Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi restore ediliyor!
Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin restore edildiğini açıklayan İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz, restore çalışmalarında gelişmiş tekniklerin kullanıldığını dile getirdi.
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz, Ayasofya-i Kebir Camisi'nde restorasyon çalışmaları başladı. Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre; çalışmalar hakkında açıklama yapan İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz, arihi yapının Roma İmparatorluğu döneminde taç giyme törenleri, Osmanlı döneminde ise önemli merasimlerin düzenlendiği protokol mabedi olduğunu dile getirdi.
Ayasofya'nın 1500 yıllık geçmişe sahip olduğunu ve bu dönemde siyasi, sosyal, kültürel ve doğal afetlerin de yapıyı etkilediğini ve izler bıraktığını dile getirerek "Ayasofya, Nika İsyanı'nda yakılmış, Latin istilasını yaşamış, büyük depremlerde yıkımlara maruz kalmış, yangın ve diğer afetlerden etkilenmiştir. Tarihi boyunca pek çok zorluğu aşarak günümüze ulaşmış ve insanlık tarihinin en önemli mabetlerinden birisi olarak yaşamaya devam etmektedir." dedi.
"Mimar Sinan'ı, Ayasofya'nın mimarları arasında zikretmek mümkün"
Sultan 2. Selim ile 3. Murad döneminde Ayasofya'nın büyük bir bakım ve restorasyondan geçirildiğini söyleyen Yılmaz şunları söyledi:
"Minareler ekleniyor, istinat duvarları, payanda ilaveleri yapılıyor. Aslında Ayasofya'yı 16. yüzyıldan bugüne taşıyan hatta gelecek asırlara taşıyan destek, bakım ve onarım çalışması Mimar Sinan'ın eliyle gerçekleştirilmiştir. Bütün mimarlar, 'Eğer Mimar Sinan'ın eliyle onarım ve destek çalışmaları olmasaydı bugün harap olmuş bir Ayasofya'yı konuşurduk' der. Bu sebeple Mimar Sinan'ı, Ayasofya'nın mimarları arasında zikretmek mümkün."
Yılmaz, Mimar Sinan'dan sonra en büyük bakımın önemli bir bütçe ayrılarak, Sultan Abdülmecid tarafından mimar Fossati önderliğinde inşa edildiğini dile getirdi.
Ayasofya döneminde Osmanlı katkılarının sadece bakım ve onarı olmadığına vurgu yapan Yılmaz, Osmanlı'da külliye geleneği olduğunu aktardı.
Yılmaz, Fatih, Sultanahmet ile Süleymaniye külliyelerini örnek göstererek"Osmanlılar fetihten sonra yapmış oldukları ilavelerle Ayasofya'yı bir Osmanlı külliyesine dönüştürmüşlerdir. Osmanlıların külliyeye dönüştürme çalışmalarını anlamaz, anlatmazsak Ayasofya'ya katkılarını eksik anlatmış oluruz." diye konuştu.
Külliyenin ilk ilavesinin minare ve medrese olduğunu söyleyen Yılmaz, Fatih devrinden başlayarak minareler, medrese, imarethaneler, en büyük hanedan haziresi, türbeler, şadırvan, sıbyan mektebi, muvakkithane ile caminin içerisine yapılan kütüphanesiyle Ayasofya'nın bir Osmanlı külliyesi haline geldiğini açıkladı.
Restorasyon çalışmaları hakkında bilgi aktaran Yılmaz, "Tamiratlara yaklaşık 20 yıldır büyük bir titizlikle, sabırla, ilmi hassasiyetle hiçbir maddi fedakarlıktan kaçınmadan Ayasofya'nın 1500 yıllık geçmişine uygun bir şekilde devam edildiğini söyleyebiliriz. Ayasofya'nın Sıbyan Mektebi ve bazı yapıları lojman ve benzeri amaçlarla kullanılıyordu. Başta bunların boşaltılması olmak üzere, türbelerin, kubbenin, iç cephenin tamiratı, medresenin ihyası olmak üzere çok ciddi çalışmalar yürütüldü."şeklinde konuştu.
Fatih'in yaptırdığı medrese ihya edildi
Yılmaz, Fatih'in inşa ettirdiği, 1934'te yıkılan medresenin yeniden inşa edildiğini, 1980'li yıllardaki kazı çalışmalarıyla medresinin temeline ulaşıldığını dile getirdi.
2017 yılında başlayan süreçle medresinin ihya edildiğini aktaran Yılmaz, "Burası aslına ve kuruluş amacına uygun olarak Vakıflar Genel Müdürlüğüne bağlı Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi tarafından eğitim hizmetlerinde değerlendirilecek." dedi.
çalışmaların Kültür ve Turizm Bakanlığının mimar ve restoratörleri başta olmak üzere çeşitli üniversitelerde hem dönem hem de Ayasofya üzerine araştırmaları olduğunu söyleyen Yılmaz, çalışmaların akademisyenler tarafından yürütüldüğünü söyledi.
Ayasofya'nın, restorasyon, bakım ve onarımında birinci derecede uzmanlığın esas alındığını söyleyen Yılmaz, "1500 yıllık yapının geçirmiş olduğu tarihi sürecin ve oluşturduğu kültürel mirasın korunması yolunda hangi uzmanlık seviyesi, türü, hangi hizmet gerekiyorsa bu büyük bir hassasiyetle yürütülüyor." şeklinde konuştu.
Ayasofya'daki restorasyon çalışmasını iğne ile kuyu kazmaya bezeten Yılmaz, şunları söyledi:
"Bazen bu yapının bir mermerini tamir etmek ve parçalarını bir araya getirmek için 3-5 ayrı yöntemi değerlendirip kullanmak gerekiyor. Belki size garip gelebilir ama toplu iğne başı kadar küçük bir mermer parçası bile tespit edilip fotoğrafı çekiliyor, milimetrik hesap ve çizimleri yapılarak yerine yerleştiriliyor. Bazen o mermerin yapışması için bir ay, bir buçuk ay gibi bir süre bekleniyor. Bu kadar titiz bir çalışma yürütülüyor. Bu işlere ilgili bir tarihçi ve Ayasofya'ya meraklı pek çok mimarı, diplomatı, uzmanı ağırlamış birisi ve onların ortak görüşü olarak şunu söyleyebilirim: Ayasofya'da yapılan çalışmalarla en iyi uzmanlar, dünyanın en gelişmiş tekniğiyle bu tür yapıların tamiratında uygulanması gereken en iyi sonuca ulaşmıştır. Ayasofya, dünya restorasyon tarihinde örnek olarak incelenebilecek ve model olarak ortaya konulabilecek bir metodoloji, hassasiyet ve uzmanlıkla tamir edilmiştir. Bu herkesin ortak kanaatidir. Ayasofya üzerinden Türkiye, dünyaya farklı inanç ve medeniyetlere ait kültürel mirasın nasıl korunacağına dair örnek bir sistemi, modeli ve yapıyı ortaya koymuştur. Bu bizim tarihi köklerimizden ve uygulamalarımızdan gelen bir gelenektir. Yakın zamanda görüştüğüm farklı diplomatlar da bu hakkı teslim etmişlerdir."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gerek müze döneminde gerekse yeniden camiye dönüştürülmesi sürecinde Ayasofya'daki restorasyonlarla yakından takip ettiğini söyleyen Yılmaz, "Kimi zaman gelip bizzat yerinde takip etti. Bu da Ayasofya'ya en üst düzeyde verilen önemi gösteriyor."
Beylerbeyi Sarayı özel tekniklerle restore ediliyor!