23 / 12 / 2024

Emre Altuğ, Bay Sako isimli butik otelini Alaçatı'da açtı!

Emre Altuğ, Bay Sako isimli butik otelini Alaçatı'da açtı!

Bay Sako adını verdiği butik otel, onun çocukluk hayaliymiş. Müzik ve tiyatronun dışında bir gün turizm işine gireceğini lise yıllarında bile söylermiş. Emre Altuğ, iki hafta önce Çeşme Alaçatı’da açtığı otelini anlattı



* “Bu otel benim hayalimdi” diyorsunuz. Ne kadar eski bir hayal bu?             


- Çok eski. Lisede mezuniyet yıllığımdaki yazımı 25 yıllık arkadaşım Yalçın yazmıştı. Kendisi birçok şarkımın bestecisidir. Benim liseden sonra müzikten ya da tiyatrodan devam edeceğim çok belli olmasına rağmen Yalçın yazıyı “Emre’ye ileride girmek istediği turizm işinde başarılar” diye bitirmişti. Çünkü ben lise sıralarında bile bir gün otel açacağımı söylüyordum. Sonra ailemle Çeşme’ye gidip gelmeye başladık. Onlar 13 yıl önce buraya tamamen yerleştiler. Ben 24 yıldır her yazımı burada geçiriyorum. Dolayısıyla bu hayali Çeşme’de kurmaya başladım. Sokaklarında uygun bir bina var mı diye dolaşırım yıllardır ama beni heyecanlandıran bir yer bulamamıştım. Bay Sako’nun binasını da ben değil, babam buldu zaten. 


* Burası eskiden neydi? 


- Evdi. Benim butik otel hayalim su kenarındaydı ama bu binanın tarihi kimliği beni o kadar çok etkiledi ki denizi feda ettim. 


* Nasıl bir hikâyesi var evin? 


- Burası şimdi cami olan eski kilisenin papazının eviymiş. Sonra bir Yugoslav göçmeni olan Sako Mahmudovic’in evi olmuş. Bay Sako, Atatürk’ün silah arkadaşı, Kuva-i Milliye kumandanı... Bu evi de ona Atatürk hediye ediyor. İsmi de Salih Bey olarak değişiyor. Ben binayı Bay Sako’nun torunlarından 10 yıllığına kiraladım. 


LOGOMUZ, BAY SAKO’NUN BIYIĞI


* Logonuz neden bıyık? 


- O bıyıklar, Bay Sako’nun bıyıkları. Bali Bey gibi çok karakteristik bıyıkları varmış. Hikâyesini dinleyince otelin adının Bay Sako olmasına hemen karar verdim, fotoğraflarına bakınca da logomuz ortaya çıktı. 


* Ve nasıl bir otel oldu? 


- Alaçatı ruhuna yakışan bir otel oldu. Burayı mimar Tolga Erantgil’le yaptık. Otelin çok kişilikli 14 odası var. 14 odanın iki tanesi süit, iki tanesi king süit. Tarihi bir bina olması sebebiyle yamuk duvarını düzeltemedik. Bazı odalara girdiğinizde yatak yamuk gibi duruyor mesela ama aslında yatak değil oda yamuk.


* Gelelim otelin altındaki bara? 


- Ben burayı kahvaltı salonu yapmayı düşünüyordum. Ama arkadaşlarımın gazıyla bar yapmaya karar verdim. Gümbürtüsü olmayan, sadece sohbet üzerine kurulu bir sokak barı oldu. Bir buluşma noktası... Burada 70, 80 ve 90’ların Türkçe şarkıları çalınıyor.


* Otelde kahvaltı yok mu? 


- Yok. Bu otelin müşterileri sabah 05.00’ten önce yatmıyor. Kalkmaları 11.00’i buluyor. Normal otel standartlarında kahvaltı 07.30 ile 10.30 arasında veriliyor. Biz burada kahvaltı çıkarsak ya eve götürmek zorunda kalacağız ya da kedilere vereceğiz. 


* Otele çocuk da alınmıyor değil mi? 


- Evet, 15 yaş altı alınmıyor. Merkezdeki otellerin birçoğunda bu kural var. Çocuğun buradaki gürültüden rahatsız olacağı, erken saatte uyanan çocukların gürültüsünden de diğer müşterilerin rahatsız olacağını düşünüyoruz. İki taraflı bir şey bu. 


* Siz, bu işin içinde ne kadar varsınız? 


- Ben bir parçası olduğum işin her aşamasında sonuna kadar olurum. Burada da aynı şey geçerli. Ben otelciyim gibi işin içindeyim ama aslında müşteriyim. Burada ağabeyim Ahmet Altuğ’un ona destek veren ortağıyım.

Hürriyet Kelebek


Geri Dön