16 / 11 / 2024

1 yılda TOKİ'de neler değişti?

1 yılda TOKİ'de neler değişti?

Bundan bir yıl önce TOKİ’nin başına özel sektör kökenli Mehmet Ergün Turan geldi. Bu bir yılda kurumun felsefesini, şehre bakışını tamamen değiştirdi.





Bundan bir yıl önce TOKİ’nin başına özel sektör kökenli Mehmet Ergün Turan geldi. Bu bir yılda kurumun felsefesini, şehre bakışını tamamen değiştirdi.  TOKİ  artık yatay-yerel mimariyle çalışıyor; estetik olduğu kadar sosyolojik kaygılar da taşıyor.


Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Mehmet Ergün Turan göreve geleli neredeyse 1 yıl oldu. Bu süreçte çok fazla göz önünde olmamayı tercih etti. Kendisi bu süreci, “Yapacağız’ demektense, biraz bekleyip ‘Yaptık’ demek istedik. Felsefi anlamda da değişimlerde bulunduk” diye özetliyor. 

TOKİ’nin yeni felsefesini ise “Dikey değil, yatay mimari ile bölgenin kültürüne coğrafyasına uygun, daha estetik, daha kaliteli konutlar üretmek” diye anlatıyor. Hatta İstanbul’u ‘Türkiye’nin Kaşıkçı Elması’ diye nitelendirip, “Biz bu şehrin her metrekaresini nokta nokta biliyoruz. Hayati çizgilerini, asla dokunulmaması gereken yerleri de çok iyi biliyoruz” diye devam ediyor. TOKİ Başkanı Mehmet Ergün Turan ile kurumun yeni felsefesini ve projelerini konuştuk. 


EN YÜKSEK TOKİ OLMAYACAK 


TOKİ’de ‘Felsefi anlamda değişimlerde bulunduk’ diyorsunuz. Nedir bu felsefi değişim?

Evet ben şehirciliğe bir felsefeyle bakıyorum. Toplumsal ve siyasal talep de bu doğrultuda. Son 6 aydır ürettiğimiz bütün ürünlerde yaptığımız bütün ihalelerde yerel, yöresel mimariye dikkat ettik. Dikey değil, yatay mimariye yöneldik. Hatta şunu diyoruz; hiçbir şehirde yapılmış en yüksek bina TOKİ binası olmayacak. Anadolu kadim bir coğrafya. Binalar 2-3 katlıyken ‘biz TOKİ’yiz, 10 katlı bina yaparız’ diyemeyiz. Son 3-4 ayda ihale ettiğimiz konut sayısı 13 bin. Bunların tamamı bu disiplinle yapılıyor. Eğer 300-400 konutluk bir projeyse mutlaka bir mahalle kültürünü oluşturacak normları barındırıyor. İçinde okul, meydan, dükkan, kafe oluyor.  


Yüksek binaya karşı mısınız?

Yatay mimari anlayışımız, ‘yüksek binaya karşıyız’ anlamına gelmemeli. Avrupa’nın önemli başkentlerinde bunu görürsünüz. Londra’da Fransa’da da ‘tarihi alanın dışında’ yüksek binaların olduğu bölümler var. Gerektiğinde bu alanlara uygun imar uygulamaları yapılabilir.  


2002'DEKİ TÜRKİYE DEĞİL


Geçtiğimiz yıllarda çok fazla eleştiriye maruz kaldı TOKİ. Siz de artık felsefemiz değişti diyorsunuz. Bu bir özeleştiri mi? 


TOKİ 12 yıl boyunca bu millete iyilik üretmiş bir kurum. Geçmişteki insanlara haksızlık etmek istemem. Müthiş bir emek var. Bu emeğe saygı duyuyorum. Ancak daha iyiyi aramak kadim bir arayıştır. Benden sonra gelecek arkadaş da daha iyisini yapacağını söyleyecektir. Bizim imkanlarımız, kabiliyetlerimiz arttı. Türkiye 2002'deki Türkiye değil. Önceki yapılar dünün imkan ve kabiliyetleriyle üretildi. Biz geleceği inşa ediyoruz. Bu yüzden daha estetik ve kaliteli üretim yapmak zorundayız.   


TOKİ malzemesi diye bir söylem var. Bu imaj da düzelir mi?

TOKİ’nin son 12 yıldır Türkiye’de yaptığı binalar, en sağlam binalardır. Buna hiç şüphe yok. Bizim kalite standardı diye bahsettiğimiz diğer malzemelerdir. Ki bu anlamda da TOKİ son 6 ayda başka bir evreye geçti. İnşaatlarda ana malzeme dışında kullanılan 40 kalem mal var. Biz bunları tek tek analiz ediyoruz. 3-4 malzeme için değişim kararı aldık. Çok iddialı bir şey söylüyorum. TOKİ çok yakında kalitesiyle anılan bir kurum olacak. İstesek çok daha lüks malzeme kullanabiliriz ama sosyal konut üretiyoruz. 


Asla etrafı çevrili siteler inşa etmeyeceğiz 


İstanbul’a dair endişeleriniz var mı peki?

Bizim toplumsal anlamda gelecekte karşılaşacağımız en büyük sorun gettolaşma. Ve biz şu anda ona doğru gidiyoruz. Zenginler ayrı muhitlerde, sosyal demokratlar ayrı bir yerde, muhafazakar zenginler ayrı yerde, muhafazakar alt gelirgrubu ayrı yerde... Bizim TOKİ olarak bu tabloyu dengeleyecek bir stratejimiz var. 


Nasıl bir strateji bu?

Biz bir projede farklı gelir gruplarına hitap edecek konutlar geliştiriyoruz. Evlerin hepsini 4 bin TL’den satabiliriz ama yapmıyoruz. Bütün projelerimizde bu dengeyi gözetiyoruz. İddialı söylüyorum asla etrafı çevrili siteler inşa etmiyoruz, etmeyeceğiz.


120 bin konut iddiası kesinlikle doğru değil


İstanbul’daki bütün kıymetli arazilerin TOKİ’nin olduğuna dair bir şehir efsanesi var. Doğru mu bu?

Bu bir spekülasyon konusu. İstanbul’da arazimiz çok kısıtlı. Biz araziyi kendimiz kamulaştırma yoluyla üretiyoruz. . 


Peki iddia edildiği gibi 120 bin konut var mı elinizde?

Bizim elimizde konut monut yok. TOKİ’de toplasan 600-700 tane konut vardır.


Bir felaket geliyor bundan fedakarlık yaparak çıkabiliriz


Kentsel dönüşüm yılan hikayesine döndü, bununla ilgili bir planınız var mı?

Kentsel dönüşüm kolay bir hadise değil. İstanbul’da ciddi çabalar var. Fakat vatandaş da müteahhit de kentsel dönüşümü bir zenginleşme aracı olarak görüyor. Bu algıyı acilen yıkmamız gerek. Bir felaket geliyor. Felaketten zenginleşerek değil, fedakarlıkla çıkılır. Herkesin bunu memleket meselesi olarak görmesi gerek. Bu yüzden artık çok güçlü bir şekilde İstanbul’da var olacağız. Aktif bir şekilde, sosyal devlet kimliğiyle olacağız. Bunun için İstanbul ofisimizi büyüttük, ekibi güçlendirdik.


Dolaylı 200 bin kişiye iş sağlıyor


TOKİ ne kadarlık bir istihdam sağlıyor? 

İnşaat sektörü damara verilen serum gibi, hemen kana karışır, bugün bir şantiye başlayınca 500 kişi işe başlar. Şu anda bizde doğrudan istihdam 50 bin kişi, dolaylı da 150-200 bin civarında. 79 vilayette, aktif 800 şantiyemiz var. 


Finans Merkezi'nde inşaat başlıyor


Finans Merkezi projesi nasıl gidiyor?

SPK ve BDDK binalarının ihalesini yaptık. İnşaatları bir iki ay içinde başlıyor. Biz Finans Merkezi’ne Türkiye’ye çağ atlatacak bir proje olarak bakıyoruz. En geç 5’inci ya da 6’ncı ayda temelleri atıyoruz. 


İstanbul'un hayat sınırlarını çok iyi biliyoruz


İstanbul’da hâlâ projeler için boş alan var mı?

Burası nadide bir şehir her metrekaresi önemli. İki tarafı deniz, bir tarafı kuzey ormanları. Çorlu ve Gebze arasındaki arazileri nokta nokta biliyoruz. Hangileri haram sınırlardır, imar anlamında asla yaklaşılmaması gereken yerlerdir, hangisi şehrin geleceğidir çok iyi biliyoruz. Planlamaya çok daha fazla ehemmiyet verilmeli. Biz, geldiğimizden beri İstanbul’a bu niyetle, bu hassasiyetle bakıyoruz. Çünkü İstanbul Türkiye’nin Kaşıkçı Elması. Her bir noktasına dokunurken dikkatli olmak lazım. Hayat çizgileri var. Bu arazi kısıtlarına baktığımızda İstanbul'un her noktası kıymetle işlenmelidir.


Para yerine parkı seçtik


Şehir parkı projeleri de bu felsefenin bir sonucu mu? 

Evet. Mesela Zeytinburnu’nda Olivium’un yanındaki 110 dönümlük arazinin 70 dönümünü bölge parkına ayırdık. Biz oradan şu anda kazandığımız paranın 2-2.5 katını kazanabilirdik. Ama şehre böyle bakmıyoruz. Bu bizim yeni bakış açımızın bir yansımasıdır.


Merkezde fiyatlar daha çok yükselir


Konut balonu söylemi hiç gündemden düşmüyor. Sizce böyle bir risk var mı?

Bir örnek vereyim; Konya Selçuklu’da 19 konut için yaptığımız kuraya 5212 kişi katıldı. Kayabaşı’na da 1.500 konuta 50 bin civarı talep var. Yani burada asla ve kata balon yok. 

Zaten piyasa kendini regüle eder bu konuda. 


Fiyatların fazla yükseldiği fikrine katılıyor musunuz?

Bana göre merkezin çok daha güçlü olması lazım. Ama çeperlerdeki bu kadar sıçramayı erken buluyorum. Merkez Avrupa standartlarında olmalı. 

İngiltere’de 15 bin sterline yer alıyorsun. İstanbul’da da merkez fiyatları daha fazla yükselecektir.   


13 YILDA 69 MiLYAR YATIRIM


TOKİ'nin 2002 yılından bu yana yaptığı yatırımların toplamı 69 milyar TL'yi buldu. 2002 - 2011 yılları arasında 500 bin konut inşa eden kurum, 2023'e kadar 500 bin konut daha yapacak. TOKİ'nin şimdiye kadar yaptığı konutlar 100 bin nüfuslu 30 şehire eşdeğer olarak nitelendiriliyor. 



Akşam 


Geri Dön