22 / 12 / 2024

1977 yılında Çiçek Pasajı'nın değeri 40 milyon liraymış!

1977 yılında Çiçek Pasajı'nın değeri 40 milyon liraymış!

1977 yılında Çiçek Pasajı'nın değeri 40 milyon liraymış. 1977 yılında dördüncü kez satışa çıkarılan Pasaj, açık artırma ile satılacakmış. 18 daireli, 16 birahaneli pasaja 40 milyon lira değer biçilmiş.



1977 yılında Çiçek Pasajı nın değeri 40 milyon liraymış!


İSTANBUL’un ''Simge''lerinden biri haline gelen ''Çiçek Pasajı'' dördüncü kez satışa çıkarıldı açık arttırma ile… Mart ayının ilk haftasında 10. İcra Mahkemesi'nde vurulacak tokmak masaya... Ve böylece başlayacak 16 birahaneli ve de 18 apartman daireli ''Çiçek Pasajı''nın satış işlemi...

 -''40 milyon lira, var mı artıran?'' diyecek mezat memuru... Bundan önce olduğu gibi...


ÖNCEKİ SATIŞLAR


Zordur Türkiye'de bir malın ortak sahibi olmak... ''Çiçek Pasajı''nın da 25'e yakın sahibi var... Ve bu sahipler arasında yaklaşık 80 hisseye bölünmüş pasaj mülk olarak...

  Bundan önce de bir anlaşmazlık pasajı getirmiş icra masasında satılmaya... Değerini bile saptamışlar 1961 yılında... ''12 milyon lira'' demişler... Olmamış. Satış engellenmiş... Bundan sonraki ikinci satış 1970 yılına rastlıyor.. Fiyat, 17 milyon 950 bin lira...

  Bu satış da gerçekleşmeyince Çiçek Pasajı üçüncü kez ''Para babaları''nın iştahlı bakışlarına sunulmuş... Yıl 1974, fiyat 35 milyon lira...

  Ve son tablo. Yıl 1977, fiyat 40 milyon lira...

  ''Çiçek Pasajı'' bütün bu açık arttırmalar sırasında bir yandan da Türkiye'deki ekonomik koşulları ve para değerinin düşüşünü gösteren bir ''Ölçü'' niteliğini taşıyor!...


GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ...


  ''Çiçek Pasajı''nın tam kuruluş tarihi pek belli olmamakla beraber Hristaki isimli bir Rum'un 1850 yılların da ''Pasajı'' gerçekleştirdiği söyleniyor.

  O zamanların anılarını saklayanlara göre ''Çiçek Pasajı'' alt katı hamam, üst katı da depo olarak kullanılmakta imiş... 

  Pasaja ilk lokanta, şimdiki ayakkabıcının bulunduğu yerde açılmış. ''Nektar'' lokantası.. Atatürk'ün bile ara sıra efkar dağıttığı bir lokanta imiş bu...

  Gel zaman git zaman burasını Osmanlı sadrazamlarından ''Sait Paşa'' o devrin parası ile 4 bin adet sarı sarı Osmanlı Altını sayarak almış.

  Bugünkü pasajın kuruluşu ise 1938-1939 yıllarına rastlıyor.

  Pasajın da bir ''Doğuş'' öyküsü var.. Önceleri, yani 1938'lerde dükkânları çiçekçiler, marangozlar, manavlar ve çeşitli esnaf işgal etmiş.. Sonra sonra tek tük ''Birahaneler'' başlamış görünmeye.. Ve 1950’de ülkemize gelen ''Demokrasi'' ile birlikte ''Çiçek Pasaj'' da bütün dükkanları ile ''Bira kenti'' olup çıkmış...

  Piyango biletçisi milyon dağıtır pasajda... Akordeonla Napoliten şarkı çalan kimsesiz madam ise efkar dağıtır...

  Karides, midye ve kokoreç bile müşteriye göre pişirilir!...

  Tanıdık çehrelerde, dost gülüşler vardır.. Bir ''Entelektüel'' çıkar karşınıza... Şaşırırsınız.. Adamın ismi Cavit Güneş'tir... Kimse O’nu ismi ile tanımaz!... ''Entelektüel'' der ve güler.. Entelektüel yanınıza sokulur...

  -''Först klas'' der, ''No kommand'' der, ''Tu bi or nat tu bi'' der.. Ve o da güler...

  İcra yolu ile satış ilanı gazetelerde yayınlandıktan sonra ''Kara kara'' düşünmeye başladılar pasajdaki dükkan kiracıları...

  Aslında ''Çiçek Pasajı''nın satışlarındaki tek neden, küçük dükkanların kiralamış olan biracılardan geliyor... Hissedarların belirttiklerine göre kiralar 10 yıl önceki düzeyde... Birahanelerin kazançları ise, bugünkü çizgide!..

  Her ne kadar satış ilanında ''Aslına zarar vermeden'' cümlesi yer alıyorsa da ''Çiçek Pasajı''nın tarihe karışma olanağı biraz ufukta görünür gibi... Beyoğlu'nun tam göbeğinde, caddeye taraf bir vitrin kurup birkaç memur oturtmak, 40 milyonu 40 lira gibi gören bankalar için işten bile değil...


(1977 yılında Reşat Altın 1.556 liraya satılıyormuş.)


Hürriyet Gazetesi 2 Şubat 1977



Abdullah Kutalmış MIZRAK/Emlakkulisi.com




Geri Dön