Eş rızası yoksa ev satışı da yok!
Başkasının borcu için eşinin rızası olmadan kefil olanlar, oturduğu evi satmaya çalışanlar dikkat! Tek başınıza verdiğiniz kararlar geçersiz sayılıyor. İşte yaşanan örnek olaylar ve Yargıtay’ın emsal kararları...
Yargıtay 12’nci Hukuk Dairesi, eşinden habersiz bir arkadaşının borcu için kefil olan kişinin kefilliğinin geçersiz olduğuna karar verdi. Posta Gazetesi'nde yer alan habere göre; geçen hafta çıkan kararda şu açıklamalar kullanıldı: “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir. Bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Taahhüt tarihinde evli olan sanığın eşinin kefalet işlemi öncesinde veya icra kefilliği sırasında rızasının alınıp alınmadığının belirtilmemesi nedeniyle geçerli bir kefalet işlemi dolayısıyla hukuken geçerli bir ödeme taahhüdü bulunmamaktadır.”
AİLE KONUTU ŞERHİ KONUYOR
Gayrimenkul sektöründe aile konutu şerhi düzenlemesinden önce, eşten rıza almadan evin satılması sadece mahkeme kararıyla engellenebiliyordu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hayata geçirilen yeni düzenleme kapsamında evli çiftlerin eşlerinin izni olmadan evlerini satmaları engellendi. Aile konutu şerhi ile evli çiftlerin birlikte yaşadığı konutların tapuları bir kişinin değil, ailenin üzerine kayıtlı oluyor. Tapu sahibi eşin anlaşmazlık veya boşanma durumunda ya da keyfi olarak eşinin muvafakati olmadan konutu satamayacağı ve ipoteğe konu edemeyeceğini belirtiyor. Tapu şerhi için önce, bağlı olunan muhtarlıktan ailenin o evde oturduğuna dair ikametgah senedi alınması gerekiyor. Daha sonra evlenme cüzdanıyla birlikte Tapu Sicil Müdürlüğü’ne dilekçeyle başvuru yapılması gerekiyor. Bu işlem için ücret alınmıyor.
İPOTEK İÇİN DE ŞART
Bursa'nın Gemlik ilçesinde bir kişi bankadan kredi aldı ve teminat için tapusu kendi üzerine olan evini ipotek ettirdi. Borcun ödenmemesi için banka icra takibi başlattı. Bu kişinin eşi, ipotek edilen evin aile konutu olduğunu kaydederek, ipoteğin kaldırılmasını istedi. Yerel mahkeme davayı, bankanın, evin aile konutu olduğunu bildiğinin kanıtlanamadığı nedeniyle reddetti. YARGITAY BOZDU Temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 2’nci Hukuk Dairesi yerel mahkemenin kararını bozdu. Kararda şu ifadeler yer aldı: “Aile konutunun maliki olan eş, konuttaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde ’tek başına’ sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma ancak diğer eşin rızası alınarak yapılabilir. Her ne kadar ipotek doğrudan doğruya aile konutundan faydalanma ve oturma hakkını engellemiyorsa da hak sahibi eşin kötü niyetli işlemleriyle konutun elden çıkarılma tehlikesi nedeniyle ipotek işlemine diğer eşin açık rızası şarttır.”