23 / 12 / 2024

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan UNESCO hamlesi!

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan UNESCO hamlesi!

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Osman İyimaya, ''Denizlerimizde, kıyılarımızda, doğal alanlarımızda, tüm alanlarımızda bütünleşik planlama anlayışını ortaya koyarak çalışıyoruz'' dedi



Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Osman İyimaya, Türkiye'nin doğal alanlarının, UNESCO dünya mirası listesine girmesi için planlamanın önemine işaret ederek, ''Denizlerimizde, kıyılarımızda, doğal alanlarımızda, tüm alanlarımızda bütünleşik planlama anlayışını ortaya koyarak çalışıyoruz'' dedi. 


İyimaya, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Konferans Salonu'nda düzenlenen, UNESCO Doğal Miras Alanları Geçici Listesine Öneri Sunma Çalıştayı'nın açılışında yaptığı konuşmada, doğal mirasın korunması konusunda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na önemli ödevler ve görevler verildiğini hatırlatarak, ''Tabii ki kültürel miraslarımızın yanında doğal alanlarımızın UNESCO listemizde yer almaması beni de üzmüştür'' ifadesini kullandı. 


Özellikle Türkiye'nin doğal alanlarının, UNESCO dünya mirası listesinde çoğalması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak zorlu bir görev üstlendiklerini ifade eden İyimaya, tüm sivil toplum örgütleri ve bilim insanlarının desteğini beklediklerini dile getirdi. 


Bu tür alanların listeye girmesinde planlamanın önemine değinen İyimaya, ''Eğer bir planlama yapamıyorsanız, planlamanın anlamını anlatamıyorsanız, başarıya ulaşmanız çok zor'' diye konuştu. 


İyimaya, şöyle devam etti: 


''Bu açıdan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak özellikle mekansal planlama noktasında aldığımız bu ödev ve görevi diğer alanlara da yansıtarak sürdürmeye çalışıyoruz. Denizlerimizde, kıyılarımızda, doğal alanlarımızda, tüm alanlarımızda bütünleşik planlama anlayışını ortaya koyarak çalışıyoruz. Özellikle bakanlık olarak kıyılarımızda, bütünleşik kıyı alan planlamasını ön plana çıkartmış ve kıyılarımızın önemli bir bölümünü de planlamış durumdayız. 


Bu nedenle planlama olmuyorsa ve yoksa burada her zaman için çalışmalarda bir eksiklik vardır. Bu da üniversitelerimizin, değerli bilim adamlarımızın, kamu kurum ve kuruluşlarımızın, bakanlıklarımızın bakış açısıyla örtüşmektedir.'' 


Çalıştay Koordinatörü Prof. Dr. Zeki Kaya ise Türkiye'nin biyoçeşitlilik ve doğal oluşumlar açısından çok zengin olduğunu belirterek, ülkede 3 bini buraya özgü olmak üzere 10 binin üzerinde bitki türü bulunmasına karşın dünya miras listesine bakıldığında doğal alan olarak tescil ettirilmiş bir alan bulunmadığını kaydetti. 


Bu konuda geçici bir listenin karşılıklı fikir alışverişi sonucu oluşturulabilmesi için çalıştayı düzenlediklerini anlatan Kaya, belirlenecek alanların UNESCO'nun dünya mirası listesine alınması için uzun bir yol izlenmesi gerektiğini, yapacakları çalışmanın bunun bir başlangıcı olacağını vurguladı. 


UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz da kültürel miras konusundaki çalışmalara karşın doğal miras alanında Türkiye'nin biraz geri planda kaldığını ifade ederek, Türkiye'nin şu anda 11 miras alanının, dünya miras listesinde yer aldığını, 38 miras alanının da geçici listede bulunduğunu aktardı. 


UNESCO'nun, biyolojik ve kültürel çeşitliliği, insanlığın geleceği, barışı ve diyaloğunu sürdürmesi için korumayı amaçladığını kaydeden Oğuz, Türkiye'de doğal mirasın korunması için çalışmalar yapılması gerektiğini söyledi. 


Bu konuda UNESCO Türkiye Milli Komisyonu bünyesinde bir komite oluşturduklarını anımsatan Oğuz, ilgili bakanlıkların temsilcileri ile de işbirliği içerisinde çalışmalara başladıklarını anlattı. 


İstanbul gibi tarihi bir yarımada miras olarak sunulduğunda, boğazların hesaba katılmamasını bir eksiklik olarak gördüğünü dile getiren Oğuz, ''Boğazlar dünyanın biyolojik çeşitlilik ile su ve kültür ilişkisi anlamında olsun, en mükemmel miraslarından birisidir. Orası mutlaka olmalıydı. Nemrut'u dünya miras listesine yazdırmışız, çok iyi yapmışız. Ama Nemrut'ta güneşin doğuşu ve batışı da bir doğa harikası olarak çok mükemmeldir. Kültür varlığı kadar aynı zamanda doğa varlığımız da orası. Kısacası bunun gibi belki kaydettirdiğimiz veya kaydedeceğimiz miraslara yeniden bakmamız gereken çok alan olacak'' dedi.


AA


Geri Dön