ÇÜ'nün gen bahçesi üzerine Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi kurulacak!
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Alper Akınoğlu, Adana'nın ikinci üniversitesi olan Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi için, ÇÜ yerleşkesindeki narenciye gen bahçesinin de bulunduğu 2 bin dekar yerin talep edildiğini belirterek, "Yeni ünive
Akınoğlu, yaptığı açıklamada, Adana’nın bilinenin aksine tarıma elverişli arazi varlığı bakımından çok zengin bir coğrafyada olmadığını
öne sürdü.
Türkiye’nin tarım varlığı bakımından önde gelen yerleşkelerinden birisine sahip olan ÇÜ’nün, sahip olduğu yerleşkenin, birçok bitki türünün bulunduğu gen bahçeleri, tarımda yeni ve farklı türlerin deneme alanları ile adeta botanik bahçesi konumunda olduğunu ifade eden Akınoğlu, "Söz konusu değerli arazilerin yaklaşık 2 bin dekarlık kısmına, Adana’nın ikinci üniversitesi olacak. Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesinin kurulması planlanıyor. Yeni üniversite, maalesef, dünyanın narenciye hazinesi konumunda olan ve 21 ülkeden 900 farklı çeşit ve türde narenciyenin gen kaynağının da bulunduğu gen bahçemizin üzerine kurulmak isteniyor" dedi.
Bahçenin 1976 yılından itibaren oluşturulduğunu kaydeden Akınoğlu, şöyle devam etti:
"Bahçemiz, Türkiye’de ıslah edilmiş ve toplanmış genotipler ile ABD, Arjantin, Avustralya, Cezayir, Çin, Fas, Fildişi Sahili, Fransa, Güney Afrika, İspanya İsrail, İtalya, Japonya, KKTC, Küba, Madagaskar, Mısır, Tunus, Pakistan ve Porto Riko gibi ülkelerden getirilen genotiplerden oluşmakta. Her genotipten 3-6 ağaç şeklinde dikilmiş olan koleksiyon bahçelerinden oluşan gen kaynakları, Türkiye turunçgil tarımı için çok büyük önem taşıyor. Yeni üniversite, bunlar gibi birçok araştırma çalışmasının yapıldığı arazilere kurulmak isteniyor. Bu doğru bir yaklaşım değil.
Son yıllarda turizm baskısıyla, Antalya ve Mersin’in yanı sıra diğer Akdeniz illerindeki narenciye bahçelerinde bulunan ağaçlar kesilip, yerlerine otel yapıldı ve birçok genotip kayboldu. ÇÜ arazisine kurulacak yeni üniversiteyle de birçok tür yok olacak."
Üniversitenin rektörü olarak, tarım arazilerini korumanın en önemli görevleri arasında olduğunu vurgulayan Akınoğlu, "Rektörlük süremin dolmasına kısa bir süre kaldı. ’Alın buraya üniversiteyi kurun’ derim, ancak, bu araziler korunmalı. Teknik bir üniversitenin yeri tarım arazisi değil, organize sanayi bölgesine yakın bir yer olmalı" dedi.
Geçmişte yapılan arazi talepleri nedeniyle halen hukuki süreçlerin devam ettiğini vurgulayan Akınoğlu, şunları söyledi:
"Ne zaman kente bir bina dikilecek olsa, üniversitenin yıllardır üzerinde çalıştığı tarım arazilerine gözler çevriliyor. Buralar bütün
Adanalıların. Buralar Türk tarımının geleceği olan araziler. Bugün biz varız, yarın başkaları bu arazileri yönetecek. Bilim ve Teknoloji Üniversitesine, Belediye İmar Kanunu’nda yer alan ve organize sanayi bölgesine yakın olan bir alanın daha uygun olacağını düşünüyoruz."
Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Ersoy
Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Ersoy ise göreve geldiği günden beri yeni üniversiteyi kurmak için yer aradıklarını, ancak, hazineye ait bir yer bulamadıklarını söyledi.
Kendilerine organize sanayi bölgesinde ayrılan yerin 600 dönüm olduğunu ve yaklaşık 190 dönümünün de vatandaşlara ait olduğunu vurgulayan Ersoy, bu arazide de kamulaştırma sorunu bulunduğunu ve kurulsa dahi ancak tek bir fakülteye yetebileceğini kaydetti.
Kendisinin de ÇÜ mensubu olduğunu ve Adana Valiliğinden üniversiteyi kurmak için yer talep ettiklerini vurgulayan Ersoy, şöyle devam etti:
"Bize Valiliğin tahsis etmek istediği yer, otoban altındaki Yeşil Bulvar ve Kozan Yolu arasındaki yaklaşık bin 700 dekar alan. Kampüs içinde başka bir kampüs olmayacak. Otoban doğal olarak kampusü bölmüş durumda. Burası hazinenin arazisiyken, geçmişte ÇÜ’ye tahsis edilmiş. Valilik emriyle bu arazi bize verilecek. Burası atıl durumda ve buğday gibi ürünler ekiliyor. Buralara zeytin ve portakal bahçeleri kurulmuş, bakımsız ve hiç bir gelir getirisi yok."
ÇÜ’nün gen bahçesi konusunda ise ortak protokol yapabileceklerini kaydeden Ersoy, "Bize tahsis edilecek arazilerin en fazla yüzde 5’ini yapılaşmaya ayıracağız. Yerleşkenin yüzde 95’i yeşil kalacak. ÇÜ Ziraat Fakültesi ile işbirliğine hazırız. Portakal bahçelerini koruyabiliriz ve araştırmalar devam edebilir. Tüm fakülteleri yerleşke içine kurmak istemiyoruz. Denizcilik Fakültesini deniz kenarına kuracağız. Ben eski üniversitemle karşı karşıya gelmek istemiyorum, ancak, yer bulamadık."
ÇÜ’nün toplamda 30 bin dönüme yakın arazisi olduğunu, aktif olarak ancak 3 bin dönümünün kullanıldığını anlatan Ersoy, diğer arazilerin atıl olduğunu kaydetti.
Adana’ya 29 kilometre uzaklıkta Çatalan bölgesi tarafında da bir hazine arazisi önerildiğini, fakata buraya da ancak 15 yılda üniversite öğrencilerinin çekilebileceğini ifade eden Ersoy, şöyle devam etti:
"Artık üniversite adayları, tercih edecekleri üniversiteyi gidip görüyor, geziyor, kalacakları yeri ve üniversitenin şehre yakınlığını, sosyal
mekanlara uzaklığını inceliyor. Biz, kente 29 kilometre uzaklıktaki bir yere öğrenci çekemeyiz. Yolu yok, barınma yok, alt yapı yok. Yıllarımızı alır."
Türkiye’deki birçok üniversitenin şehir merkezinde olmasına rağmen, halktan kopuk olduğunu vurgulayan Ersoy, "Maalesef öğretim üyelerimiz tamamen kendilerini tecrit etmişler. Yerleşke içinde çalışıyor, sosyal tesislerde yemeklerini yiyor, lojmanlarda yatıyorlar. Bu üçgen içinde dolaşıp duruyorlar. Bu nedenle kentin sanayisi ve sanayicisiyle, halkıyla iç içe ve iletişim içinde değiller. Biz halkla bilim ve teknoloji konusunda bütünleşmek istiyoruz" dedi.
AA