Dereli'de darp edilen kepçe operatörleri: 'Bizden izinsiz yıkım yapılamaz' diyerek saldırdılar!
Giresun Dereli'deki sel felaketinden sonra bölgede yıkım yaparken saldırıya uğrayan kepçe operatörleri ifadelerinde yaşadıklarını anlattı
Giresun'da 22 Ağustos tarihinde yaşanan selde büyük zarar gören Dereli ilçesinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın belirlediği binaların yıkımına başlandı. Bakanlığın belirlediği 2 firma, yıkımları sürdürüyordu.
Hürriyet'ten Musa Kesler'in haberine göre, firmalardan birinin çalışanları 19 Eylül tarihinde akşam saatlerinde yıkım yaparken saldırıya uğradı. Aralarında operatör ve firma sahiplerinin de yer aldığı 7 kişi öldüresiye dövüldü. Bazılarının kafatasları çatladı, yoğun bakıma alındılar.
Giresun Emniyet Müdürlüğü, saldırıyı yapan ve Dereli'de 'Lazlar' veya 'Tonyalılar' olarak bilinen 9 kişiyi gözaltına aldı, savcının 'suç örgütü kurmak' suçlaması da yönelttiği zanlılar 'kasten adam öldürmeye teşebbüs' suçundan tutuklandı.
'Bize lazlar derler, yıktırmayız buraları, yakarız makinelerinizi’ diye tehdit ve hakaretler ettiler'
YIkımları gerçekleştiren firmanın sahibi Kadir Karadoğan, olayı şu şekilde anlattı:
"Ekipler yıkım yaparken ben de başlarında bekliyordum. 4-5 kişinin küfrederek bize doğru geldiğini gördüm. Olay çıkacağını anladım, polisi aradım. Şahıslar iş makinesi operatörünün yanına geldiler. ‘Yeter, size çalışmayın demedik mi! Bize Laz uşağı derler. Bize lazlar derler, yıktırmayız buraları, yakarız makinelerinizi’ diye tehdit ve hakaretler ettiler. Çalışmayı durdurdum. Mehmet adlı şahıs, operatör Hıdır Demir’e vurmaya çalıştı. Diğer operatörler de aşağı inmişlerdi. Operatörlere saldırmaya başladılar. Ayırmaya gittik. Bize de vurdular. Murat’a çok fazla vurduklarını görünce üzerine kapandım. Operatör Hıdır’ı da darp ediyorlardı. Cihat adlı şahıs koşarak tekel bayisine girdi. Bıçak aldı. ‘Kralınız gelsin, keseriz’ diye küfretmeye başladı. Daha da kalabalıklaştılar. Biri silah çıkardı. Bizi yere yatırıp darp etmeye devam ettiler."
'Resmen yağmalar gibi evdeki eşyaları aldılar'
Şirketin ortağı Murat Karadoğan da, "Bakanlık talimatıyla gece gündüz yıkıma devam ettik. Cihat Aslan, Soner Aslan, Mehmet Aslan ve yanındakiler gelerek binaları yıktırmayacaklarını kendilerinin ‘Lazlar’ olarak bilindiklerini, kendilerinin izinsiz burada hiçbir yıkım olmayacağını söyleyerek bizi tehdit ettiler. 5 gün mühlet tanıdık. Evlerini boşalttıktan sonra bunların evlerini yıktık. Bu sürede evden alamayacakları kapı, pencere ve kablo gibi malzemeleri dahi almalarına müsaade etmemize rağmen şahıslar resmen yağmalar gibi evdeki eşyaları aldılar" şeklinde konuştu.
'Karşılarında düşman varmış gibi öldüresiye saldırdılar'
Kepçe operatörü Hamit Taş de "Ortalık çok kalabalık olmuştu. Sanki organize bir şekilde hareket ederek bize saldırıyorlardı. Bir taraftan darp edip bir taraftan da ‘Hadi devlet sizi bizim elimizden alsın, devlet biziz’ diye tehdit ediyorlardı. Karşılarında düşman varmış gibi öldüresiye saldırdılar. Bize bu kadar kin beslediklerini bilmiyordum" dedi.
Operatör Abdurrahman Yıldırım, "Şahıslar sanki öldürürcesine saldırıyorlardı. Hıdır yerde baygın olduğu halde kafasına ve vücuduna tekmeler atıyorlardı" diye konuşurken, Hıdır Demir ise şöyle konuştu:
"6-7 kişi Murat Karadoğan’a çullanmıştı. Yardım etmeye çalıştığımda biri bana arkadan vurdu, yere düşürdü. Beni tekmelemeye başladılar. Sürekli kafama vuruyorlardı. Bize daha hızlı vurmaya başladılar. Bayılmışım."
Tutuklu zanlı Aslan: Ne kadar milliyetçi olduğumuzu herkes bilir
Tutuklanan zanlı Cihat Aslan ise kendisini şöyle savundu: "Kimseye vurmadım. Bayılıp bayılmadıklarını da bilmiyorum. Ölümle tehdit etmedim. Afet sonrası birçok binamızda hasarlar oluştu. Moral bozukluğumuz vardı. Binalarımıza yıkım kararı çıkarıldı. Ancak çok düşük ücretlendirme yapıldı. Bu yüzden sözleşme imzalamadık. Yıkım yapılan yerde molozlar yola ve bizim eve doğru geliyordu. Yıkım yapan şirkete serzenişte bulundum. ‘Biz taşınana kadar yapmayın’ dedim. ‘Devlet biziz lan!’ demedim. Devleti seven bir insanım. Ne kadar milliyetçi olduğumuzu Dereli’de bizi tanıyan herkes bilir. Yıkım sırasında ben ve ailem mağdur oldu. Asılsız iddialarda bulunan şahıslardan şikâyetçiyim.”
Bağrışları duyarak olay yerine gittiğini öne süren tutuklu zanlılardan Soner Aslan da "Kalabalık insan grubu birbiriyle kavga ediyorlardı. Kimin kime neden vurduğunu o etapta bilmiyordum. Biz kimseyle kavga etmedik. Kimseyi tehdit etmedim. Kimseden bir eylem için talimat almadım. Dereli ilçesinde geniş bir aile nüfusumuz vardır. 60 yıl önce Trabzon’dan gelmişiz. Çevremizde ‘Lazlar’ olarak biliniriz. İçimizde iyi insanlar da olabilir, kötü insanlar da olabilir. Ben kendimden sorumluyum, patronum yoktur” diye konuştu.