Aile konutunun tahliyesi!
Medeni Kanun gereğince, evliliğin iptal veya boşanma kararıyla sona erdirilmesi hâlinde eşler aile konutu şerhi olan ev ile ilgili ortak karar alabiliyor. Peki, aile konutunun tahliyesi nasıl sağlanır?
Aile konutunun tahliyesi!
Medeni Kanun gereğince, evliliğin iptal veya boşanma kararıyla sona erdirilmesi hâlinde, ailenin ortak kullanımına özgülenmiş ve eşler arasında eşit olarak paylaşma konusu olan konutta kalmaya ve ev eşyasını kullanmaya hangisinin devam edeceği konusunda eşler anlaşabilirler.
Konutta kalma hakkını elde eden eş, bu hakkın tapu kütüğüne şerh edilmesini isteyebilir.
Eşlerin aile konutunda kimin kalmaya ve ev eşyasını kimin kullanmaya devam edeceği konusunda anlaşamamaları hâlinde, hakkaniyet gerektiriyorsa hâkim, olayın özelliklerini, eşlerin ekonomik ve sosyal durumlarını ve varsa çocukların menfaatlerini göz önünde bulundurarak bu hakka hangisinin sahip olacağına iptal veya boşanma kararıyla birlikte re'sen karar verir; bu kararında kalma ve kullanma süresini belirleyerek tapu kütüğüne şerhi için tapu memurluğuna bildirir.
Hâkim aksine karar vermedikçe hak, belirlenen sürenin bitiminde kendiliğinden sona erer. Ancak, bu süre sona ermeden yararlanan tarafın durumunda değişiklik olması hâlinde, diğer taraf hâkimden, kararın gözden geçirilmesini isteyebilir.
Eşler konutta kira ile oturuyorlarsa hâkim, gerektiğinde konutta kiracı sıfatı taşımayan eşin kalmasına karar verebilir. Bu durumda, kiralayanın sözleşmeden doğan haklarını güvenceye almak için gerekli düzenleme yapılmasına iptal veya boşanma kararıyla birlikte re'sen karar verilir.
12. Hukuk Dairesi
2004/21730 E.,
2004/26253 K.
AİLE KONUTUTAHLİYE TAAHHÜDÜ
"İçtihat Metni"
T.C.
YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas 2004 Karar
21730 26253
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi : ÜSKÜDAR İCRA MAHKEMESİ
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
1- Mahkeme kararının ve bunun taalluk ettiği işin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılması HUMK.nun hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi :
2-Dairemizin süre gelen içtihatlarında benimsendiği üzere boşanma gerçekleşse dahi eşlerden birisi diğerine karşı ve ona tebaen mecurda oturduğundan İİK.nun 276/son madde hükmi gereğince 3. kişi sayılamazlar. Somut olayda ilgili konutu şikayetçinin eşi 3. kişi takip alacaklısına satarak tahliye taahüddünde bulunmuştur.
Alacaklı bu tahliye taahüdüne dayanarak koca aleyhine icra takibinde bulunmuş ve onun itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiği görülmektedir. Bu nedenlerle şikayet konusu olayda İİK.nun 276/son maddesinin uygulama olanağı bulunmaktadır. Ne varki Türk Medeni Kanununun 194/l. maddesi aynen "eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini fesh edemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz" hükmünü içermektedir.
Mahkemece anılan madde koşullarında herhangi bir inceleme yapılmaksızın özellikle mecurun aile konutu niteliğinde olup olmadığı hususu araştırılmaksızın eksik incelemeyle sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Eşin ölümü halinde aile konutu!
Işıl Seren KESKİN/Emlakkulisi.com