27 / 11 / 2024

Elekçi Deresi satıldı mı?

Elekçi Deresi satıldı mı?

ÇED Yönetmeliği değişse de Fatsa'da işler 'bildiğimiz' gibi Dere şirkete satıldı, kimyasal atıklar hesap edilmedi. Elekçi Deresi de şirkete satıldı. 555 ton kimyasalın taşınacağı yer ise belli değil





ÇED Yönetmeliği değişse de Fatsa'da işler 'bildiğimiz' gibi Dere şirkete satıldı, kimyasal atıklar hesap edilmedi. Fatsa'da siyanürlü altın madeni için hazırlanan ÇED Raporu nereden tutsanız elde kalıyor. Bal ve fındık üretiminin şimdiden azaldığı köylerin; Elekçi Deresi de şirkete satıldı. 555 ton kimyasalın taşınacağı yer ise belli değil 


Altıntepe Madencilik Ordu Fatsa'ya bağlı Engiz tepesinde siyanürle altın çıkarmak istiyor. Eğer işletme yapılırsa yaklaşık 500 metre uzağındaki Bahçeler Köyü başta olmak üzere toplamda 12 köyün doğasını ve yaşayanların sağlığını direkt olarak etkileyecek.

Daha uzak yerlere vereceği zarar da var, fakat şirket usulünce bir ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) Raporu hazırlamadığı için zarar hakkında net veri açıklamak mümkün değil. Ekimde ise Fatsa ve Ünye'nin köyleri birleşip Bahçeler Köyü'nde bir direniş çadırı kurdu. 


'Altıntepe' diyorlar

İngiliz ortak Stratex ve Bahar Madencilik ortaklığında kurulan şirket isminin Altıntepe olması tesadüf değil. Madenciler alanda yıllar önce arama çalışmaları yapmaya başlamış. Şirketler siyanürle altın çıkarmak istedikleri Engiz mevkiini anlatırken alanı 'Altıntepe' olarak anıyor. Fatsa'dan altın madeni çıkarılmasına izin vermemek bu açıdan bakınca köylü için tepenin ismini 'korumak' anlamına da gelebilir. 


Stratex'in Türkiye Genel Müdürü , yıllarca devlete ait Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünde çalışan Bahri Yılmaz Engiz'de maden sürecini anlatırken verdiği bir röportajda açıkça 'Altıntepe' diyor, Bahar Madencilik ile ilgili bilgilere ulaşmak ise bu kadar kolay değil. 

Şirketin internet sitesinde en az 2 yıldır 'yapım aşamasındadır' yazıyor. 


Orman, orman değil 

Geçtiğimiz haftasonu bir grup gazeteci Fatsa siyanürlü altın madeni projesini incelemek ve direniştekilerle görüşmeler yapmak için köylerdeydi. Altıntepe Madencilik çalışmalarını 196 hektarlık bir alanda yürütüyor. Şimdiye kadar 1000 dönümlük bir orman arazisinde ağaç kesimi yapıldı. Hazırlanan ÇED Raporunda ise bölgede ne kadar ağaç kesileceğine dair bir bilgi yok, ormana dahil olan alanlar ise orman değil gibi gösterilmiş. Şirketin orman olmadığını iddia ettiği alanın 729 dönümü tarım alanı, 523 dönümü kestane ormanı ve 613 dönümünde de kayın/kestanelik var. 


Cezalar köylüye 

Kesilen ağaçların bir kısmı köylülerin anlattığına göre kendilerine yakmaları için dağıtılmış. Yukarı Bahçeler Köyünden Yusuf Ozan ise kanunen köylülere tanınan hak sebebiyle yakacak ihtiyaçlarını gidermek için ormandan bir ağaç kesmiş. Orman İşletme Müdürlüğü kendisine bu yüzden 350 TL'lik bir ceza kesmiş. Kaç ağaç kestiği bile belirlenemeyen Altıntepe Madenciliğe ise ceza veren ya da uyarıda bulunan herhangi bir kurum olmadı. 


Orman içinde trafik 

Tarım alanlarının köylüler için önemi şurada; siyanürden direkt etkilenecek 12 köyün çoğunluğu geçimini fındıktan sağlıyor. Kestane balı ile ünlü olan Orta Karadeniz'de ise arıcılık da oldukça yoğun yapılıyor. Bu yıl başlayan inşaat çalışmalarının etrafa yaydığı toz sebebiyle fındık hasadı düşmüş, bal miktarı da öyle. Şirketin hafriyat kamyonlarının köylerin içinden geçmesiyle örneğin Mahsutlu mahallesindeki evlerde çatlaklar oluştuğunu mahalle sakini Semiha Atar anlatıyor. Ormanın içerisinde bir trafik meydana getirilmiş. 


Su sayacı geliyor 

Köylerin suyu şimdiden kirlenmiş. 2012 yılında birinci derece temiz olan su için. 2013 yılında ikinci derece temiz su raporu verilmiş. Köylülerin direniş çadırını kurdukları alanın sahibi İsmet Atar ise "2014'te kim bilir ne raporu verecekler? Suyumuz her yıl daha çok kirleniyor" diyor. Fatsa Belediyesi Aşağıbahçeler köyüne 2015 yılında su sayacı bağlanacağını duyurmuş. Köylü sisteme para ödemeye zorlanıyor. 


'Makineleri koruruz'

Çalışan güvenlik görevlileriyle konuştuğumuzda birinin söyledikleri şirketin insana bakış açısını özetliyor: "Burada insanları değil, makinaları korumak için duruyoruz" Şantiyedeki çalışmalar hergiin devam ediyor. 


'Çevreci şirket' 

STRATEX ve Bahar Madencilik arasında yapılan anlaşmaya göre ÇED Raporu'nun hazırlanma sorumluluğu Bahar Madencilikte bulunuyor. Raporda şaşırtıcı bir şekilde sahada kullanılacak iş makinalarının ortaya çıkaracağı karbon emisyonu bile hesaplanırken bölgedeki doğal ekosistemi ve insan sağlığını direkt etkileyecek olan bir konu 'es geçilmiş'. 


Siyanürlü toprak yığınlarından, buharlaşıp havaya karışması muhtemel olan atıkların değeri hesaplanması. 

Altıntepe araziye hem bu buharlaşmayı hem de köylüleri epey tedirgin eden toz, toprağı engelleyeceği iddia edilen rüzgar kesici paneller inşa edeceğini taahhüd etse de, ölçülmüş olması gereken rüzgar bilgileri ölçümünü yapmamış. Rapor yalnız projenin uygulanacağı maden sahasını kapsıyor. Bilgiler etrafındaki köyler özelinde değil, Ordu genelinde anlatılmış.


555 ton kimyasal atık! 

KÖYLÜLERİN bir kısmı arazilerini satmış olsa da bir kısmı henüz satmadı. Arazisini satan köylülerden biri olan Halil Biçil "Yolumu sadece patpat aracı için vermiştim, kamyonlar için değil" diyor. Kendisi yolunu 'geri' almak için açtığı davanın sonucunu bekliyor. "Şirketin davası olsaydı eğer, sonucunu çoktan almıştı, biz olunca bekletiliyoruz"' diye de ekliyor. 


Fındık ve bal üreticisi Biçil "Yağmur yağmadığı zaman toz topraktan duramazsınız" diyor. Her yıl ortalama 300-400 kilo kestane balı üretirken miktar bu sene 60 kiloya kadar düşmüş. Sebebi ise hafriyat kamyonları ve maden sahasındaki patlatma işlemlerinin yarattığı toz yüzünden arıların yerini sevmemesi. Ekliyor: "Arı nesli biterse insan yaşamı biter. Sebzeyi, meyveyi dölleyen arıdır. Ağaç kalmayınca ne yapacak, taştan mı bal yapsın?" Belki tam da bu yüzden Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yöııetmeliği'ne göre bu tür işletmelerin en yakın yerleşim yerine 1.500 metreden yakın olmaması gerekiyor Bahçeler köyünde 26 Ekim'den beri çadır nöbeti tutuluyor fakat Bahçeler köyü maden sahasına kuşuçusu 50 metrede bulunuyor. Şirketin hazırladığı ÇED Raporunda çıkan hafriyatın nereye döküleceği ya da köyün tozdan nasıl etkileneceğine dair herhangi bir araştırma ya da önlem de bulunmuyor. 

Kimyasallar açıkta Diğer taraftan 555 ton kimyasal atığının nerede muhafaza edileceği de belirtilmiyor, konuya değinilmiyor. 


Kurulması planlanan siyanür havuzu Elekçi deresinin yanında yer alıyor. Dere köylülerin tarım ve içme suyu için kullandıkları su demek. İlgi çekici bir detay ise Elekçi deresi ve besleyen yeraltı sularının kullanım hakkının DSİ 7. Bölge Müdürlüğü tarafından şirkete verilmiş olması. Madene karşı dava açan TMMOB avukatlarının bu konuya itirazı ise DSİ'nin yetkisini aşarak suyu şirkete 'satmış' olmasında. 

'Gitmiyoruz' 

FATSA Derelerin Resul Şahin Eserler 'detay' Köylülerin iddialarından biri de maden ruhsatı alınan bölgenin aslında tarihi eser barındırdığı yönünde. 


Tepe traşlanırken çeşitli dönemlere ait çanak ve çömleklerin de hafriyatların arasında bulunduğu söyleniyor. Bu durum ne şirket ne de izni veren kurumlar tarafından farkedilmemiş.  TMMOB Metalürji Müh. Odası Halk Sağlığı ve Ekoloji Kom. Bşk. Cemalettin Küçük maden sahası hakkında bilgi verdi. 


Kardeşliği Platformu'ndaıı Resul Şahin ise köylülerin büyüyerek devam edene mücadelesini şu sözlerle anlatıyor. "Bu toprakları dedelerimizden aldık,torunlarımıza bırakmak zorundayız. Şirketin parmağı bizim ağzımızda, bizim parmağımız şirketin. İlk kim 'Alı' derse o bırakacak mücadeleyi. Bizim gitmeye niyetimiz yok." Belli ki mücadele Engiz Tepesi'ne, Altıntepe ismi verilmesinden vazgeçilene kadar sürecek. 

Birgün


Geri Dön