Dışişleri Konutu nasıl 'Köşk' oldu?

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Afrika seyahatinin dönüşündeki uzun yolculukta Çankaya Köşkü'nün işleyişine dair merak ettiğimiz soruların yanıtlarını öğrenmiş olduk.

Gül'ün Özel Kalem Müdürü Hüseyin Avni Karslıoğlu ile konuşurken, yurtdışında çok iyi işlediğine şahit olduğumuz sistemin detayları ortaya çıktı.

Onlara değineceğim ama öncelikle, bir zamanlar manşetlere çıkan Dışişleri Konutu'yla ilgili önemli bulduğum haberleri aktarayım.

Karslıoğlu'na, 'Cumhurbaşkanı ve eşi neden hala Dışişleri Konutu'nda oturuyor, Köşk'e ne zaman taşınacaklar?' diye sordum. Karslıoğlu hafif tebessüm ederek, şunları söyledi:

'O konut artık Cumhurbaşkanlığı'na bağlandı. Beyefendi ve ailesinin ikamet etmesi için Çankaya Köşkü'nde düşünülen tadilattan vazgeçildi. Bunun yerine tarihi dokusuna hiç dokunmadan, oranın yaşayan bir müze olarak kalması kararı verildi.'

ÇANKAYA'DA BİR KAÇAK HAVUZ HİKAYESİ
Bu haber üzerine biraz şaşırdım, detaylar için sorulara devam ettim. Çok daha ilginç bir gelişmeyi öğrendik.
'Çankaya'daki (Köşk) 1930'lu yılların imkanlarıyla, o günlere özgü koşullarda yapılmıştı. Bekar bir Cumhurbaşkanı'na uygundu. Bugünün çok daha hareketli trafiğine ve şartlarına göre dizayn edilmemişti. Üstelik sonradan, imar planında olmayan bir havuz yapılmış. O da sorun yaratıyor. Kapalı havuz, rutubete neden oluyor, o da aşınma oluşturuyor. İşte bu nedenlerle Sayın Cumhurbaşkanımız oraya hiç dokunmamayı tercih ettiler.'

İşte böyle, Başkent'in kalbinde, Çankaya Köşkü ve Başbakanlık Resmi Konutu ile komşu olan, Dışişleri Konutu hakkındaki son gelişmeler bunlar...

Bir zamanlar Emre Gönensay'ın bakanlığı sırasında sorun olan, Tansu Çiller boşaltmadığı için manşetlere çıkan konut artık Cumhurbaşkanlığı'na bağlanmış.

CUMHURBAŞKANI TOPLANTISINDA ŞEYTANIN AVUKATI
Peki Köşk'te çalışma sistemi nasıl işliyor? Karslıoğlu ile uçaktaki sohbetimizde onu anlamaya çalıştık. Mesai dokuzda başlıyormuş. Diğer bürokratlar biraz daha erken gelip hazırlık yapıyormuş. Gül, önce bütün ekibini toplayıp değerlendirmede bulunuyormuş.

Karslıoğlu bu toplantılar için 'Ben şeytanın avukatlığını üstleniyorum. İsrail'de böyle bir birim var. En olmadık şeyleri söylüyorum, karşı tarafları ve ters durumları da anlamamıza yardımcı oluyor' dedi.

Köşk'ün günlük akışı ağırlıklı olarak Genel Sekreter Mustafa İsen'in yönlendirmesiyle geçiyor. İsen-Karslıoğlu paslaşıyorlar. Medya bölümü de tamamen Ahmet Sever'e emanet. Sabahları mutlaka Gül ve İsen görüşürmüş.

GÜL'ÜN MÜSTEŞARLARI KÜLTÜR BAKANLIĞI'NDAN
Köşk üst yönetiminde bir kültür insanının bulunması çok önemli. İsen, Kültür Bakanlığı müsteşarıydı, Gül'ün başbakanlığı dönemindeki müsteşarı Fikret Üçcan da Kültür Bakanlığı müsteşarlığı yapmıştı.

Karslıoğlu bize özel kalem, protokol ve basın ekibini tanıttı, çalışma mekanizmasını anlattı. Gezilere katılacak gazeteci listesini ve oturma düzenlerini tamamen Ahmet Sever'in yaptığını söyledi.

Özel Kalem ekibinde bir de vali yardımcısı statüsünde dil bilen bürokrat bulunuyor. Böylece, dışişleri ağırlıklı ekip, içişleri konusunda takviye edilmiş oluyor. Ekonomik konularda da Ahmet Ertürk danışmanlık görevine getirildi. 2011 yılı dahil, Gül'ün bütün iç ve dış gezileri şimdiden programlanmış. Özellikle yurtdışına giderken mutlaka önceden bir öncü ekip o ülkeye gidip organizasyonu yaparmış.

KİRALANAN UÇAKLARIN MASRAFI...
Gül, yurtdışına Özal gibi kalabalık bir işadamı grubuyla gidiyor. Her birinin ilgili ülkedeki projelerini takip ediyor, muhataplarıyla konuşurken bu konuları gündeme getiriyor. Peki bu uçakların parasını kim ödüyor? Karslıoğlu 'THY'den kiralanıyor, yolcu başına bir maliyet çıkartılıyor. Eskiden işadamlarından toplanıyordu ama sonra Sayın Cumhurbaşkanı (biz de kendi ekibimizin parasını ödeyelim, haksızlık olmasın) talimatı verince sistemi değiştirdik' açıklaması yaptı.

Bir önemli soru da Cumhurbaşkanının başyaverini kim seçiyor: Genelkurmay mı Cumhurbaşkanı mı?
İkili ilişkilerle beraber seçiliyormuş. Anladığım kadarıyla Genelkurmay bir kısa liste sunuyor, cumhurbaşkanları onların arasından seçim yapıyor. Bu tabloya bakınca, Gül'ün dün Chatham House'un  ödülünü kazanmasına insan hiç şaşırmıyor.

Köşk'ten kaçmaz
Foto muhabiri arkadaşımız Raşit Aydoğan yukarıdaki fotoğrafları çekerken Köşk'ün güvenlik kameralarına yakalandı ve kısa bir gözaltı yaşadı. Cumhurbaşkanlığı korumaları, arkadaşımızın çekim nedenini ve kimlik bilgilerini öğrendikten sonra Atakule'den ayrılmasına izin verdiler. Bu da Köşk'ün güvenlik derecesinin yüksekliğini doğruladı.
Akşam/İsmail Küçükkaya