23 / 11 / 2024
fuzul

Bursa'nın en büyük çevre kirliliği sorunu katı atık!

Bursa'nın en büyük çevre kirliliği sorunu katı atık!

Uluçev Genel Müdürü Prof. Dr. Kadir Kestioğlu Bursa'nın hızla kirlenen bir kent haline geldiğini söyledi.Nilüfer Çayı'nın kanalizasyon haline geldiğini, bu suyla tarım yapıldığını belirten Kestioğlu şu uyarıyı yaptı: "Burada yetişen ürünler insan sağlığı




Uluçev Genel Müdürü Prof. Dr. Kadir Kestioğlu:''Burada yetişen ürünler insan sağlığına zararlıdır.''AB çevresel kirliliklerin havza bazında takip edilmesini istiyor. Eğer Nilüfer Çayı veya Susurluk Havzasında iyi kalite su akmazsa, o yörede yetiştirilen ürünleri de almaz. 2025'te bize bunu dayatacaklar ve Bursa" da üretilen hiçbir şeyi ihraç edemeyeceksiniz." 


Uluçev Genel Müdürü Prof. Dr. Kadir Kestioglu ile uzmanlardan oluşan ekibiyle birlikte çalışmalarını sürdürdükleri ofislerinde görüştük. Bursa'nın var olan çevresel sorunlarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulunan Kestioglu, özellikle Organize Sanayi Bölgeleri'ndeki isletmeleri, çok geç olmadan merkezin tecrübelerinden yararlanmaya çağırdı. "Sadece arıtma tesisi kurmakla is bitmiyor. Birçok yanlış uygulama nedeniyle milyonlarca lira çöpe giderken, çevremiz de hızla kirlenmeye devam ediyor" dedi. 


ULUÇEV'in faaliyetleri hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz? 

Uludağ Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi (ULUTEK), 2006 yılında üniversite-sanayi işbirliğini geliştirerek üniversitelerdeki akademik birikimin ve araştırma sonuçlarmın ekonomik değere dönüşmesini sağlamak amacıyla kuruldu. Bölgenin yönetim kurulu Uludağ Üniversitesi, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), Büyükşehir Belediyesi, Uludağ İhracatçı Birliklerinden oluşuyor. 

Bölge içinde faaliyet gösteren ULUÇEV ise 2008'de kuruldu. Çevre kirliliğinin azaltılması ve işletme maliyetlerinin düşürülmesi için Ar-Ge çalışmaları yapıyor ve inovatif çevresel çözümler üretiyoruz. 

Günümüzde, sadece iklimsel temelli değil büyük oranda çevresel problemler ve yeraltı su rezervlerinin bilinçsizce kullanılması nedeniyle temiz içme suyuna ulaşmak giderek zorlaşıyor. Gerek teknoloji gerekse bilgi eksikliğinden kaynaklanan sorunlar nedeniyle (sanayi tarafından yapılan/ yaptırılan) projeler eksik veya sorunludur. Tecrübelerimiz göstermiştir ki birçok yanlış uygulama milyonlarca lirayı çöpe attırmış ve attırmaya devam ediyor. 


VERİMİ ARTIRMAK LAZIM 

Hedef kitlenizi ağırlıklı olarak Organize Sanayi Bölgeleri oluşturuyor. Çalışma alanınız içinde yer alan arıtma tesislerinin işletilmesiyle ilgili mevcut durum nedir? 

Esas amacımız, dünyadaki çevresel gelişmeleri ülke endüstrisi içine katmak. İkincisi de mevcut arıtma sistemlerindeki verimi artırmak, işletme maliyetlerini düşürerek işletmeye girdi sağlamaktır. Bu kapsamda asıl sıkıntı arıtma tesisi kurulması değil, işletme maliyetinin yıllık 10 milyon TL ya da çok daha yüksek rakamlarda olmasından dolayı işletüememesidir. Öyle ki iki senelik işletme maliyetiyle bir arıtma tesisi daha kurmak mümkündür. Bu maliyetin arkasında ise tesisin iyi projelendirilmemesi veya yanlış sistemler seçilmesi yatıyor. 

Sonuç olarak; hem sanayici zarar ediyor hem de arıtma yapılmadığı için çevre kirleniyor. 


40 YILLIK DENEYİM 

Sanayi ile bu anlamda yeterince işbirliği yapabiliyor musunuz? 

Mevcut durumu benzetmek gerekirse: düşünün bir bakkal kur uyorsunuz ve siz buradan alışveriş yapmıyorsunuz! Oysa bizim çevre konusunda bizzat yaşayarak edinilmiş, 40 yılı aşkın bir bir ikimimiz söz konusudur. Arıtma tesisine uzaktan baktığınız anda mevcut problemi anında görebilmek ancak bu durumda mümkündür. Sadece Bursa için söylemiyoruz; Türkiye'deki tüm sanayicilerimiz gönül rahatlığıyla Uluçev'e gelebilir. 


Nedir bölgede yaşanan sıkıntılar? 

Bölge kurulurken üniversitede yetişmiş ve burada yıllarca araştırma yapmış öğretim görevlilerinin tecrübelerini sanayiye uygulaması, katma değer sağlaması hedeflenildi. 

Burada sistemin çalışabilmesi için parasal özerklik verüdL Yani bu bölgede çalışan kişiye ödeyeceğin paraya ve elde edeceğin gelire belli bir vergilendirmenin dışında karışmıyor. Ancak Türkiye'de bu konuda yeterli teşvik yapılmamakta. Şu anda bölgede üniversiteden 18 tane öğretim üyesi çalışıyor. Halbuki bine yakın akademisyen var ve her biri katkı sağlamak istiyor. 

Akademisyenlerin çalışma şartlarını iyileştir meşeniz burası başlamadan biten bir merkez olur. 


Bursa'nın çevre kirliliğinin en önemli sorunları nelerdir? 

Kentimizdeki çevre kirliliğinin en önemli sorunları katı atık (çöp), atıksu kirliliği, hava kirliliği, toprak kirliliği ve arıtma çamurları sorunlarıdır. 

Şehrimizdeki su kaynaklarının kirletilmesinin önüne ne yazık ki geçemiyoruz. Bugün Bursa'da arıtılmadan Nilüfer Çayı'na verilen kentsel ve endüstriyel atıksular. Nilüfer Çayı'nı önemli ölçüde kirletiyor. Aynı şekilde düzensiz katı atıklardan kaynaklanan sızıntı suları, tarımsal kaynaklı kirlilikler, benzin istasyonlarından kaynaklanan araba yıkama suları ve yağmıu suları ile gelen cadde kirlilikleri de Nilüfer Çayının büyük ölçüde kirlenmesine neden oluyor. En büyük tehlike ise kanalizasyon haline gelen bu suyla tarım yapılıyor olmasıdır. Burada yetişen ürünler insan sağlığma zararlıdır. Elimizde istatistiki veriler var. Batıda kanser oranları artmış durumda. Bunun sebebi doğuda endüstri yok ve batıda gerekli çevresel tedbirlerin alınmamış olmasıdır. AB ülkelerdeki çevresel kirliliklerin havza bazında takip edilmesini istiyor. Eğer Nilüfer Çayı veya Susuı luk Havzasında iyi kalite su akmazsa, o yörede yetiştirilen ürünleri de almaz. 2025'te bize bunu dayatacaklar ve Bursa'da üretilen hiçbir şeyi ihraç edemeyeceksiniz. 


ULUÇEV'in DOSAB'a yapılması planlanan termik santralle ilgili bir görüşü var mıdır? 

Bilim insanı olarak hiçbir konu hakkında ön yargılı olamayız. DOSAB'da kurulmak istenen teımik santral ile ilgili bir fikir ileıi sürebilmek için çevresel etki değerlendirme (ÇED) çalışmaları yapılmalı, gerçekten mevcut olan hava kir liliğine ek bir kirlilik getirecekse yapılmamalıdır. Ekosisteme olabüecek olumsuz etkiler belirlenmeden önyargılı olarak bir şey söylemek uygun değildir kanaatindeyim. Ancak denetleme gerçekten yapılmalı, gerçekten insanların yaşamını olumsuz etki eden hava kirliliği, su kirliliği ve gürültü kirliliğini arttıran faaliyetlere izin verilmemeli. 


Bursa tarım arazisi olan ve sanayisi gelişmiş bir bölge. Sanayi gelişiyor aına tarihi kültürü de olan özel bir şehir. Çevresel yönetim konusunda özel bir yapılanına gerekiyor. 

Yüzeysel sular korunabilir. Gelecek nesle bırakabileceğimiz en temiz su kaynakları onlar. Bursa 'nın artık sanayi kapasitesi doldu. 

Artık mevcudu koruyup, bilişim şehri şeklinde organize olması gerekiyor. Bunun katma değeri çok daha yüksek. Yeni yapılacak otoyol ile Bursa- İstanbul arası bir saate düşecek. Gelecekte İstanbul yaşanmaz bir şehir hale gelince, gündüz İstanbul'da çalışılırken gece Bursa 'da kalınacak. Bursa 'nın dağı denizi sebzesinden faydalanacak bu insanlar. Bu yönü ile bakılmalı ve çok iyi stratejik plan yapılmalı. 



Hürriyet Bursa



Geri Dön