Dünyanın en iyi markası seçildi, çikolata fabrikası kuruyor!
Giresun’da 350 yıllık bir ticari geleneğin gücüyle yola devam eden Gürsoy Tarım, ‘Uluslararası En İyi Marka’ ödülünün sahibi olarak ses getiren bir çıkış yapmıştı. Şirket şimdi çikolata fabrikası da kurarak, Türkiye’nin fındıkçılardan beklediği adımı atıp
2009’da 112 ülkeden 8 bini aşkın firmanın üye olduğu Trade Leaders Club’un (Dünya Ticaret Liderleri Kulübü) düzenlediği ‘Uluslararası En îyi Marka’ Ödülü'nün sahibi olduklarını söyleyerek başlayalım söze. Karadeniz Fındık ve Mamulleri ihracatçıları Birliği’nin açıkladığı ‘En Çok İhracat Yapanlar’ listesinde sürekli ilk 20’deler. Tıpkı geçen yıl olduğu gibi... Giresun’un en fazla vergi ödeyenler listesinde hep ilk 10’da yer alıyorlar. Bu, kuşkusuz, onların üretime sürekli yaptıkları yatırımların bir sonucu.
350 yıllık ticari hayat
Şu anda Demirciler Gıda’nın yönetim kurulu başkanı olan Mustafa Demirci, ulaştıkları konumda sürekli hale getirdikleri yatırım kadar 350 yıla kadar uzanan ticari hayatlarını da önemli bir etken olarak gösteriyor:
“Son 350 yıldır Görele’deyiz. Bu süre içinde de hep ticaretle uğraşmışız. El yazması kayıtlara göre, büyük büyükannemizin dedesi ve babası deniz ticaretiyle uğraşıyormuş. Yani, Ali Kaptan ve onun oğlu Haşan Kaptan. Onların oğullarından Emin Tahsin Demirci, henüz 14 yaşında iken babasına manifaturacılık yapmak istediğini söyler. Babanın da izniyle iki ton fındığı satıp sermaye yaparak 1934 yılında Görele merkezde bir dükkân açar. Amcam Mehmet Temel Demirci’nin fındık ticaretine başlaması ise 1956 yılını bulur. 1964 yılında günlük 500 ton fındık işleme kapasitesiyle üretime geçer. Bu arada babam Emin Tahsin Demirci manifaturacılığa devam eder.”
Bugün 95 yaşını geride bırakan Mehmet Temel Demirci, yani, ailenin fındık ticaretine girmesini sağlayan isimden o günleri dinliyoruz: “Çok gençtik, atılgandık. Sabah 3’lere kadar çalışıp 7’de işbaşı yapardık. Diğer isimi yavaş yavaş çekilmeye başladılar. Tabii onla geriye düşmelerindeki bir neden de yeni kuşakların işe sahip çıkmamasıydı. Ama, bizde öyle olmadı. Büyük yeğenimiz Kadir Demir 18 yaşından itibaren benimle çalıştı.”
Kapasite 40 kat artırıldı
Amca yeğenin bu başarı hikâyesine 1986 yılında bugünkü yönetim kurulu başkanı Mustafa Demirci katılır. Manifaturacılığı tutku haline getirip ondan vazgeçmeyen Emin Tahsin Demirci'nin oğlu üretim sürecine fındık kavurmayı da dahil ederek yeni bir sayfa açar. Bu, onun deyişiyle, çuvaldan pakete geçiş anlamına geliyordur. Paketli üretimle de açılan bu yeni sayfada başarı hikâyesine sayfalar yetmeyince yeni bir defter, bir başka deyişle fabrika daha ilave edilme kararı alınır. Toplam 1.000 metrekarelik alanda gerçekleştirilen üretim, 10 milyon mâliyetle 6.5 dönümde kurulan tesiste 1999’da üretime geçilmesiyle daha ileri boyuta ulaşır. Mustafa Demirci, kapasiteyi 40 kat artırarak yılda 20 bin ton fındık kıracak kapasiteye ulaştıklarını söylüyor ve ekliyor: “Ayrıca, günde 30 ton fındık kavuracak bir yapı kurduk. Kıyılmış, dilinmiş, acıbademlik un ürünler elde edebileceğimiz tam entegre bir tesisti kurduğumuz.” Bu adım, onları, en çok fındık ihracatı yapanlar listesine çıkaracak adımdır aslında.
2008’de büyük bir talihsizlikle fabrikanın kırma bölümü yanar. Kendilerini toparlamaları uzun sürmez. Yeni fabrikayı 2011’de üretime geçirirler. Üstelik, 14 bin metrekarelik alanda kurulan bu fabrika 50 bin tonluk kırma kapasitesine sahiptir. Artık, Giresun’un en iddialı isimlerindendirler. Demirci’nin deyişiyle, bugün, Giresun’daki rekoltenin yüzde 30’unu onlar işliyorlar. Ciroları da 170 milyon dolar.
1970’lerde Almanya, Hollanda ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa’ya başladıkları ihracata ise ağırlık vermeyi düşünmezler. Çünkü, onlar genel eğilimin aksine iç piyasaya yönelmişlerdir. İç piyasada kimlerle çalıştıklarına gelince... Ülker, Tadım ve Peyman gibi kuruyemiş markaları findığı onlardan tedarik ediyor. Demirci, kuruyemiş sektörünün yüzde 70'inin kendi fındıklarını kullanduğını belirtiyor.
Milliyet