Abdullah Savaşçıoğlu: Antplato projesi görkemli ve şık!

Demir-çelik ve dökümhane endüstrilerine ekipman, tüketim malzemesi ve know-hew üreten dünyaca ünlü firmaların temsilciliğini yapan Metalform, uluslararası prestijinin hakkını verebilecek bir Antplato ofisi seçmiş. Firmanın ortaklarından Yüksek Makine Mühendisi Abdullah Savaşçıoğlu bize ofisini ve firmasını anlattı.

Antplato’da sevinçli bir telaş... Giriş kapısı tamamlanmış, bahçeye ekilmiş güzel bir heykeli andıran zeytin ağacı kollarını açmış binayı koruyor adeta. Resepsiyon ve asansör girişleri pırıl pırıl. Nasıl yapılıyor bilinmez, bunca yerleşme telaşı içinde her taraf düzen ve temizlik içinde. Hem Ant Yapı çalışanları hem ofis sahipleri yaptıkları işe güveniyorlar, inanıyorlar ve çalışmaktan yüksünmüyorlar diye düşünüyoruz.

Ant Yapı’nın iddialı ve ilk ofis projesi beklendiği gibi görkemli ve şık. Çoğu ofis içmimarı düzenlemeleri tamamlamış, ama büyük bir kısmı henüz ofis eşyalarını yerleştirmemişler. Biz, 20. katta İstanbul’a tepeden bakan, manzarası Marmara Denizi'ne uzanan, dört yanı açık ferah bir mekân olan Metalform ofisine konuğuz. Buraya da eşyalar henüz yerleşmemiş, resepsiyon tamamlanmamış.

EQ ekibini ağırlayan Abdullah Savaşçıoğlu; Mustafa Oğuz Tanrısever ve Orhan ince ile birlikte Metalform’un üç ortağından biri. Genç, dinamik, yaptığı işi seven ve hakkıyla yerine getiren bir profesyonel olan Savaşçıoğlu ile hem genel olarak ekonomi hakkında sohbet ediyor hem de Antplato’dan söz ediyoruz.

1989 yılında metalürji mühendisi iki ortak tarafından kurulmuş olan Metalform’da 20 yıldır makine mühendisi olarak görev yapan Abdullah Bey,-.5 yıldır firmanın ortaklarından biri. Firmanın ilk sahipleri ise tecrübelerini Metalform’a danışmanlık vererek paylaşmayı sürdürüyor, yıllar içinde ulaşılan temsilcilik portföyünün yüksek niteliği ve niceliği ile gurur duyuyorlar. Abdullah Bey daha çok pazarlama ve satış alanlarında çalışıyor.

Antplato Metalform'a, Metalform Antpla-to’ya yakışıyor. Açık renkli malzemelerle düzenlenmiş mekân henüz temizliği bile yapılmamış olduğu halde gurur verici bir ikinci ve üçüncü katlar ise sanat galerisine ve Yapı Kredi’nin uluslararası çaptaki sikke koleksiyonunun sergilendiği müzeye ayrılmış. Sözünü ettiğimiz Akdeniz heykeli ise caddeye yönelmiş haliyle üçüncü katta.

Katlar arasında rahat merpenler olduğu gibi asansörler de var. Dördüncü katta bankanın vizyoner kurucusu Kazım Taşkent’in “Biz kültür ve sanatın bankasıyız” sözü mavi neonlarla yansıyor. Bu kat performanslara ayrılmış durumda.

Beşinci kattaki kütüphane yalnızca araştırmacılara açık olacak, ama açılış zamanı boyunca nadir yazma eserleri herkes görebiliyor.

Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Genel Müdürü Tülay Gün-gen bina için kentle iç mekân arasında bir ara mekân oluşturduklarını belirtiyor.

Beş kata yayılan açılış sergisi 403 eseri Karşı Karşıya, Kons-tantinapolis’ten Megaşehire, Savaşa Hayır, Acı Odası, Kalp Coşkusu, İstihsal, Formun Dönüşümü, Kozmik Işınlar... gibi altbaşlık-lar altında sunuyor. Serginin küratörü Dr. Necmi Sönmez, tasarımcısı ise Yeşim Demir.

Siyah-beyaz Selahattin Giz fotoğrafları, sikkeler, yazma eserler, Estergon Kalesi’nin sancağı, III. Selim’in ilk kez sergilenecek elyazması bir güftesi gibi farklı eserler yer alıyor. Dönemin Yapı Kredi tarafından açılmış iş ve istihsal resim yarışmasında birincilik ödülünü almasıyla çok yankı uyandırmış, Aliye Berger imzalı Güneşin Doğuşu tablosu, Kâtip Çelebi’nin Kitab-ı Cihannüma’sı sergide yer alan öne çıkan eserler arasında, güven ve prestij sergiliyor. Net 168 metrekarelik alanı kaplayan mekânda 3 oda. 3 ortak için; en köşedeki oda toplantılar için; bir bölme iki kişilik muhasebe ekibi, bir diğeri de satış ve pazarlama ekibi için ayrılmış. Bir mutfak ve tuvalet de var. Henüz resepsiyon alanı düzenlenmemiş, ama göradüğümüz alan açık, ferah bir “hoş geldin” duygusu iletiyor. Ofis için sade ve modern malzemeler seçilmiş, özellikle resepsiyon bölümünün mermeri şimdiden ışıltılı bir sadeliği haber veriyor. Halihazırda Okmeydanı’nda olan Metalform buraya bu ay içinde taşınacak. Dünyanın en büyük firmalarını ağırlamak için, iki havaalanına ve ulaşım yollarına yakın bu konum seçilmiş. Yakın zamanda açılacak iki metro istasyonu da dahil olmak üzere Basın Ekspres Yolu’nun elverişli yerleşimi Antplato’nun seçiminde önemli bir etken. Ama bunun yanı sıra ve daha da önemli olarak Ant Yapı’ya duyulan güven ve inanç söz konusu. Abdullah Bey yıllar önce Antrium’da yaşayan arkadaşlarını ziyarete gittiğini ve ve daha o dönemden Ant Yapı’nın inşaat kalitesine hayran kaldığını anlatıyor.

Metalform'un Ant Yapı’nın ilk ofis projesinden söz edildiğini duyar duymaz kararını vermiş olmasında, başta konumun elverişliliği, firmaya duyulan güven ve inşaat kalitesi söz konusu olduysa da daha sonra Ant Yapı yönetiminin birçok defa sözünün arkasında durmuş olması, başta Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Okay olmak üzere satın alma sürecinde yönetimin yüksek kademeleriyle sürdürülen yakın ilişki de önemli bir faktör olmuş.

“Başka yerlerde, başka koşullarda yönetimin üst kadrosuyla burada olduğu gibi rahatça iletişime geçmek, bilgi almak müfrıkün olmuyor. Açıkça söyleyeyim, bazı yapılardan bu yüzden vazgeçtiğimiz oldu. Çoğu zaman verilen sözler tutulmuyor, yeterli açıklamalar yapılmıyor. Başta bize sunulan projenin işin sonunda tam olarak gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinden emin olamıyorsunuz. Sayın Mehmet Okay bizimle birkaç kez görüştü. Üstelik bir tanesinde hava koşullarının muhalefetine rağmen verdiği sözden dönmedi. Böyle bir ilgi gördüğünüz zaman ileride kötü sürprizlerle karşılaşmayacağınızı biliyorsunuz. Hem de açık söyleyeyim, Ant Yapı’nın müşterilerini titizlikle seçtiğine, ileride sizi rahatsız edecek, sorun çıkaracak kişilerle komşu olmayacağınıza güveniyorsunuz.

Tüm yüksek profilli firmalar için olduğu gibi bizim için de ofisin konumu, kalitesi çok önemli. Yurtdışının en önemli firmalarının temsilciliğini yapıyoruz, yurtiçinde de bu malzemeyi kullanacak firmalarla işbirliği içindeyiz. Burada profilimize uygun düşen, mutluluk ve rahatlıkla çalışacağımız bir yer bulduk.”

Sayın Metalform çalışanları, Ant Yapı ailesine hoşgeldiniz!