Deniz Müzesi 4 Ekim 'de açılıyor!
Beşiktaş'taki Deniz Müzesi, 4 Ekim'den itibaren yeniden ziyaretçilerini ağırlayacak; dünyanın en eski kadırgasının da arasında yer aldığı 20 bin esere ev sahipliği yapan müzenin arşivinde de 20 milyon belge bulunuyor
Yenileme çalışmalarının 2007'den beri devam ettiği Beşiktaş'taki İstanbul Deniz Müzesi, 4 Ekim'de ziyarete açılıyor.
Yapımı 1897 yılına dayanan deniz müzesi, 20 bin esere ev sahipliği yapıyor. Arşivinde 20 milyon belgenin bulunduğu müzenin ilgi çekici eseri ise dünyanın en eski kadırgası.
Deniz Müzesi Komutanı Deniz Kurmay Albay Fatih Erbaş, müzenin 1897'de Binbaşı Süleyman Nutki tarafından kurulduğunu ve çeşitli nedenlerle zaman zaman İstanbul'dan taşındığını anlattı.
Erbaş, müzenin 2. Dünya Savaşı'ndan sonra 1948'de Dolmabahçe Sarayı'nda hizmetlerine devam ettiğini, 1961 yılından itibaren ise Beşiktaş Meydanı'ndaki binasında faaaliyetlerini sürdürdüğünü söyledi.
Müzedeki eserleri daha iyi sergileyebilmek için 2005'te teşhir bölümünün genişletilmesine karar verildiğini belirten Erbaş, bu çerçevede bir proje yarışması düzenlendiğini ve birinci olan eserin uygulamaya konulduğunu bildirdi.
Deniz müzesi ana binasının, bu yarışmada birinci olan projeye göre inşa edildiğine dikkati çeken Erbaş, şunları kaydetti:
"2007 yılında çalışmalarına başlanan müzemizin inşaatı 2011'de sona ermiştir. Ana binamızda, kayıklar galerisi, alt katında Barbaros Hayrettin Paşa Sergi Salonu, üst katta Süleyman Nutki Çok Amaçlı Salonu ve müzemizin 15 yıl müdürlüğünü yapmış Haluk Şehsuvaroğlu beyin adını taşıyan salonumuz var. Alt katta geçici sergiler için kullandığımız Çaka Bey sergi salonumuz hizmet veriyor. Bunun yanında müzemizin idari binası ve satış reyonu da ana binada yer almaktadır. Müzemizin daha önce hizmet verilen kısmı ise şu an tadilatta. Tadilat bittikten sonra müzemizin işleyişi bugünkünden biraz farklı olacaktır."
-Müze envanterinde 20 bin eser bulunuyor
Erbaş, müzenin envanterinde yaklaşık 20 bin eser bulunduğunu söyledi. Dünyada eşi bulunmayan tarihi kadırganın, müzenin en önemli eseri olduğunu belirten Erbaş, şu bilgileri verdi:
"Osmanlı sultanlarından İkinci Mehmet'e ait olduğu iddia edilen, yapılan çalışmalar neticesinde ancak Üçüncü Mehmet zamanına kadar yani 17. yüzyılın başına kadar getirebildiğimiz kadırgadan bahsetmekteyiz. Kadırgalar iki bin yıl boyunca dünya denizlerinde harp araç gereci olarak kullanılmışlardır. Fakat bu kadırga harp araç gereci olarak değil, padişahın gezi teknesi olarak planlanmış ve yapılmış. Üzerindeki işlemelerden sanat tarihçiler teknenin İkinci Mehmet'e kadar geçmişi olabileceğini iddia etmekte ancak yaptığımız bilimsel analizlerde henüz ikinci Mehmet zamanına kadar gidemedik. Geldiğimiz noktada 3. Mehmet zamanına ancak ulaşabilmekteyiz."
Tarih kitaplarında Genç Osman'a, ait bir kadırgadan bahsedildiğini anlatan Erbaş, "4. Murat'ın, Genç Osman'ın kardeşi olduğunu biliyorsunuz. 4. Murat da abisine yapılanları unutmayan ve onun aziz hatıralarını saklamaya niyet etmiş bir padişah olarak karşımıza çıkmıştır. Dolayısıyla 4. Murat'ın, ağabeyi Genç Osman'ın hatırasına bu tekneyi saklamış olması da ihtimaller içinde değerlendirilmektedir" diye konuştu.
Deniz Müzesi Komutanı Erbaş, söz konusu eserin, görev yaparken batmadan korumaya alınan dünyanın en eski kadırgası olduğunu ifade etti.
Müzede 14 saltanat kayığı bulunduğunu belirten Erbaş, kayıkların ağırlıklı olarak 19. ve 20. yüzyıla ait olduğunu anlattı.
-Piri Reis'in Kitabı Bahriyesi'nin nüshaları
Albay Erbaş, müzede Piri Reis'in Kitabı Bahriyesi'nin 4 nüshasının da bulunduğunu bildirdi. Müze arşivinin de önemine değinen Erbaş, bu bölümün Osmanlı döneminin en büyük ikinci arşivi sayılabiecek özellikte olduğunu dile getirdi.
Arşivin tasnif ve sayısal ortama geçirilmesi çalışmalarının sürdüğünü anlatan Erbaş, şunları söyledi:
"Arşivimiz araştırmacılara açıktır. Bilimsel çalışma yapan araştırmacıları, arşivimizden yararlanmaları konusunda müzemize bekliyoruz. Araştırmalarını hayli kolay bir prosedür çerçevesinde yapabilecekler. Arşivimizde yaklaşık 20 milyon belge bulunmakta. Ağırlıklı olarak 19 ve 20. yüzyıl başına ait Bahriye Nezareti'ne ait belgelerdir. Arşivimizde ayrıca harita, fotoğraf ve el yazması kitaplar da bulunmakta."
Erbaş, müzede ahşap işlemelerin önemli bir yer tuttuğunu belirterek, bu eserlerde Osmanlı denizciliğinin ahşap işlemelerinde geldiği noktanın çok iyi görülebildiğini ifade etti.
Kurmay Albay Erbaş müzede ayrıca, resim, top, mühür, büst, ferman, el yazmaları, tablolar, fotoğraflar, gravürler, armalar, tuğralar ve isim levhaları gibi birçok malzemenin de yer aldığını vurguladı.
-Çocuk ve gençlere çağrı
Erbaş, çocuk ve gençlere çağrıda bulunarak, "Müzemiz İstanbul'un merkezinde, toplu taşımayla çok kolay ulaşabileceğiniz bir yerde. Sizleri beklemektedir. Geçmişinizi öğrenmeden geleceğe aydınlık insanlar olarak ulaşamayacağınızın bilincinde olmanızı arzu ediyoruz. Sizi güler yüzle karşılamaya hazırız. Gelin size geçmişinizi güzel kelimelerle anlatalım" diye konuştu.
İl Milli Eğitim Müdürlükleriyle de irtibat halinde olduklarına dikkati çeken Erbaş, okulları müzelerine davet ettiklerini ve toplu gezilerinde onlardan para almadıklarını ifade etti.
Erbaş ayrıca, müze ve müzenin önündeki alanın insanların, gençlerin birbirleriyle buluşma noktası olmasını arzu ettiklerini söyledi.
- 4 Ekim'de ziyarete açılıyor
Erbaş, 4 Ekim'de ziyarete açılacak müzenin pazartesi ve salı günleri hariç haftanın 5 günü 09.00-17.00 saatleri arasında, hafta sonları ise 10.00-18.00 saatlerinde gezilebileceğini bildirdi.
Bilet ücretinin öğrenciler için 1 lira 70 kuruş, büyükler için ise 5 lira olduğunu anlatan Erbaş, ziyaretçi sayısını da ilk etapta yıllık 200 bine çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.
Kurmay Albay Erbaş, Türkiye'de daha geniş envantere sahip deniz müzesinin olmadığına dikkati çekerek, diğer müzecilik faaliyetleri bakımından da Türkiye'nin örnek müzeleri arasında yer aldıklarını vurguladı.
Yurt dışındaki faaliyetlere de katılma gayreti içerisinde olduklarını belirten Erbaş, Akdeniz Deniz Müzeler Birliği ve Dünya Deniz Müzeleri Kongresi'nin üyesi olduklarını kaydetti.
Erbaş, büyük hedefleri olan bir ülkenin denizcilikle ilgili menfaatlerini sağlamadan çok büyük bir devlet olamayacağına inandıklarını anlatarak, bu çerçevede denizcilik bilincinin küçük yaştan itibaren insanlara aşılanmasının müzeler aracılığıyla olacağına vurgu yaptı.
AA