29 / 12 / 2024

Bakanlık Mezitli-Anamur Sahil projesini onaylanmadı!

Bakanlık Mezitli-Anamur Sahil projesini onaylanmadı!

Mersin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Haluk Tunçsu, “En büyük projemiz” dediği, Mezitli’den Anamur’a kadar sahil boyunca iki etapta gerçekleştirmeyi planladıkları ve projesini 7 ayda hazırladıkları ‘Sahil Projesi’ne Maliye Bakanlığı’nın onay vermed



Mersin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Haluk Tunçsu, “En büyük projemiz” dediği, Mezitli’den Anamur’a kadar sahil boyunca iki etapta gerçekleştirmeyi planladıkları ve projesini 7 ayda hazırladıkları ‘Sahil Projesi’ne Milli Emlak Genel Müdürü ‘Evet’ demesine karşın, Maliye Bakanlığı’nın onay vermediğini söyledi.


Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Tunçsu, Mersin Ekonomi Platformu’nun 2. Mersin Markalaşma Çalıştayı ve Kalkınma Zirvesi’nin tanıtım toplantısında, Sahil Bandı Yenileme Projesi’ne ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Tunçsu, bir basın mensubunun sorusu üzerine yaptığı açıklamada, Büyükşehir Belediyesi olarak projeleri planlarken en büyük projeyi sahil projesi olarak planladıklarını vurguladı. Mersin’in, deniziyle buluşamayan ve denizini güzel bir şekilde takdim edemeyen bir şehir olduğunu belirten Tunçsu, Mersin’in kent merkezinden Anamur ilçesine kadar uzanan sahili ve bu sahilde de plajlarla kamp yerleri bulunduğunu kaydetti. Bu kadar uzun bir sahilin dünyada çok az şehirde olduğuna işaret eden Tunçsu, “Bu sahili Mezitli’de Bakanlık kampından başlayarak ilk etapta Susanoğlu’na kadar, ikinci etapta da Silifke’den Anamur’a kadar olan bölümde insanların daha hijyenik ve ucuz olanaklarla denize girebilmeleri için bu projeyi mutlaka hayata geçirmeyi ve şehrimizin marka değerini bunun üzerine oturtmayı planladık. Burada iki altyapı var. Birincisi, sahilde kolektörleri, arıtmaları yapmak, çünkü bu bir gerçek, bugüne kadar maalesef bizim sahillerimizde sitelerin arıtmaları tam arıtılmış olarak denize verilmiyordu. Birinci problem, bu şehrin sahilinin arıtma tesislerini yapıp, kolektörle toplayıp, arıtıp denize arıtılmış olarak verilmesi. Bu, denize girmek ve bu sahilin denizinin zirve yapabilmesi için olmazsa olmaz bir faktör” dedi.


“SAHİL KAPANIN ELİNDE KALMIŞ”

Mersin’deki sahil yağmasının da ikinci faktör olduğunu dile getiren Tunçsu, “Mersin’deki sahil yağması hepimizin malumu. Bu sahil kapanın elinde kalmış. Bir vesileyle insanlar siyaseten, iktisaden, güç olarak bir takım etkilerle bir yeri kapmış, orayı işletiyor. Hukuki bir altyapısı da yok maalesef” diyerek, kendisine buna ilişkin belgeler de ulaştığı bilgisini verdi. Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu’nun, daha önce bu sahillerin tamamının incelemesini yaparak bir rapor hazırladığını anımsatan Tunçsu, “Bu raporu da şu anda istetiyorum. Çünkü devlet bu konuyu incelemiş ama gereğini yapmamış. Ama gördüğümüz tablo, burada insanlar şekilsiz, kuralsız ve keyfi bir plaj uygulamasına tabi ve bu da devletin veya belediyelerin kasalarına girmeden kişilerin veya oradaki birimlerin ticari amaçlarıyla bağdaşık olarak hizmet veriyor” diye konuştu.

Kıyı Kanunu’nun, ‘kıyılar bütün halkındır’ hükmüne işaret eden Tunçsu, kanunda öncelikle buraların kamusal yönetiminin Büyükşehirlere verildiğini dile getirerek, “Biz de kanuna inandığımıza göre, bunu uygulayalım dedik. Kıyı kenar çizgisinin altını tüm halka açalım, kıyı kenar çizgisinde bir yürüyüş ve bisiklet yolu yapalım ve bunun etrafındaki hazine alanlarını da spor veya rekreasyon alanı yapalım, kamusal alana dönüştürelim” ifadelerini kullandı.


“7 AY ÇALIŞIP PROJE HAZIRLADIK VE MİLLİ EMLAK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NE VERDİK”

Konuyu Milli Emlak Genel Müdürlüğü ile görüştüklerini ve kendilerinden proje istendiğini anlatan Tunçsu, şöyle devam etti: “Biz üşenmedik, Mayıs-Kasım arası tam 7 ay buraların koordinatlarını, mülkiyetlerini, kıyı kenar çizgilerini çıkarttık ve projelendirdik. Bisiklet yolu, yürüyüş yolu, soyunma kabinleri, duş alma yerleri, cankurtaran kuleleri, büfeler, spor alanları, yeşil alanlar hepsini projelendirdik ve 2015 yılının başında Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne verdik. Milli Emlak Genel Müdürü ile de ben bizzat Ankara’ya gidip görüştüm ve projeyi anlattım. Mersin halkı bekliyor dedim. Daha ucuz, daha hijyenik, kurallı ve herhangi birinin rant edinmediği, çünkü adam restoranını kurmuş oraya, denize sıfır hazineye ait yerde, ticari faaliyet yapıyor. Biz traktörlerimizi alırız kumları, yosunları eleriz, yeşil alanları, yolların bakımını yaparız, cankurtaranlarımızı koyarız, duşlarımızı çalıştırırız ve halkımız çok daha ucuza denizden istifade eder. Bunu da markalaşma adına dünyaya, ‘Gel, 20-30 kilometre yürüyebileceğin bir yürüyüş yolu, bir bisiklet yolunda denizden istifade et’ şeklinde sunabiliriz. Dünyada bunu sunabilen şehirler çok azdır, Miami vardır.”


“MALİYE BAKANLIĞI BU PROJEMİZE ONAY VERMEDİ”

Projede hukuken bir yanlışları olmadığı halde Maliye Bakanlığı’nın onay vermediğini, bunun bir lütuf değil, hukuken yapılması gereken bir işlem olduğunu söyleyen Tunçsu, “Maalesef Ocak ayından bu yana Milli Emlak Genel Müdürü buna ‘evet’ demesine rağmen, Maliye Bakanlığı bu projemize onay vermedi. Vermediği için giremedik biz. Çünkü MESKİ’nin Mezitli’de kazdığı yerler kıyı kenar çizgisinin tam üstünden kazılmış yerlerdir. Orası üstü betonlanıp veya kilit taşı yapılıp tek düze, buradan Silifke’ye kadar giden sahilde bir yürüyüş yolu haline getirme projesi. Ama bizim projemize Maliye Bakanlığı onay vermediği için bekliyor” şeklinde konuştu.


Projenin, bu şehrin projesi ve ihtiyacı olduğunu vurgulayan Tunçsu, konuyu MEP çalıştayında milletvekillerine, meclis üyelerine ve medyaya takdim edecekleri bilgisini verdi. AK Parti’li Büyükşehir Belediyesi meclis üyelerinden de Maliye Bakanlığı nezdinde sorunu çözmelerini istediğini, ancak çözülmediğini aktaran Tunçsu, şunları söyledi: “Bu, şehrin bir problemi, bizim değil. Biz sadece Büyükşehir olarak halkın var olan bu problemini çözmek için sırf 7 ay proje yaptık. Bizim Büyükşehir olarak burada hukuken bir yanlışımız yok, hizmet olarak planladığımız şeyde de bir yanlış yok. Olması gerekeni planladık, bütçemizi ayırdık, projelerimizi yaptık. Tek yapacağı şey, Maliye Bakanlığı’nın hukuk gereği bize vermesi gereken, aslında bu da bir lütuf değil, hukuken yapması gereken bir işlem. Bu bir lütuf gibi gözüküyor, buna da çok üzülüyoruz. Bakın 2015 geçti, buradan Yemişkumu’na, Akkum’a, Kızkalesi’ne kadar bütün koylarda insanlar çok kötü şartlarda ve pahalı olarak denize giriyorlar. Bugün onay versinler ki, biz 2016’nın yatırımlarını şimdi yapalım. Çünkü buralarda kilometrelerce yürüyüş yolları, bisiklet yolları, soyunma kabinleri, duşluklar yapacağız. Bunlar hep ihale gerektiriyor, zaman gerektiriyor. Bugün onay çıksa biz Kasım-Aralık’ta ihalemizi yaparız, hiç değilse Nisan ayına bitiririz ve Mersinliler de 2016’da hijyenik, güvenli ve ucuz bir şekilde denize girer. Bunu hayal ediyoruz, bunu istiyoruz.”


Milliyet


Geri Dön