kontratı sona erecek olan Aynur, 21 bin 500 TL maaş alıyor.
Kontrat dolunca ne yapacaklarını şimdiden oğluyla konuşmaya başladıklarına dikkat çeken Aynur, kontrat yenilenme tarihini endişeyle beklediklerini belirtiyor. Bu evi sadece ekonomik olduğu için tercih ettiğini dile getiren Aynur, "Balkonu yok, konut zaten küçük. Ancak kirası da az işte. Geniş, balkonlu bir konutta oturmak isterdim ben de ama neyi karşılayabiliyorsak o evde oturuyoruz" diye konuştu.
Aynur; fabrikadan arkadaşının yakın zamanda 8 bin TL'ye, asgari ücretin yarısında fiyata bahçe katında ve oldukça kötü koşullarda bir eve çıktığını dile getirdi ve şunları söyledi:
"Konut sahibi kirayı iki katına yükseltip 10 bin TL istese bile razıyım. Çünkü bu evden çıksam yan daireme yerleşsem kiralar 15 bin TL'den başlıyor. Emlakçı parası, kaporası derken yalnızca evi tutmak bile benim iki üç aylık aylığıma denk oluyor. Her şeye zam gelirken bazen konut sahibine de hak veriyorum ama benim daha fazlasını ödeme imkanım bulunmuyor. Ödeyemeyeceğim bir miktar söylese, ‘Ödeyemiyorsan çık’ dese ne yapacağım?"
Ayrıca, Aynur, Sancaktepe’de oturan kardeşinin de kirasının 6 bin TL'den 15 bin TL'ye yükseldiğine, ödeyemeyince konut sahibinin evden çıkardığına dikkat çekti ve bu konut sorununun nasıl çözüleceğini ise bilmediğini aktardı.
Bir ambalaj fabrikasında işçi olan ayten de 18 yaşında üniversiteye hazırlanan kızıyla beraber Esenyurt'ta 2+1 bir evde yaşıyor. Aylık geliri 21 bin lira. Şu an yaşadığı evde 8 bin 500 lira kira, 2 bin 500 lira aidat ödemesi yapıyor. Yani maaşının yarısından fazlasını kira için harcıyor.
Haziran sonunda kontrat yenilendiğinde kirayı 8 bin 500'den 14 bin liraya, aidat ise 2 bin 500'den 4 bin TL'ye yükseldi. Ayten yine Esenyurt'un ücra köşelerinden konut bulacağına dikkat çekti ve baktığı 2+1 konutların bile en az 12 bin TL'den başladığını vurguladı.
ktisatçı Murat Güney, konut sorunun sebepleri ve çözümü ile ilgili açıklamalarda bulundu ve yüksek enflasyon ortamında gayrimenkul, araç, sermaye sahiplerinin zenginleştiğine dikkat çekti.
Güney, "Bu da ciddi bir servet transferine neden oldu tabii. Burada ilginç ve acı olan gerçek ise şu: Bir ya da iki konutu bulunan ve zenginleştiğini sanarak bunları satanlar bu evleri bir daha alamaz hale geldiler. Yalnızca yoksul sınıfların değil, orta-üst sınıf diyebileceğimiz grupların dahi ev sahipliğine erişemediğini görüyoruz. Bunu TÜİK’in konut sahipliği rakamlarında görebiliyoruz. Bundan sonra ilginç Turgut Altınok örneği gibi çok az kişinin yüzlerce konuta sahip olduğu fakatorta halli diyebileceğimiz kişilerin bile konut sahibi olamadığı bir duruma geldik" açıklamasında bulundu.
Kiraların da çok yüksek olduğuna, ancak barınmanın da vazgeçilmez bir insan hakkı oldığına dikkat çekti ve Türkiye’de hiçbir zaman ulaşılabilir ve ucuz bir konut politikası olmadığını vurgulayarak şunları söyledi:
"TOKİ de yoksullar için değil orta sınıf içindi. Ancak konut arzını yükseltmeye dair bir ihtiyaç olmasına rağmen, kiralık konut ihtiyacını karşılamaya dair bir politika geliştirilmesi düşünülmedi bile.
Emeklilerin, emekçilerin, ücretli çalışanların ekonomiden aldığı payın hak edilen biçimde çokça artırılması gerekiyor. Ücretlere temmuz zammı şart. Bu süreçte şirketler kârlarını inanılmaz oranlarda artırdılar ama ücretli kesim bu sürecin en ağır kaybedeni oldu. Uygun fiyatlı kiralık konut ihtiyacını karşılamak üzere kâr amacı gütmeden bir politika geliştirilmeli. Bu durumda konut arzı da dengeye girecektir."
Aile Bakanlığı destek ödemesi ne zaman yatacak. Resmi açıklama geldi
Kiralık konut fiyatlarında Mart’ta başlayan artış uçuşa geçti!