22 / 11 / 2024
fuzul

Bilimadamlarının Atatürk Kültür Merkezi alanına katkı vermesini bekliyoruz!

Bilimadamlarının Atatürk Kültür Merkezi alanına katkı vermesini bekliyoruz!

Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Atatürk Kültür Merkezi alanının, Türkiye'de yaşayan herkesin olduğunu belirterek, tüm bilimadamlarının fikirleri ile bu alana katkı vermesini beklediklerini söyledi.




Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Mekansal Planlama Genel Müdürlüğünce düzenlenen Atatürk Kültür Merkezi alanıyla ilgili akademik toplantıda, alana milletin kültürünün yansıması gerektiğini dile getirdi.


Fonksiyonlarının üniversitelerdeki akademisyenler tarafından belirleneceğini kaydeden Güllüce, ne olursa olsun alanın Anadolu'nun mayasını yansıtacağını ifade etti.


Güllüce, geçmişte alanla ilgili kültür, değer ve kutsallarından kaçış projelerinin yapıldığını ve bunun da kısmen tuttuğunu vurguladı.


"Sesi, bu toprakların sesi olacak" diyen Güllüce, şöyle konuştu:


"Ardahan Üniversitesi, Muş Üniversitesi ya da Bozok Üniversitesi dediği zaman çok önemi yok da bilmem nereden, isim vermiyorum, onlar daha makbul hale geliyor. Bu kendinden kaçış, bu kendini reddini terk etmek lazım. Her eylemimizde de bunun önemli olduğunu ve buna dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kurtuluş Savaşı'nı yansıtması lazım. Bin yıldan beri bu topraklardayız. Bu bin yılı da yansıtması lazım. Mesela ulularımızı ve bunların düşüncelerini yansıtması lazım. Bu kadar fonksiyonu nasıl yükleyeceğiz diyorsanız üniversiteler zaten zoru başarmak için varsınız. Hacı Bektaş'ı, Yunus'u, Mevlana'yı, Horasan erenlerini, Hacı Bayram Veli'yi yansıtması lazım. Onlarca yüzlerce bu toprağın sesini yansıtmış, bize ses vermiş, ruh vermiş, kimya vermiş, gönül dünyamızı yüceltmiş nice ulular var. Burayı, bu uluların en kristalleşmiş şekilde yansıması gereken alan olarak görüyorum."


Herkesin gelecekten bekledikleri eşit olmalı"


Güllüce, yerli düşüncenin önemine değinerek, bu konuda ağırlığın da Anadolu'da olması gerektiğini düşündüğünü dile getirdi.


"Coğrafya kaderdir" sözünün değiştirilmesi gerektiğine dikkati çeken Güllüce, "Coğrafyanın kader olmaması lazım. Herkesin kaderi de eşit, istikbalden beklediklerinin, gelecekten beklediklerinin eşit olması lazım. O yüzden merkezden uzak coğrafyalarda olanların hem hocalarının hem üniversitelerinin hem de öğrencilerinin kaderi de merkezde olanlar kadar eşit olmalı. Cumhuriyet'in kavramı da bu zaten, sınıfsız, imtiyazsız bir yönetim anlayışı" dedi.


Güllüce, Atatürk Kültür Merkezi alanının, Türkiye'de yaşayan herkesin alanı olduğuna işaret ederek, tüm bilimadamlarının fikirleriyle buraya katkı vermesini beklediklerini bildirdi.


"İstanbul'un içme suyuna kadar Fransızlar yapmışlar"


Alana gelenlerin, Sultan Alparslan'ın da Gazi Mustafa Kemal'in de yansımalarını görebilmesi gerektiğini aktaran Güllüce, şöyle devam etti:


"Ankaramızın planını kendimiz yapamamışız. Ne kadar zor durumdaymışız, ne kadar gelişememişiz, üniversite hocalarımız ne kadar azmış veya yokmuş. İstanbul'un bildiğiniz gibi içme suyuna kadar Fransızlar yapmışlar. Üniversite 3. sınıftaki bir öğrencinin bile yapacağı kalibredeki işleri bile o zaman Fransızlara yaptırmışız. O günlerin niye öyle olduğunu da iyi tahlil etmek lazım. Bin yıl bu topraklarda garnizon insani olarak yaşadık. Bu toprakları korumak için milyonlarca insanımız, gencimiz şehit oldu ve ne üretmeye ne bilime zaman ayırabildik. Bunun tahlilini de iyi yapmak lazım. Niye öyle oldu diye de kınamamak lazım."


Güllüce, artık bir çok güzelliklerin yaşandığı bir Türkiye bulunduğuna dikkati çekerek, "Yüzlerce üniversitesi olan, 17 bin profesörü olan bir Türkiye'de yaşıyoruz. Bu çok önemli bir rakam. Eskiden imar planları yabancılara yaptırılırken bugün 17 bin profesöre sahip bir ülkeyiz. Artık kendi savunma sanayini yapmaya kalkan, uçak yapmaya niyetlenen bir Türkiye var. Dünyanın 10. büyük ekonomisine soyunmuş, hedeflemiş, bunu başaracağım diye çırpınan bir Türkiye var. Bunun olmaması için bazı fesat yuvalarının fesatlıkları da var. Ama biz omuz omuza verdiğimizde, birlik ve beraberlikte olduğumuz sürece Anadolu mayası bu fesatlıkları aşmaya yetecektir" ifadelerini kullandı.


"Spor alanı olarak düzenlenmeli"


Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de 21 yıldır Ankara'da büyükşehir belediye başkanlığı yaptığını, bu süre içinde Atatürk Kültür Merkezi ile ilgili sayısız projenin gündeme geldiğini ve hiçbirinde muvaffak olunamadığını belirtti.


Atatürk Kültür Merkezi alanı ilgili gündeme gelen projeler hakkında bilgi veren Gökçek,  Ankara  Büyükşehir Belediyesi olarak ilk günden itibaren buranın spor alanı şeklinde tanzim edilmesi gerektiğini savunduklarını anlattı.


Gökçek, futbol ve basketbol sahalarıyla koşu alanlarının bulunduğu açık spor alanı olarak düzenlemesini düşündüklerini dile getirerek, "İnsanlar gelsin burada spor yapsın, nefes alsın, dedik. Bu kanaatimi aynen taşıyorum. Bundan bir adım geriye atmış değilim. Benim kanaatim hakim olursa 19 Mayıs Stadı ile birleştirelim. Aradaki yolu yeraltına almak suretiyle iki tarafı birleştirerek, dev bir spor kompleksi haline getirelim. Buranın ruhuna uygun olan bu" değerlendirmesinde bulundu.


"Şehrin göbeğinde tek nefes alınacak yer"


Kültür alanı ya da müze yapılması önerilerini eleştiren Gökçek, şöyle konuştu:


"Ankara'da müze yapılacak çok yer var. Atatürk Orman Çiftliği'nde sayısız kültür alanı yapılacak yer var. Bakmayın Atatürk Orman Çiftliği hakkında birtakım kişiler 'yok talan ediliyor, yok şöyle ediliyor' gibi birtakım laflar ediliyor. Aslında Atatürk Orman Çiftliği'nin kültüre de hizmet edecek hale getirilmesi lazım. Atatürk Orman Çiftliği'nde pek çok alan var. Örneğin, dev müzeler yapılacak alanlar var, rahatlıkla yapılabilir. Bu, şehrin göbeğinde tek nefes alınacak yer. Nefes alacak yer olduğu için buranın spor alanı olarak kazandırılması Ankara'ya inanılmaz derecede de faydalı olacağına kesinlikle inanıyorum. Teklifimiz şahsen bu olacak. Tabii takdir netice itibarıyla bakanlığın vereceği karar olacak."


Gökçek, yerel yöneticilerin kentin sahibi olduğuna işaret ederek, dolayısıyla kentin en önemli parçasının da Ankara Büyükşehir Belediyesine teslim edilmesi gerektiğini vurguladı.


"Dünkü düşünceye isim olarak saplanmak yanlış"


Rahatlıkla buraya da sahip çıkabileceklerini dile getiren Gökçek, "Alanın, Atatürk Kültür Merkezi adını taşıması dolayısıyla illa burada kültür merkezi olacak, kongre salonu olacak, müze olacak fikrine kesinlikle katılmıyorum. Bu alanın Ankara için en yararlı alan olarak kullanılmasının gerektiğine inanıyorum. O günkü düşünce başkadır, bugünkü düşünce başkadır. İlla dünkü düşünceye isim olaraktan saplanmak yanlış olur" şeklinde konuştu.    


Mekansal Planlama Genel Müdürü Erdal Kayapınar ise konuya ilişkin tüm üniversitelerin ilgili bölümlerinin fikirlerini almak istediklerini dile getirerek, ilki bugün gerçekleşen akademik toplantının ikincisinin 21 Ekim'de düzenleneceğini bildirdi.


Yüksek Şehir Planlayıcısı ODTÜ Öğretim Görevlisi Feridun Duyguluer de Atatürk Kültür Merkezi alanı ile ilgili tematik sunum yaptı. 


AA


Geri Dön