20 / 12 / 2024

Ankara'da 14 yıllık mülkiyet hakkı mücadelesi kazanıldı!

Ankara'da 14 yıllık mülkiyet hakkı mücadelesi kazanıldı!

İsrail Büyükelçiliği’nin bulunduğu sokağı “güvenlik” gerekçesiyle trafiğe kapattırmasına karşı hukuk mücadelesinde Yüksek Mahkeme “mülkiyet hakkının ihlal edildiğine” karar vererek son noktayı koydu.



Ankara’da İsrail Büyükelçiliğinin bulunduğu sokağı güvenlik gerekçesiyle trafiğe kapattırmasına karşı verilen 14 yıllık hukuk mücadelesini mahalle sakinleri kazandı. 


Olağan yargı yollarının tüketilmesi üzerine Avukat Hüseyin Çakmak tarafından Anayasa Mahkemesi’ne taşınan davada Yüksek Mahkeme, mahalleli adına yapılan başvuruyu haklı bularak “mülkiyet hakkı ihlali” olduğuna karar verdi. Benzer durumlar için emsal oluşturacak karar ile idarelerce yol, köprü, metro yapımı gibi nedenlerle cadde ve sokakların trafiğe kapatılmasından zarar gören mülk sahibi ve kiracılara tazminat ödenmesinin önü açıldı. 


İsrail Büyükelçiliği’nin bulunduğu Çankaya’daki Mahatma Gandi Caddesi ile Kahraman Kadın Sokak’ın, Elçiliğin güvenliğini sağlama gerekçesiyle 15 Mart 2001 tarihli  Ankara  İl Trafik Komisyonu kararı ile araç ve yaya trafiğine kapatılmasından sonraki süreçte tam bir hukuk maratonu yaşandı. Sokakta ikamet eden ve dükkânı bulanan Recep Tarhan adlı vatandaş ve bazı mahalle sakinlerinin 2003 ve 2005 yıllarında yaptığı başvurular üzerine, 17 Haziran 2005 tarih ve 2005/14-a sayılı UKOME kararı ile bariyerlerin kaldırılmasına karar verildi. Ancak vatandaşların bu kararın uygulamaya geçirilmesi istemiyle yaptığı başvuru, davalı idareler tarafından zımnen reddedildi. Bunun üzerine Recep Tarhan’ın Ankara 3. İdare Mahkemesi’ne açtığı dava da reddedildi. Danıştay 8. Dairesi, dosyada tetkik hâkiminin bozma yönünde görüş bildirmesine rağmen, 2007’de kararı onadı. Aynı daire tarafından 2009 yılında karar düzeltme talebi de reddedildi ve mahkeme kararı kesinleşti. 


Süreç devam ederken UKOME, davalı Valilik kararını dayanak alarak bariyerlerin kaldırılması kararından döndü. Bu karara karşı Ankara 9. İdare Mahkemesi’ne açılan davada işlemin iptaline karar verildi. Ancak Danıştay 8. Daire mahkemenin kararını bozdu. 8. Dairenin kararı düzeltme talebinin reddi ile kesinleşti ve Ocak 2014’te davacıya tebliğ edildi. Bunun üzerine davacı avukatı, mülkiyet hakkının ihlali nedeniyle uğranan zararlar için Ankara 15. İdare Mahkemesi’ne tam yargı davası açtı ancak bu dava da reddedildi. Danıştay 8. Daire’nin temyiz incelemesinde kararı onandı. 


…Ve Anayasa Mahkemesi ihlale “dur!” dedi

Bunun üzerine uyuşmazlığı Anayasa Mahkemesi’ne taşıyan davacı Avukatı Hüseyin Çakmak, açtıkları üç davada da tetkik hâkimlerinin Anayasa ile güvence altına alınmış haklara vurgu yaparak idari işlemlerin hukuksuzluğu ve müvekkilinin zararının karşılanması yönünde görüş bildirmesine rağmen, davaların gerekçesiz olarak  reddedildiğini ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini  ileri sürdü. Çakmak, yaşanan yargı sürecinde Anayasa’nın 35’inci maddedeki “mülkiyet hakkı”, 125’inci maddedeki “İdare eylem ve işlemlerinden doğan zarardan sorumluluk” ve “kararların gerekçeli olması” ilkelerinin açıkça ihlal edildiğini savundu. Sokak kapatma nedeniyle müvekkilinin sahip olduğu gayrimenkulün yıllardır kiraya verilemediğini, mülkiyet hakkının en temel semeresi kiralama hakkının açıkça ihlal edildiğini ifade eden Çakmak, dosyanın yeniden yargılama yapılıp karar verilmek üzere mahkemesine geri gönderilmesini talep etti.  


Anayasa Mahkemesi tarafından incelenen dosyada, mülkiyet hakkının ihlal edildiğine, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına hükmedildi. Kararda, Anayasanın 35. maddesinin birinci fıkrasında "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir" denilerek mülkiyet hakkının güvenceye bağlandığına değinildi ve başvurucuların şikayetinin dar ve teknik anlamda bir alacak hakkına yönelik olmayıp, mülkiyet hakkının malike tanıdığı semerelerden yararlanma yetkisine ilişkin olduğu özellikle belirtildi.


Emsal oluşturacak

Anayasa Mahkemesi’nin kararını değerlendiren davacı Avukatı  Hüseyin Çakmak, 14 yılın sonunda da olsa adaletin tecelli etmesinin mutluluk verici olduğunu belirterek, kararın özellikle büyük şehirlerde vatandaşın mağduriyetine yol açan idari işlemler için çok önemli bir emsal niteliğinde olduğunu dile getirdi. Çakmak, “Anayasa mahkemesinin bu kararı ile idarelerin  yol, köprü, metro yapımı veya güvenlik gerekçeleriyle cadde ve sokakları kısmen veya tamamen trafiğe kapatmaları halinde, bundan zarar gören malik veya kiracılar için idarenin  kusurlu olması aranmaksızın tazminat ödenmesinin önü açılmıştır” dedi.


Geri Dön