22 / 11 / 2024
fuzul

Emin Sazak Türkiye Müteahhitler Birliği'ni rekabete karşı güçlendirecek!

Emin Sazak Türkiye Müteahhitler Birliği'ni rekabete karşı güçlendirecek!

Bu yıl 60. yılını kutlayan ve bugüne kadar 100'ü askın ülkede, 6 bin 500'den fazla projeye imza atan Türkiye Müteahhitler Birliği her yıl ortalama 20 milyar doların üzerinde proje üstleniyor. Birliğin başkanı ve Yüksel İnşaat Başkan Yardımcısı ve CEO'su E




İlk olarak 60 yılı geride bırakan, TMB'nin 2012 yılına yönelik plan ve projelerini öğrenebilir miyiz
2012 yılı birlik için iki nedenle özel bir önem taşıyor. İlki 2012'nin birliğimizin kuruluşunun 60. yılı olması, ikincisi ise üyeleri Türkiye'de ve dünyanın pek çok ülkesinde binlerce görkemli yapı inşa etmiş, dünyanın en önde gelen inşaat firmaları arasında ün kazanmış olan birliğin, kendisi için modern ve çevre dostu bir genel merkez binasının inşaatını başlatmış olması... TMB'nin en son teknolojiden faydalanılarak, çevreye duyarlı böyle bir yapıyı kendi binası olarak inşa etmesinin kuruluşumuzun 60. yılına rastlamasının da ayrıca gururunu taşıyoruz. TMB, 2012'de üyelerinin rekabet gücünü Türkiye'de ve dünyada artırarak sürdürmek konusundaki olağan çalışmalarını yoğun olarak sürdürmeye devam edecek.

Bu planlar doğrultusunda öncelikli olarak üzerinde duracağınız konu başlıkları neler olacak
TMB'nin Türk inşaat sektörünün tarihinin biçimlenmesinde çok önemli bir yer tutan 60 yıllık öyküsüne ilişkin olarak üyeler arasında, sektörde ve kamuoyunda daha yüksek bir farkındalık yaratılmasına yönelik tanıtım etkinliklerinin gerçekleştirilmesi, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerindeki gelişmeler bağlamında Libya'da uğranılan kayıpların telafisi ve alacakların tahsili konusunda yapılacak çalışmalar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika pazarlarındaki değişen rekabet ortamlarının yakından izlenmesi ve değerlendirilmesi, alternatif pazarlara yönelmek başta olmak üzere yeni pazar çeşitlendirme, pazara nüfuz ve uluslararası işbirliği stratejilerinin geliştirilmesi, uygulanması, kentsel dönüşüm ve diğer büyük projeler başta olmak üzere yurtiçinde planlanan inşaat sektörü yatırımlarının başlatılması ve hız kesmeden sürdürülebilmesi için kamu kuruluşları ve sektördeki diğer paydaşlarla işbirliğinin artırılmasına odaklanacağız.

Türkiye'de inşaat sektörünün ve müteahhitlerin en büyük sorunlarını anlatır mısınız
İnşaat-taahhüt sektörünün sorunlarını geçmişten bugüne varlığını sürdürmüş olan 'yapısal sorunlar' ile içinde bulunduğumuz döneme özgü 'konjonktürel sorunlar' olmak üzere iki ana başlık altında ele almakta yarar var. Sektörün en önemli yapısal sorunu; hızlı nüfus artışının, kırdan kente yoğun göç hareketlerinin, rant yağmasının, imar ve yapı denetimindeki yetersizliklerin ve yapı üretenlerin büyük bölümünün mesleki açıdan yetkin olmamasının bileşkesi olarak ortaya çıkan plansız, aşırı yoğun ve düşük kaliteli yapılaşmadır. İhale süreçlerinin aşırı düşük teklifleri ödüllendiren, nitelikli firmaların piyasadan dışlanmalarına yol açan ve yeterince şeffaf olmayan yapı ve işleyişi, söz konusu kısır döngüye katkı sağlayan önemli bir faktördür. Büyük kentlerimiz başta olmak üzere giderek erozyona uğrayan çevre değerleri, altyapı yetersizliği, yeşil alanların tükenişi, artan hava kirliliği, trafik sıkışıklığı, vatandaşlarımızın yaşam kalitesinin gittikçe düşmesi, depremlerde uğradığımız büyük can ve mal kayıpları, sektörün söz konusu yapısal sorunlarının en vahim sonuçlarıdır. Yurtdışı müteahhitlikte ise geçmişten bugüne varlığını sürdüren en önemli sorunumuz, işlerimizin yüzde 90'ından fazlasının yoğunlaştığı Kuzey Afrika, Ortadoğu ve BDT bölgelerinin dünyanın siyasi yönden en istikrarsız bölgeleri olması; buna karşın müteahhitlerimizin faaliyetlerini politik risk sigortası güvencesinden yoksun olarak sürdürmeleri ve teminat mektubu teminindeki güçlüklere bağlı olarak gündeme gelen ek maliyetlerin rekabet gücümüz üzerinde baskı yaratmasıdır. Bir diğer önemli sorun ise yurtiçinde eksikliği duyulan mesleki yetkinlik denetiminin ve ihalelere aşırı düşük teklif verme alışkanlığının yurtdışına da yansımış olmasıdır. Yurtdışında aşırı düşük teklif sorunu işlerin öngörülen zamanda veya kalite standartlarında tamamlanmasını imkansız kılıyor. Bu nedenle ortaya çıkan müşteri mağduriyetleri sonuçlan itibariyle tüm Türk müteahhitlerin itibarına zarar veriyor.

Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanlığı'nın yanı sıra DEİK'te Katar İş Konseyi Başkanlığı görevini yürütüyorsunuz. Bu ülke ile ilişkilerin güçlenmesine yönelik hangi faaliyetlerde bulunuluyor
Önümüzdeki dönemde Katar'ın Körfez Bölgesi'nde Suudi Arabistan'dan sonraki en aktif ülke olacağı öngörülüyor. Katar'daki en büyük iş potansiyeli inşaat işleri ve inşaat malzemeleri konusunda. Bu tür projelerin karar süreçleri uzun soluklu olup münferit takip ve çalışma gerektiriyor. Firmalarımız inşaat projelerini yakından takip ederek, çeşitli oluşumlar içerisinde pazarda yer almaya çalışıyorlar.

Önümüzdeki yıllarda da bu artarak devam edecek. DEİK Türk-Katar İş Konseyi olarak daha çok inşaat işleri dışında neler yapılabilir ona bakıyoruz. Katar nüfusunun çok düşük olması (1.2 milyon) tüketim açısından çok büyük bir pazar oluşturmuyor. Ancak ülkenin uluslararası transit merkezi olması konusunda çok büyük yatırımları var. Bu imkanları değerlendiren bir Türk-Katar yatırımı düşünülebilir mi
Türkiye'de üretilen bazı malzemeleri ortak yatırımla Körfez'de üretip hem bölgeye hem de Güneydoğu Asya pazarına hitap edebilir mi Bu tür konuları değerlendiriyoruz.

Peki başkan yardımcılığını ve CEO'luğunu üstlendiğiniz aile şirketiniz Yüksel Holding'e dönersek, önümüzdeki dönemde Yüksel Holding yeni sektörlere adım atmayı planlıyor mu İlgilendiğiniz yeni alanlar var mı
Yurtiçinde inşaat sektörüne ilişkin faaliyetlerimizde yap-işlet-devret modeline (BOT) ve kamu-özel sektör işbirliklerine (PPP) yoğunlaşacağız. Önümüzdeki 5 yılda gayrimenkul, enerji, servis ve işletme sektörlerindeki çalışmalarımız öne çıkacak. Müteahhitlik sektöründeki faaliyetlerimizle birlikte odaklandığımız diğer faaliyetlerimiz, Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu yap-işlet-devret yatırımımız ve enerji sektörü yatırımlarımız olarak özetlenebilir. Bildiğiniz üzere Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu Türkiye'nin yap-işlet-devret modeliyle bir seferde yapılan en büyük projesi. Enerji ise hızla büyümekte olduğumuz ve büyüme stratejimizde öncelik verdiğimiz alanlardan biri. Enerji üretiminin yanı sıra iddialı olduğumuz bir diğer alan da toptan satış. Yüksel Enerji olarak kısa zamanda dağıtım şirketleri içerisinde çok iddialı bir konuma yükseldik. Üzerinde hassasiyetle çalıştığımız yeni iş alanlarımızdan bir diğeri 'kompozit teknolojileri'... Özellikle havacılık sanayine yönelik kompozit parça ve komponent imalatı ile takım/aparat tasarım ve imalatı yapmak amacıyla 2011 yılında hayata geçirdiğimiz Yüksel Kompozit Teknolojileri, geleceğe yönelik olarak öne çıkacağını düşündüğümüz faaliyet alanlarımızdan bir diğeri. Kompozit fabrikası yatırımımızı 2012 yılı içinde tamamlayıp üretime geçmeyi hedefliyoruz.

Yüksel İnşaat'ın nasıl farklılaştığını düşünüyorsunuz
Yaklaşık yarım asırlık geçmişimiz ile 3 kuşaktır taahhüt sektöründe faaliyet gösteren bir firma olarak önceliğimiz, daima kurumsal yapının sağlıklı bir şekilde işleyebilmesini sağlamak oldu. Bu noktadan hareketle, etik iş süreçlerinden kalite odaklı hizmet ilkelerimize, sürdürülebilirlik konusunda sektörün öncüsü olduğumuz çalışmalarımıza gerçekleştirdiğimiz pek çok faaliyetle sektöründe öncü bir firma olduk. Gururla söyleyebilirim ki Yüksel İnşaat olarak bugün kurumsallaşma sürecini büyük ölçüde tamamlamış bir şirketiz. Kurumsal yönetim anlayışımızın bir parçası olarak çevresel, sosyal ve ekonomik alanda yürüttüğümüz tüm faaliyetlerin, olası tüm etkileri ile birlikte şeffaflıkla paydaşlarımıza aktarılmasına büyük önem veriyoruz. 2006 yılında dünyanın en büyük kurumsal vatandaşlık girişimi Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi'ne (UN Global Compact) attığımız imza ile Türkiye'de bunu gerçekleştiren ilk firmalar arasında yer aldık. Birleşmiş Milletler'e verdiğimiz bu taahhüdün bir gereği olarak her yıl hazırladığımız ilerleme raporları ile paydaşlarımıza bu kapsamdaki çalışmalarımızı aktardık. Bu yıl bunu bir adım daha ileriye götürerek Türk inşaat sektörünün Küresel Raporlama Girişimi (GRİ) ilkelerine uyumlu ilk sürdürülebilirlik raporu YÜKSELebilirlik'i yayınladık. Hesap verebilirliğin kurumsal yönetimin ayrılmaz bir parçası olduğuna olan inancımızla yayınladığımız bu rapor ile sektöre örnek olmayı arzu ediyoruz. Yine sürdürülebilirlik çalışmalarımız çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz bir diğer ilk, sektörde kurumsal karbon ayak izini saydıran ilk firma olmamız oldu... Güçlü marka ve güçlü kurum algısının iş süreçleriniz yanında beraber çalıştığınız insanlar ve içinde bulunduğunuz dünya için hayata geçirdiğiniz projeler, yarattığınız değer ile oluştuğu inancındayız. Yeni dünya düzeninde artık kurumları farklılaştıran rakamlardan ziyade topluma yarattıkları sosyal katkı...

Günümüzde aile şirketlerinde sıklıkla yaşanan sorunlar Yüksel Holding'de de yaşanıyor mu Kurumsallaşma adına attığınız adımlar nelerdir
Yüksel Grubu, ana hissedarları Sazak Ailesi olmasına rağmen geçmişte ve şimdi de çok ortaklı, hatta banka gibi kurumsal ortakların olduğu bir yapıda işlemek durumunda kalmış ve erken yıllarında, yetki ve sorumlulukları delege etmiş, karar mekanizmasında profesyonel yöneticilerin katılımına özen göstermiş ve teşvik etmiştir. Şu an için tamamen ikinci kuşak hissedarların yönetim kurullarında temsil edildiği, üçüncü kuşak temsilcilerin ise birkaç senedir orta seviye pozisyonlarda görev aldığı bir yapı mevcut. Grubumuz, önümüzdeki kuşaklara daha sağlıklı bir yapı bırakabilmek için kurumsal yönetimi bir aşama daha ileriye götürme çalışmalarını yürütüyor. Bu çerçevede 14 yıl önce sektörün ilk uluslararası denetim yaptıran firmalarından olan Yüksel, üç yıl önce de sektörün en kapsamlı kurumsal kaynak yönetim sistemini işletmeye aldı. Risk Yönetimi ve İç Denetim birimlerimiz organize edilip yetkilendirildi. Buna benzer diğer çalışmalar da yeri geldikçe uygulanıyor.

İş yaşam dengenizi nasıl kuruyorsunuz Zaman yönetimi konusunda önerilerinizi alabilir miyiz
Dengeyi, iş dışındaki hayatımı çoğunlukla ayrı tutarak aile içi sevgi ve huzur dolu bir evin desteğiyle sağlamaya çalışıyorum. Son bir yıldır TMB Başkanlığı görevi sebebiyle zamanımın büyük bir bölümü birlikle ilgili konularla geçiyor. Ancak buna rağmen çok bunaldığım bazı günler hariç, şu ana kadar zaman yönetilebilir oldu. Mümkün oldukça ileriye yönelik plan (randevu, toplantı, seyahat, tatil vs) programıma girip o tarihleri sabitliyor ve çok önemli bir sebep olmadıkça değiştirmiyorum.

EMİN SAZAK'TAN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ...
İçinde bulunduğumuz aşamada dünyaya, bölgemize, Türkiye'ye ve hem çeşitli uluslararası kuruluşlar hem de ekonomi yönetimi tarafından dile getirilen öngörülere baktığımızda ufukta görünen, önümüzdeki dönemin bir yavaşlama dönemi olacağıdır. Bu yavaşlama beklentisi ekonomi için olduğu kadar inşaat sektörü için de geçerli. Bu bağlamda sektörün en önemli konjonktürel sorunu dünyada ve Türkiye'de kamunun ve özel sektörün yatırım iştahının ve tüketicinin harcama eğilimlerinin tehdit altında olduğu kırılgan bir süreçten geçiliyor olmasıdır. Hükümetten beklentimiz ekonomik istikrarı sağlayacak, kamu yatırımlarının hız kesmeden devamını mümkün kılacak, özel sektörü yatırıma teşvik edecek, uzun vadeli tasarrufları özendirecek ve bankalarımızın reel sektöre desteğini artıracak önlemleri zamanında ve en etkin biçimde almasıdır. Yurtiçinde inşaat sektörünü canlandıracak adımların başında hükümetin gündemindeki alt ve üstyapıları ile Van depremi sonrasında artan ve aciliyet kazanmış olan kentsel dönüşüm projeleri geliyor. Sektörün yapısal sorunlarının giderilmesinde alınacak mesafeyi planlı, sürdürülebilir ve sağlıklı kentleşme. Kamu İhale Sistemi'nin iyileştirilmesi, yapı üretiminde kalite standartlarının yaygınlaştırılması, bu bağlamda mesleki denetimden imar ve yapı denetimine uzanan geniş bir yelpazede denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi konularında sağlanacak başarı belirleyecektir. Türk müteahhitlerin ana pazarlarını oluşturan Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerinde yaşanan siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar bir yandan alternatif pazarlara yönelmeyi diğer yandan politik risk sigortasını geçmişte olduğundan daha acil ve önemli hale getirmiştir. Sahra Altı Afrika başta olmak üzere yeni pazarlara daha güçlü nüfuz edebilmek için geçmişte yaşanan örneklerle de kanıtlanmış olduğu gibi Eximbank tarafından sağlanacak proje kredileri büyük önem taşıyor.
Oya Yalıman/ Platin


 


Geri Dön