25 / 12 / 2024

Borsadaki hareketlilik konut sektörünü etkiler mi?

Borsadaki hareketlilik konut sektörünü etkiler mi?

Yatırımcı Ramazan Özkan, “Darbe girişimi sonrasında 70 bin 426’ya kadar inen endeks dibini gördü ve tepki geldi, bundan sonra çıkışın sürmesi kaçınılmaz” diyor.



Yatırımcı Ramazan Özkan, “Darbe girişimi sonrasında 70 bin 426’ya kadar inen endeks dibini gördü ve tepki geldi, bundan sonra çıkışın sürmesi kaçınılmaz” diyor. Özkan, yükseliş beklentisini yaşanan kabusa rağmen ekonomideki hızlı toparlanmaya ve kredi kuruluşlarının Türkiye’nin yatırım yapılabilir notunu korumasına bağlıyor. Analist değerlendirmeleri de bu beklentiyi destekliyor. Uzmanlar, gelişmekte olan ülkeler içerisinde 78 bin – 79 bin 500’lü seviyeleriyle Borsa İstanbul’un iskontosunun hayli yüksek olduğunu belirtiyor. Darbe girişimi sonrasında yaptığı değerlendirmeyle İş Yatırım Araştırma Direktörü Serhat Gürleyen de olumlu beklentisini koruyor. Gürleyen, yaşanan satış dalgası sonrasında hisse senedi piyasasının cazip rakamlara geldiğini düşünüyor.


Darbe girişimi sonrasında gördüğü dip seviyelerden yukarı doğru tepki vermesine rağmen gelişmekte olan ülke borsalarına göre piyasa çarpanları açısından borsa hâlâ ucuz. Ancak fiyatların ucuz kalması kalıcı bir çıkışın yaşanacağı yönündeki düşüncenin mutlak olduğu anlamına gelmemeli. Neticede çok kez yaşandığı gibi ucuz fiyatların daha da gerilemesi pekala mümkün. Bu anlamıyla fazla iyimserlik eldekinin de yitirilmesine neden olabilir.


Gözlenen çıkışa rağmen hayli temkinli duran deneyimli yatırımcı Tekin Aydemir, mevcut çıkışı tepki olarak nitelerken tekrar aşağı yönlü satışla piyasaya mal yedirileceğini bekliyor. Böyle bakıldığında borsada çıkış kadar düşüşün de dayanaklarının bulunduğunu söylemek yanlış olmaz. Aydemir, dolar kurunun 2,95-3,00 TL aralığındaki seyrinin yüksek döviz borcu olan şirketleri olumsuz etkileyeceğini, gerçekleştirilen kampanyaya rağmen konut ve otomotiv gibi sektörlerde sıkıntılar yaşanabileceğini düşünüyor. Daha ziyade sektör bazında beklenen bu kaygının borsanın geneline yayılabilmesi ise birden fazla faktörün bir araya gelmesiyle mümkün.

Ekonomist Atilla Yeşilada ise mevcut risklere dikkat çekmekle birlikte gelişmekte olan ülkelere yönelen nakit nedeniyle sıkışıklığın ötelendiğini düşünüyor. Borsadaki iyimserliğin, gelişmekte olan ülkelere fon akışı sağlandığı sürece devam edeceğini söyleyen Yeşilada, Türkiye’de borsanın darbe girişimi sonrasında hızlı toparlanmasının gelişmekte olan piyasalara göç eden nakde bağlı olduğunu hatırlatıyor. Yeşilada, gelişmekte olan ülkelerin kredi enstrümanlarına akıl almaz paralar yağdığını ve bu varlık sınıfının üç yıl süren ayı piyasasının bittiğini söylüyor. Son üç ayda bono-tahvil pazarının dev fon yöneticilerinin gelişmekte olan ülkelerin ucuz kalmış bono-tahvil veya türev enstrümanlarını takibe aldıklarını belirtiyor.


ABD’nin fon derecelendirme kuruluşu Morningstar’a göre de marttan bu yana dünyanın en büyük 18 bono-tahvil fonundan 12’si gelişmekte olan pazarlara ayırdıkları bütçelerini ortalama yüzde 5 artırdı. Yeşilada, böylesi bir trendde gelişen ülkelerdeki ralliye Türkiye’nin borsa ile katılacağını ve bunun hazine bonolarına da yansıyacağını söylüyor. Hâlâ yatırım yapılabilir ülke notunu koruyan Türkiye’nin bu anlamı ile yatırımcılar açısından gelecek vaat etmesi de fonların yönelimini korumasına imkan tanıyor.


Uzmanlar yeri geldiğinde borsanın ekonominin barometresi olduğunu hatırlatıyor. Zaten bu nedenle olsa gerek, ister sosyal ister siyasi alanda olsun yaşanan her gelişme doğrudan etkisini borsada gösterebiliyor. Ancak unutmamak gerekir ki asıl önemli olan farklı alanlarda yaşanan gelişmelerin ekonomiye ne yönde etkide bulunduğudur. Şoklara rağmen ekonomi aynı gücüyle yoluna devam edebiliyorsa ileriye dönük beklentinin korunması için gerekçe de var demektir. 


Fortune


Geri Dön