22 / 12 / 2024

Çekmeköy'de dönüşüm 10 yıla kadar tamamlanacak!

Çekmeköy'de dönüşüm 10 yıla kadar tamamlanacak!

Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, ilçedeki yenilikleri ve Anadolu yakasının Çamlıca'sı olma projelerini anlattı. Poyraz; "Çekmeköy'de on yılın sonunda Çekmeköy’ün tamamında yani Ömerli, Alemdağ, Taşdelen’de dönüşüm tamamlanmış olacak." dedi.



Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, ilçedeki yenilikleri ve Anadolu yakasının Çamlıca'sı olma projelerini anlattı


Bugünkü konuğum da Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz... Anadolu yakasının hızla gelişen ve değişen, özellikle son dönemlerde siteleşmeyle dikkat çeken ilçesinde neler oluyor? Neler yapılıyor? Çekmeköy’ü neler bekliyor? Başkan Poyraz’la Çekmeköy’e dair her şeyi konuştuk...


Seçimlerden bu yana iki yıl geçti. Peki bu süre içinde Çekmeköy’de neler oldu?


Biz 2009 yılında kurulduk ve yedi yıldır hizmet ediyoruz. Yeni ilçe olmasının avantajları ve dezavantajları var. Dezavantajlara bakacak olursak hiçbir kurum yoktu neredeyse. Belediye binası, hükümet konağı, hastanesi derken birçok şeyi bize nasip oldu. Bu yedi yıl bizim açımızdan çok güzel geçti. Birçok alanda ulaşımından altyapısına, sağlığından eğitimine kadar her noktasında bizlerin bile hayal edemeyeceği kadar güzel hizmetler oldu. Tamamı bizim yaptığımız hizmetler değil. İl Özel İdaresi’nin ve hükümetimizin aynı zamanda da İBB’nin müşterek büyük hizmetleri var. Bundan iki, beş, yedi yıl evvel bize “Sizin iki, beş, yedi yıl sonra geleceğiniz nokta nedir?” diye sorsalar bizim bugün geldiğimiz noktayı söyleme şansımız sıfırdı. Halkımız tarafından da bu böyle kabul ediliyor.


Somut örneklerle ne yaptınız mesela?


Çekmeköy denince akla ne gelsin diye düşündük. Eğitim ve kültür vadisi olsun dedik. Bu işe çok müsaitiz alan olarak. 18 bin 500 hektar alan içinde kurulmuş bir ilçeyiz. Nüfusumuz buna oranla çok az. 250 binlere yaklaşan bir nüfus var. Bununla anılsın istedik ve eğitimde ciddi atılımlar yaptık. Gerek belediye olarak bağışçılarımızla çok ciddi okullar kazandırdık. Bunun yanında devletin yaptığı okullar var ve aynı zamanda özel okullar var. Türkiye’de hangi özel okul akla gelirse hepsinin burada ya okulu devam ediyor ya da inşaatı devam ediyor. Çok önemli büyük şubelerini açanlar olduğu gibi, ikinci hatta üçüncü şubelerini açanlar var. Yabancı okullar da buna dahil. Üniversiteyi getirdik aynı zamanda. Bu alanda ciddi bir atılım yaptık. Hedefimizin üzerinde bir noktaya geldik eğitim alanında. Sağlık önemli bir sorun. Her ne kadar birinci derecede bizim sorumluluğumuz olmasa da bunu çok önemsedik, çünkü vatandaş seçilmiş merci olarak her şeyi bizden soruyor. Biz her mahalleye butik sağlık ocakları kurduk. Şu anda iki noktada eksiğimiz var onlara da başladık. Tamamını kendimizin yaptığı ağız ve diş sağlığı hastanemiz var. Çok güzel bir devlet hastanesinin de temelini attık. O bittiği zaman eğitimde olduğu gibi sağlıkta da sorunu çözmüş olacağız. Tabii sosyal belediyecilik çok önemli. Vatandaş, ‘Biz zaten sizi seçtik, imkânlarınız varsa yolumu, kanalımı, altyapımı zaten yapacaksınız’ diyor. Yani çöp topladığımız için hava atmaya gerek yok. Bunlar belediyelerin asli görevleri zaten. Bunlar dışında sosyal belediyecilik çok önemli, çünkü vatandaşa bire bir dokunmuş oluyorsunuz.


Vatandaş memnuniyeti açısından geri dönüşler de en çok sosyalprojelerden alınıyor sanırım...


Mesela vefat etmiş bir vatandaşımızın cenazesini otobüslerle Anadolu’nun her yerine ulaştırıyoruz. Cenazeyi götürmekle kalmıyor, giderken molalarda yemekler ve ikramlar veriyoruz. Giden vatandaşlar kalmak istiyorlarsa bekleyip bir iki gün sonra alıp mahallelerine geri getiriyoruz. Burada defnedilecek olan vatandaşlarımızın ailelerine kaç akşam taziye kabul ediliyorsa o kadar ikram gönderiyoruz. Garsonlara kadar biz ilgileniyoruz. Hocalara kadar biz ilgileniyoruz Cenaze görmemiş vatandaşlarımız var. ‘Gece yarısı babam rahmetli oldu, ne yapacağımızı bilmiyoruz deyip belediyeyi aradık’ diyenler var. İki üç gün sonra karşılaştık, ‘Siz kendi yakınınız ölmüş gibi ilgilendiniz, Allah o ekibinizden razı olsun. Geldiler her şeyimizle ilgilendiler, bir gün sonra cenazemize geldiler yanımızda oldular. Bu hizmetler bize mi denk geldi yoksa herkese yapıyor musunuz, biz inanamadık’ dediler. Biz ulaşabildiğimiz herkese bunu yapmaya gayret ediyoruz. Bu acılı gününde uzanan o eli vatandaşımız asla unutmuyor. Yüz tane kültür merkezi bir şey ifade etmez ama o uzattığınız el asla unutulmaz. Yapacak kimsesi olmayanlara sıcak yemek götürüyoruz. İki öğün götürüyoruz. Evinde yaşlı ve kişisel bakımını yapamayan amcalarımız, teyzelerimiz için bakım hizmeti veriyoruz.


Yerel yönetimlerde hizmet çıtası çok yükseldi. Vatandaşın beklentisi bu denli artmışken bir sonraki adımların ne olacağı sizi kaygılandırıyor mu?


İstanbul’da belediyelerimizin imkânlarının iyi olmasından kaynaklanıyor bunlar. Topu taca atmak isteseniz atarsınız. Yapılabilecek her şeyi yapalım, bu vatandaş buna layık. Asfalt dökme de, bir kültür merkezi eksik olsun da o yaşlının, ihtiyaç sahibinin yanında ol. Biz belediye olarak her sene okullarımızın bakım ve onarımları için ihale yapıyoruz. Biz bir şeyden fedakârlık edelim ama bu okulun bakım onarımını yapalım diyoruz. Okullar kapandığında ihaleyi yapıp bitiriyoruz. Bu Milli Eğitim Bakanlığı’nın işi diyebiliriz ama demiyoruz çünkü dememek lazım. Çıta nerede olursa olsun biz imkânlar dahilinde samimi şekilde yardımı yapıyoruz ve o çıta aşağıya zaten hiç inmiyor. Oy kaygısıyla yaparsanız ne yaparsanız yapın karşılığı çok olmuyor, o yüzden samimi hizmet karşılığını az da olsa çok da olsa alıyor. ‘Bana seçim zamanı geliyorsun, evimde sohbet ediyorsun, gelirken bir şey getiriyorsun ama sonrası niye yok’ diyor. Oy verince iş bitmemeli. Seçimden sonra bunları yapmaya devam ederseniz işte o zaman sizi daha sıcak karşılıyor. Hakikaten derdinin oy değil vatandaş olduğunu anlıyorlar.


‘SABAH SABAH TÜM ZİLLERİ ÇALDIRIRIM “


Halka yakın olsanız da o sinerjiyi veremezseniz halk onu hissetmez. Bakışınızdan, gülüşünüzden anlar, suni gidişlere kayıtsız kalmaz halk. Ona gitmezseniz samimiyet bir şey ifade etmez zaten. Vefat olduğu zaman istiyorum ki namazı beraber kılalım. Hem cemaatle beraber olmak hem de ara sokaklarda bulunan esnafa dokunmak önemli. Ev sohbetlerini hiç aksatmam. Haftada en az iki ev sohbeti yapıyorum sadece kadınlarla. Sabah dokuzda bütün ziller çalınıyor. ‘Başkanımız şu saatte şu dairede olacak deniliyor ve gelebilecek olanlar geliyor. Sadece hizmet değil eğitimden çocuk yetiştirmeye kadar her şeyi konuşuyoruz.”


‘DİJİTAL BELEDİYEYİZ’

Başkan Poyraz, dijital belediyeciliğe de önem verdiklerini anlattı: “Bu konuda İstanbul’da ilk üç ilçenin içindeyiz. Vatandaş belediyeye gelmeden evinden, ofisinden hizmet alabilecek bir noktaya geldi.”


‘OTURMAYI SEVMEM HEP ARAZİDEYİM'

 “Ben oturmayı sevmem. Arazide olmak hoşuma gidiyor. Siz ne kadar başarılı olursanız olun, ekibiniz başarılı ve güçlü değilse sizin yaptığınızın esprisi kalmıyor. Zaten o durumda belediyeden çıkamazsınız. Her şeyi siz yapamazsınız. Müdürlerimiz, ekibimiz, herkesten verilen görevin karşılığı bekleniyor. Her şeye müdahil olamazsınız madem bir görevi veriyorsunuz o görevli bırakın en iyisini o yapsın. O zaman başkanımı mahcup etmeyeyim düşüncesiyle her şeyin en iyisini yapıyorlar.”


'HİZMET VE İLETİŞİMLE OYUMU ARTTIRDIM'

“Vatandaşımızla iyi bir iletişimimiz var. Okullara törenlere gidiyorum. Cuma günleri törenlerden sonra çocuklarla beraber oluyorum. 2009 seçimlerini 336 oyla almıştık. İstanbul’un, belki de Türkiye’nin en zor seçimiydi Çekmeköy. 2014’te 15 bin oyun üzerinde farkla aldık neredeyse elli kat. Bu, iletişim sayesinde oldu. Hizmeti bütün belediyeler yapıyor artık. İmkânla alakalıdır bunlar. Kültür merkezleri, belediye binaları, sağlık ocakları imkanla yapıldı. Bunun yanında bu oy artışının en büyük etkeni vatandaşın bire bir sizi tanımasıyla alakalıdır.”


‘AVRUPA YAKASINDA BOŞUNA ÇİLE ÇEKMİŞİZ...’

“Geçen gün Mehmet Akif Mahallesi’nde bir vatandaşla karşılaştım, sordum ‘Memnun musunuz buradan?’ diye... ‘Ben taşınalı kırk gün oldu iyi ki taşınmışım. Avrupa yakasında boşuna çile çekiyormuşuz’ dedi. Vatandaş burada olmaktan memnun. İstanbul’un merkezine bu kadar yakın olup bu kadar yeşil içinde yaşanan bir yer yok. Buradan iki dakika sonra Ümraniye, on dakika sonra Üsküdar. Metroyla buradan karşıya 61 dakikada Yeşilköy. Büyük bir nimet bu. Aşağı yukarı 540 km metro ağı olacak. Dünyada örneği yoktur ki bir belediye başarsın o yüzden İBB’ye çok teşekkür ediyoruz.”


‘KAPTANSIZ METRO 2016'DA HİZMETE GİRİYOR ’

“Toplu ulaşımla ilgili bazı sorunlarımız var. Gerçi bu problem tüm İstanbul’da var ama burada yüzölçümün çok, nüfusun az oluşundan dolayı farklı bir boyut kazanıyor. İETT yolcu sayısına göre otobüs sayısı belirliyor. Vatandaşlar istiyor ki hemen otobüse binip gideyim ama durum böyle değil tabii ki. İETT’nin kendine göre bir planlaması var. Onlardan çok memnunuz ama bu sorunun kesin çözümünü metro yapımıyla bulduk. Kaptansız metro hattı Çekmeköy’e kadar gelecek. 2016 yılında açılacak.”


‘İKİNCİ ÇALMICA, ÇEKMEKÖY'DE OLACAK’

Son dönemlerde ilçe belediyelerinin gündem maddeleri kentsel dönüşüm. Bu anlamda Çekmeköy şanslı çünkü yeni yapılaşma var. Çekmeköy denince akla siteler geliyor. Yapı stoku açısından da sıkıntılı noktalar çok yoktur sanırım... Bizim bir iki mahallemiz şu anda yeniden yapılaşıyor ama Çekmeköy’ün içine bakacak olursak biz geldiğimiz zaman plan sorunlarını çözdük. Çok hızlı bir şekilde çözdük. Vatandaş dönüştürebilecek imkânı sağlarsanız dönüştürür. 30 binin üzerinde bağımsız birimin, bina olarak sekiz bin binanın dönüşümünü yaptık biz. Bunların tamamı kendiliğinden dönüştü. Bizde KİPTAŞ,  TOKİ  gibi kurumlar yok. Az bir imkânla kendi içimizde dönüştük. Çekmeköy’ü gezin eski bina göremezsiniz. 2B alanlarında yapılaşma izni vermedik. 2B çıktıktan sonra vatandaş tapularını aldı. Biz planların hepsini yapmıştık zaten. Ocak ayında 190 ruhsat vermişiz. Bunun yüzde yetmişi 2B olan mahallelerde. Buralar ağırlıklı olarak Alemdağ bölgesi. Oralarda da inşallah bu dönüşüm başladı ve vatandaş kendi yapıyor. Şimdi biz o mahallelerde üç tane cephe belirledik. Sokağıyla, caddesiyle, yoluyla, bisiklet yoluyla, otoparkıyla, cephesiyle tamamen bizim belediye olarak onlara çizdiğimiz ve önerdiğimiz projeleri tasdik etmek kaydıyla bu dönüşüm olacak. Bu belirlenen üç tipten hangisini tercih edelerse onu yapabilirler. Bunları belirlerken üniversitelerden, kuruluşlardan, mimarlardan yardım aldık. Eski yapılan yerlerde bu kazanım çok zor ama yeni 2B’den dönen mahallelerimizin tamamında o eski İstanbul havasını yakalayacağız.


Otuz bin bağımsız birim dönüştü dediniz, daha ne kadar dönüşecek?


Önümüzdeki maksimum on yılın sonunda Çekmeköy’ün tamamında yani Ömerli, Alemdağ, Taşdelen’de dönüşüm tamamlanmış olacak. On yıla bile kalmayabilir.


Sizde bir tarafta eskiden gelen bir yapı, diğer tarafta da siteleşme var. Son dönemlerde yüksek profilli, marka siteler yapılıyor. Peki bu site sakinlerini memnun etmek mi daha kolay, diğer bölgelerde yaşayanları mı?


Site kesiminde yaşayan insanları memnun etmek kolay, çünkü ihtiyaçları olan her şey zaten site içinde var. Biz büyük bir spor kompleksi yaptık. İçinde yüzme havuzu var, fitness salonları, basket salonları var. Bu halkın geneline hitap eden bir hizmet ama o sitelerde o imkânlar zaten var. Biz İstanbul’da en fazla sitesi olan ilçeyiz. Bunun üzerine kafa yormuş bir başkanım. Hakikaten sitelerin oyu onlar zenginleştikçe bize verilmeyen bir kesim. Olsun sorun değil. Biz o sitelere gidiyoruz. Gelin sorunları tartışalım diyoruz. Genel olarak ulaşım sorunları var. Şehrin temiz ve emniyetli olması onlar için önemli. Onlar bizden spor kompleksi ya da kültür merkezi istemiyor. Bundan ziyade emniyet açısından daha sağlıklı bir ortam istiyorlar ki zaten Çekmeköy bu açıdan en sağlıklı üç ilçe arasında. Bütün şehrin MOBESE’sini belediye olarak yapıp emniyete teslim ettik. Kaç araç ihtiyacı varsa tamamını belediye olarak alıp verdik. Siteler bunları önemsiyor. 


Ulaşabildikleri hastaneler, sağlık ocakları olsun istiyorlar. Bunları da yaptık zaten. Temizlik ve trafik son olarak talepleri. Site dışında taleplere baktığınız zaman çocuklarını oynatacak parklar istiyorlar ki biz geçtiğimiz beş yılda her ay bir park açtık. Bizdeki parklar 15 bin metrekare, 20 bin metrekare. Avrupa Yakası’nda 100-200 metre park çok iyi bir park çünkü yer yok ama biz bu konuda şanslıyız. Kültür merkezi talepleri var, bilgi evleri talepleri var. Dershanelerin olmayışında onlara dersler verilsin diye bir talepleri var. Bizim her mahallede kültür merkezlerimiz ve bilgi evlerimiz var. Müzik dersi de var bunların içinde, İngilizce var. Halk daha çok bunları istiyor. Sitelere nüfus Kadıköy, Bakırköy, Beşiktaş’tan geliyor. Merkezi yerlerden sosyal imkânları yüksek bölgelerden vatandaşlarımız geliyor. Biz mesela fakir ailelerimizi zengin ailelerle kardeş yaptık. Bir yıl boyunca bu aile senin kardeşin. Arada evine davet et, elbise ihtiyacı varsa al, okuluna git çocuğu gör. Sonuçta siz yanınızdaki çok sıkıntı çekerken varlıklı olsanız bile o varlığı rahat yaşayamazsınız.


En fazla site olan ilçelerden biriyiz dediniz. Bazı belediye başkanları ‘Siteler mahalle kültürünü bitiriyor. Site istemiyorum’ diyor. Sizin düşünceniz ne?


Biz o noktayı aştık, yapılan yapıldı zaten de mahalle kültüründen vazgeçildiği doğru. Biz mahallede büyüdük. Bana annem yukarıdan seslendiği zaman bir kilometre aşağıdaki komşum annen sana bağırıyor derdi. Bakkal sallanan sepete sütü koyardı. O herkesin birbirini tanıdığı bir İstanbul özlemi var. Şimdi sitelere giriyorsunuz mesela cenaze evine taziye sunmaya gidiyorsunuz hemen yandan bir komşu çıkıyor ve haberi yok. Bu binalarda da böyle. Bu kültürü yerleştirmemiz lazım bu siteden kaynaklanan bir kopuş değil. Artık binadan sepet sallayacak kültürü kaybettik. Site duvarlarını çevirdiği zaman mutlaka şehre bir eksi katıyor ama artısı da var. Emniyet açısından bütün güvenliği bizler yapmalıyız ama o siteler kendi sorununu kendi çözüyor.


‘2018'DE ULAŞIM SORUNU KALMAYACAK’

“Oldukça yakın merkezlerden çıkıp Üsküdar’a kadar giden, hatta oradan da Yeşilköy’e kadar giden bir metro hattı daha söz konusu. Geçenlerde İBB ekibiyle toplantı yaptık. İhalesi nisan ayından önce yapılacak. Çekmeköy’den Taşdelen bölgesinden giden iki mahallemiz var. Aydınlar ve Kirazlıdere, oradan Sancaktepe, Sultanbeyli rotasından Sabiha Gökçen’e kadar giden bir metro var. Onun da ihalesini en geç mart ayında yapacak İBB ve 2018 gibi bitecek. Bunlar tamamlandığında toplu ulaşımla alakalı sorunlar tamamen ortadan kalkmış olacak.” Taşdelen’den ormana uzanan bisiklet yolu Taşdelen’den or çok güzel bir projeye nisan gibi başlayacağız. Yeni bir Çamlıca diyebiliriz hatta oradan daha kapsamlı. Bir gölet Çamlıca’da yok mesela. Seyir kuleleri yok. Sadece Çekmeköy’ün değil bütün İstanbul’un gelip göreceği çok güzel bir projemizi başlatıyoruz. Bu yıl içinde kazmayı vuracağız. Taşdelen, Alemdağ, Ömerli’de sinema, tiyatro, konferans salonları içinde olan kültür merkezleri yaptık ama Çekmeköy’de o tarz yok. İnşallah bu yıl içinde güzel bir kültür merkezi yapacağız. Bölgemizde bizim tarihi antika eserler sergileyen bir vatandaşımız var. Yeri Hüseyinli’de bir köyün içinde. Kendi imkanlarıyla yaptığı, bu kadar şeyi nasıl bir insan alabilir denilecek bir durumu var. Şimdi bir protokol yaptık bir sergi salonu gibi güzel bir mekân yapıyoruz. Herkesin görebileceği Osmanlı’nın son dönemlerinden bütün Cumhuriyet’i içine alacak kadar geniş bir sergi. Projesi hazır.”


'SEYİR TERASI PROJESİ NİSANDA BAŞLAYACAK'


“Vatandaşın memnun olduğu proje, bana göre en güzel projedir. Fenerbahçe futbolcu ve yöneticilerini getirdik, hayatını kaybeden Özgecan’ın adına bir park yapıp açılışına davet ettik. Bana göre en güzel proje bu. Biz yapacağız demiyoruz, yaptıklarımızı diyoruz. Şimdi 500 hektarlık bir arazide seyir terası da içinde olan, kafeleriyle, yürüyüş yollarıyla, göletleriyle, bisiklet yollarıyla çok güzel bir projeye nisan gibi başlayacağız. Yeni bir Çamlıca diyebiliriz hatta oradan daha kapsamlı. Bir gölet Çamlıca’da yok mesela. Seyir kuleleri yok. Sadece Çekmeköy’ün değil bütün İstanbul’un gelip göreceği çok güzel bir projemizi başlatıyoruz. Bu yıl içinde kazmayı vuracağız. Taşdelen, Alemdağ, Ömerli’de sinema, tiyatro, konferans salonları içinde olan kültür merkezleri yaptık ama Çekmeköy’de o tarz yok. İnşallah bu yıl içinde güzel bir kültür merkezi yapacağız. Bölgemizde bizim tarihi antika eserler sergileyen bir vatandaşımız var. Yeri Hüseyinli’de bir köyün içinde. Kendi imkanlarıyla yaptığı, bu kadar şeyi nasıl bir insan alabilir denilecek bir durumu var. Şimdi bir protokol yaptık bir sergi salonu gibi güzel bir mekân yapıyoruz. Herkesin görebileceği Osmanlı’nın son dönemlerinden bütün Cumhuriyet’i içine alacak kadar geniş bir sergi. Projesi hazır.”


” TAŞDELEN'DEN ORMANA UZANAN BİSİKLET YOLU “


Meydan projemiz var Taşdelen’de. Nisan-mayıs gibi başlayacağız. O bölgede mahallemizin sağı ve solu arasında bağlantı yok çünkü Şile yolu ayırmış. Metronun gelişiyle de alttan mahallelerimiz bağlanacak. Trafiği yeraltına alıp üstünü meydan yapacağız. Üçüncü köprü askeri kışlanın içinden geçiyor, Taşdelen ve Çekmeköy’ü birbirine bağlayan ve ormana kadar uzayacak bir bisiklet yolu yapmak istiyoruz. Bütün bunlar tamamlandığında vatandaşlarımızın ‘İyi ki burada yaşıyorum’ dediği bir ortam oluşacak.”


‘ŞEFFAF MUTFAK’ UYGULAMASIYLA MEKÂNLAR DENETLENİYOR... 


‘Bazı önemli restoranlar bayrak alamadı’

“Dıversey Care diye dünya çapında bir markayla beraber işletme mutfaklarını denetliyoruz. Gıda güvenliğini sağlayacak ve hijyen standartlarını yükseltecek ‘Şeffaf Mutfak’ projesini başlattık. Çekmeköy’de faaliyet gösteren yeme içme mekânlarını kapsayan proje ile işletmelerde hijyen koşullarının dünya standartlarına ulaştırılması, gıda güvenliği konusunda bilinç yaratılması ve tüketicide konuyla ilgili farkındalık yaratılması hedefleniyor. Projenin bütününde ise üretici ve tüketici arasındaki kurulacak güven köprüsüyle Çekmeköy’ün ekonomik ve sosyal yapısının geliştirilmesini amaçlıyoruz. Hijyenik anlamda vatandaşın en ufak bir sıkıntı yaşamayacağı bir kaliteye sahipse izin veriyoruz. En az seksen puan almaları gereken denetimden geçemeyen çok önemli markalar var. Nasıl ki plajlarda mavi bayrak uygulaması var bu, bir nevi restoranlarda da bayrak uygulaması niteliğinde. Bütün gıda üretimi olan yerlerde bu denetimi yapıyoruz. Bir yıl sonunda yine kontrol ediliyorlar. Altmış müracaattan çok önemli sayıda geçemeyen markalar var.


Habertürk/ Esra Boğazlıyan


Geri Dön