Altın & Dolar

Dolar 25 TL'yi devirdi: Ekonomistler ve analistler peş peşe konuştu!

Dolar 25 TL'yi devirdi: Ekonomistler ve analistler peş peşe konuştu! Faiz artışı beklentilerin altında kalınca Türk Lirası'nın değer kaybetmesi büyüdü. Rasyonelliğe dönüşte soru işaretleri ortaya çıktı. Ekonomistler ve analistler peş peşe konuştu.Türk Lirası'nın değer kaybetmesine neden olan gelişmede üç ana nokta öne çıktı: Enflasyon oranının yüzde 40'a kadar yükselmesine rağmen mevduat faizlerinin bu gerçeklere uyum sağlamaması

27 ay sonra gerçekleşecek ilk faiz artışı, beklentilerin altında kalınca döviz yangını daha da büyüttü. Türk Lirası'nın değer kaybetmesine neden olan gelişmede üç ana nokta öne çıktı: Enflasyon oranının yüzde 40'a kadar yükselmesine rağmen mevduat faizlerinin bu gerçeklere uyum sağlamaması. Faiz kararının sadece bir sembolik adım gibi algılanması, gerçekçi yaklaşımların yeterince göz önünde bulundurulmayacağı endişelerini doğurdu. Oluşan belirsizlik tablosu, "siyasi etkinin devam etmesi" kaygısını artırdı.

‘RASYONALİTEYE DÖNÜŞ’TE SORU İŞARETLERİNE YENİLERİ EKLENİYOR

Karar Gazetesi'nde yer alan habere göre; Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, bankacılarla yapılan toplantının ardından "Harekete geçtik, enflasyonla mücadele ederek fiyat istikrarını sağlayacağız" açıklamasında bulundu. Ancak uzmanlar, döviz artışının hala rasyonel açıklamalarla yeterince desteklenmemesi ve belirsizliğin devam etmesi nedeniyle ortaya çıktığını belirtti. "Nasıl bitti ama rasyonel zemine henüz dönemedik. Beklentiler karşılanmadı" şeklinde yorumlar yapıldı. Ekonomi yönetiminin süreci somut adımlarla desteklemesi gerektiği vurgulandı.

Türkiye'de seçim öncesi ekonominin aşırı ısınmasını önlemek amacıyla yeni kabine kuruldu. Hazine Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, faiz artışına karar vererek önlemler başlattı. Ancak, beklenen güçlü faiz artışı yerine enflasyonun altında kalan bir artış gerçekleşince döviz krizi daha da büyüdü. Döviz kurları rekor seviyelere yükselirken, Borsa İstanbul artan bir eğilimle seyretti. Uzmanlar, siyasi belirsizlik ve rasyonellik eksikliği nedeniyle ekonomide tedirginlik olduğunu belirtti. Piyasalar hızlı bir başlangıç yaparken, dolar ve euro yeni zirvelere ulaştı. BIST 100 endeksi de 5.500 puanın üzerinde işlem gördü.

Ekonomistler, döviz artışının rasyonel açıklamalara yeterli yanıt alınamaması ve belirsizliğin devam etmesi kaynaklı olduğunu belirtti. Merkez Bankası'nın karar metninde kullanılan ifadelerin, gelecek dönem için kararlı bir tutumu yansıtmadığı da ifade edildi. "Nas bitti ama rasyonel zemine henüz dönemedik. Beklentiler karşılanmadı" gibi yorumlar yapıldı. Ekonomi yönetiminin, karar sonrası verdiği mesajların somut adımlarla desteklenmesinin gerekliliği vurgulandı.

‘HANİ SORUN YOKTU ŞİMDİ NASIL AÇIKLANACAK?’

Ekonomistler, mevcut durumu yorumlayarak değerlendirmelerde bulundu. Uğur Gürses, "Seçim sonuçlanana kadar ekonomide bir sorun yokmuş gibi rezervleri tüketerek döviz kuru istikrarını sağlayanlar, son bir ayda yaşanan yüzde 30'luk kur artışını nasıl açıklayacaklar? Şimdi, fiyat artışlarının ve yükselen enflasyonun yeni bir dalga halinde geleceğini nasıl izah edecekler?" dedi. Yalçın Karatepe ise "Bankaları memnun eden ancak sizi üzecek bir karar: Dün gerçekleşen faiz artışının kredi kartı ve tüketici kredisi borcu olanlara hızla uygulanması için düzenleme yapılmış. Temmuz ayından itibaren yüksek faiz ödemek zorunda kalacaksınız" şeklinde ifadeler kullandı.

 

‘NORMALLEŞMEYE ÇALIŞMANIN BEDELİ ENFLASYON OLACAK’

Ekonomist İris Cibre, "Mehmet Şimşek'in serbest kur rejimine geri döneceğiz açıklamasını yapmasıyla sözünü tuttuğunu görmekteyiz. Şahsi fikrim ise, bu konuda orta bir yol bulunabilir: Ya sabit kur rejimi benimsenmeli ya da TL'nin değeri arzın merkezine indirgenmemelidir. Faizi yavaşça artıracağım demek ve ardından kuru hızla serbest bırakmak kolay bir iş değildir. Bu sürecin yavaş ve kontrollü bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekmekteydi" ifadelerini kullandı. Ekonomist Oğuz Demir ise "Normalleşme sürecinin gerekliliklerini iyi bir şekilde planlamadan normalleşmeye çalışmanın bedeli, yine enflasyon ve satın alma gücü kaybı olacaktır" şeklinde değerlendirmede bulundu.

‘AMAÇ SICAK PARA ÇEKEBİLMEK FİYAT ARTIŞLARI DEĞİL’

Analist Orhan Karaca, "PPK kararında şaşıracak bir şey bulunmuyor. Şimşek-Erkan ikilisi, enflasyonla mücadele için değil, ekonomik büyümeyi sürdürebilmek ve yabancı sermayeyi çekmek amacıyla göreve getirildi. Şu anda ekonomiyi resesyona sokmayacak, ancak yabancı sermayeyi çekebilecek optimum faiz oranını arayış içerisindeyiz. Bu arayış sürecektir" dedi. Ekonomist Hakan Kara ise "Tarihinin en yüksek faiz artışını gerçekleştirdiğin bir günde, kurun böyle bir sıçrama göstermesi herkese nasip olmaz" şeklinde ifadelerini kullandı.

‘YAPISAL REFORMSUZ GEÇİŞ DENGEYİ BOZDU’

Ekonomist Hayri Kozanoğlu, "Ekonomi yönetimi, enflasyon için herhangi bir tahminde bulunmamaktadır. Bu belirsizlik ortamında dolar, doğal olarak yükselerek 25 TL'yi aşmış durumda" şeklinde bir yorumda bulundu. Ekonomist Mahfi Eğilmez ise "Rasyonellikten irrasyonelliğe ani bir geçiş yapılabilir, ancak tersi o kadar kolay değildir. Yapısal reformlar olmadan yüzde 15 faiz artışı uygulandı ve durum, daha önce bahsettiğim gibi gerçekleşti" şeklinde bir açıklama yaptı.

'SÜREÇ KARARLILIKLA KADEMELİ OLARAK YÜRÜTÜLECEK’

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Ekonomi politikalarımız, kısa vadede fiyat istikrarını ve finansal istikrarı hedeflemektedir. Bu hedeflere kararlı bir şekilde ulaşmaktayız" şeklinde konuştu. Merkez Bankası'nın faiz artışı kararının ardından Şimşek'ten yeni açıklamalar geldi. Şimşek, Ankara Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladığı değerlendirmede, “Ekonomi politikalarımız, kısa vadede fiyat istikrarını ve finansal istikrarı hedeflemektedir. Bu hedeflere kararlı bir şekilde ulaşmaktayız. Merkez Bankası'nın açıklamasında da belirtildiği gibi, bu süreç bir süreçtir. Kararlılıkla adım adım bu süreci yönetmekteyiz” ifadelerini kullandı.

‘FİYAT VE FİNANSAL İSTİKRAR ÖNEMLİ’

Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, İstanbul'da banka yöneticileriyle bir araya geldi. Toplantı yaklaşık bir buçuk saat sürdü ve amaç, bankacılık sektöründeki sorunların ele alınması ve Erkan'ın bankacıların taleplerini ve çözüm önerilerini dinlemesiydi. Toplantıda, bankalar üzerindeki düzenlemeler ve kredi kanallarının daralması gibi konuların ele alınması bekleniyordu. Toplantının ardından Merkez Bankası Başkanı Erkan, bir açıklama yaptı. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erkan, şunları söyledi: "Verimli bir toplantı gerçekleştirdik. Bankacılar, sorunlarını ve taleplerini, makro ihtiyaç çerçevesinde bize iletti. Hükümetimizin belirlediği ekonomik hedeflere uygun olarak, tüm ekonomik birimlerimizin enflasyonla mücadele için elinden geleni yapacağına inanıyorum. Kararlılıkla ve istikrarlı bir şekilde fiyat ve finansal istikrarı sağlayarak enflasyonla mücadele edeceğiz."

ENFLASYONDA İYİLEŞME SAĞLANANA KADAR SÜRECEK’

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden Prof. Dr. Sefer Şener, gelecek süreçte faiz artışlarının devam edeceğini ve faizde bir artış trendine girildiğini belirtti. Şener, Merkez Bankası'nın enflasyonda iyileşme sağlanana kadar faiz artışlarına devam edeceğini ve reel faizlerin en azından enflasyona yakın bir seviyeye getirileceğini ifade etti.

Şener, PPK metninde piyasalar açısından çok önemli bir noktanın fiyatlanması gerektiğini vurgulayarak, "Sadeleşmeden bahsediyor. Bu, daha önce bankalarla ilgili alınan kredi kartı ve tahvil gibi kararlarla biraz kafa karışıklığına yol açan yoğun bir karar mekanizmasının olduğu anlamına geliyordu. Merkez Bankası açık bir şekilde sadeleşme vurgusu yapıyor. Yani bu, bankalarla ilgili eski duruma tam anlamıyla dönüş anlamına gelmese de 'piyasa koşullarına döneceğiz' anlamına geliyor." şeklinde konuştu.

‘TEK YOL FAİZ DEĞİL’

Prof. Dr. Sefer Şener, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in temaslarının önemini vurgulayarak, gelecek yabancı yatırımlarının da büyük öneme sahip olduğunu belirtti. Şener, 2003 ile 2010 yılları arasında küresel çapta yoğun bir sermaye akışının olduğunu ve şu anda bu sermaye akışının yeniden başladığını ifade etti. Bunun, 2003-2010 dönemi kadar yoğun olmayabileceğini, ancak ivmenin yukarı yönlü olduğunu ve Türkiye'nin bu fırsatı iyi değerlendirmesi gerektiğini söyledi.

Şener, faiz artırmanın para politikası için bir çözüm olduğunu, ancak reel sektör için yeterli olmadığını vurgulayarak, özellikle emek yoğun üretim yapan sektörlerin hem özel sektör hem de kamu bankaları tarafından desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Şener, "Yüksek faizi en azından enflasyonla mücadele için gerekliliğini görüyoruz. Ancak nihai hedef düşük faiz olmalıdır. Uzun vadede düşük faiz politikasının devam edeceğini, ancak kısa vadede gereklilikler doğrultusunda yüksek faiz politikasının uygulanacağını düşünüyoruz." şeklinde konuştu.

İş Bankası'ndan aylık 840 TL taksitle bayram kredisi!
Aile Bakanlığı'ndan son dakika zamlı nakit desteği! Artık tam tamına 4.404 TL para verilecek!
Çocuğu ilkokul ve liseye giden ailelere müjde! Başvuran bu kişilere 864 TL burs verilecek! Hemen bakın, kaçırmayın!