Ziya Yılmaz: Kent değişmediğinde kamu müdahale etmeli!
İstanbul’da gecekondulaşmanın köklerini 1930’lu yıllara kadar dayandıran DAP Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, şehrin göç almasıyla kentin yüzde 70’inin kaçak yapılardan oluştuğunu dile getirdi
Çarpık yapılaşmanın 1999 depreminde zayiatı artırdığını belirten Yılmaz, bugün şehrin dört bir yanındaki gecekonduların müstakil ev yada çok katlı binalar olarak varlıklarını sürdüklerini vurgulayarak, “İstanbul, kentsel dönüşüm projeleri ile ‘ıslah’ edilmeye çalışılsa da gecekondular en lüks semtlerde bile plaza ve rezidansların arasında şehre bakmaya devam ediyor. İstanbul başta olmak üzere bütün Türkiye’yi yeniden inşa etmek, binaları düzeltmek gerekiyor. Yenileme dönüşüm projelerini bu yüzden gönülden destekliyoruz” diyekonuştu.
Kentsel dönüşüme kamusal müdahale gerekli
Bu projenin çok çaplı olduğunu, ancak devlet eli yapılabileceğini belirten Yılmaz tüm bunlara ek olarak İstanbul’un dinamik yapısı gereği fiziksel ve sosyal profilinin sürekli değiştiğine dikkat çekti. İnsanlara hak ettikleri güvenli ve modern ortamların sunulmasını tavsiye eden Yılmaz, “Kentler kendi kendini değiştirebilme kapasitesine sahip olmakla birlikte değişim kendiliğinden gerçekleşmediğinde kamusal müdahale devreye girmeli. Kentlerin değişime ayak uyduramayan bölgelerinde kamu müdahalesi bazen kaçınılmaz oluyor. Yine de kentsel dönüşüm projeleri sadece mimari mantıkla yapılmamalı. Yenileme alanlarına projeyle birlikte sosyal- teknik donatıyı da getirmek lazım” şeklinde konuştu.
Kentsel dönüşüm kaynaklı konut ihtiyacı artıyor
İstanbul’da, 2015 yılına kadar 2.5 milyon konut talebi olacağı öngörüldüğünü belirten Yılmaz, bunun nüfus artışı, yenileme, deprem ve kentsel dönüşümden kaynaklandığının altını çiziyor.
Tarlabaşı iyi bir örnek
Tarlabaşı’ndaki dönüşümü kentin kötü imajının yenilenmesine iyi bir örnek olarak sunan Yılmaz, bundan ders çıkarılmasını tavsiye etti. Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü; “Tarlabaşı’nda kentsel dönüşüm projesi onaylanınca uzlaşma süreci hazırlıkları yapıldı.Mülk sahipleri toplu ve birebir görüşmeler yoluyla bilgilendirildi. Bölgede yaşayanların memnuniyetsizliği, projeyi fırsat olarak değerlendirmelerine yol açtı. Öte yandan mülkiyet haklarını da savundular. Belediye, gelen talepler doğrultusunda taleplerini sürekli yeniledi ve uzlaşma süreci devam ettirildi” diye konuştu. Tarlabaşı’ndaki sürecin Cihangir’deki süreçten farklılıklar taşıdığına dikkat çeken Yılmaz, “Cihangir dönüşümüne bireysel girişimcilerin mülkleri satın alması ve mülkiyet yapısının değişmesi yoluyla yenilenmişti” diyerek sözlerini bitirdi.
Ziya Yılmaz’ın dönüşüm reçetesi:
1. Dönüşümü kesinlikle göze almak lazım. Kişisel çabalarla ancak küçük ve bölgesel dönüşümler gerçekleştirilebilir.
2. Daha büyük ve kalıcı çözüm için devletin (kamusal) müdahalede bulunması gerekiyor.
3. Tarlabaşı’ndaki gibi tarafların sürekli görüştüğü ve tekliflerini revize ettiği bir süreçle iyi bir sonuca ulaşılabilir.
