FMCG, Sultanahmet'te tekke objeleri müzesi açılacak!
Ortadoğu'ya hızlı tüketim ürünleri dağıtan FMCG Dış Ticaret'in sahibi Bilal Sütçü, Sultanahmet'te dünyanın ilk tekke objeleri müzesini açmaya hazırlanıyor
Osmanlı'nın kalbi Sultanahmet, 2012 Türkiye'sinde imparatorluk dönemindeki halk ve derviş yaşantısını anlatan ilk müzeye ev sahipliği yapacak. Müzenin tüm aşamalarında emeği olan ve finansörlüğünü üstlenen işadamı, Ortadoğu'nun hızlı tüketim kralı olarak da bilinen FMCG Dış Ticaret'in patronu Bilal Sütçü. Çamlıca'daki yönetim binasının hemen yanında hali hazırda bir müzesi var aslında Sütçü'nün. Kendisi burayı 'depo' olarak nitelendirse de 800 metrekarelik, üç katlı bina eserlerin sergilenme alanlarından, ışıklandırma düzenlerine kadar bir müzeden farksız. Sütçü'nün 4 bin 500 eseri var. 400 tane el yazması Kuranı Kerim'i, binlerce hat ve hilye-i şerifi biriktirmiş bugüne kadar. Ama koleksiyonunun en önemli kısmını binlerce yıllık tarihi olan tekke ve Osmanlı'da halk yaşantısına ışık tutan objeler oluşturuyor. Bu koleksiyonda yaklaşık 2 bin 500 parça var. Tekkelerin tabanlarındaki süslemeler, hattatların karalamaları, tespihler, şeker kıracakları, tefler, tamburlar, ekmek sepetleri, dervişlerin sakalını taradığı fırçalar, şifa tasları, sigara ağızlıkları, asalar, o dönem nazardan koruduğuna inananların taktığı domuz dişi kolyeler, minyatürler... Bin yılı aşan bir dönemde Anadolu'da, Ortadoğu'da hatta Balkanlar'da yaşamış halkların ve tarikatların yaşam şekillerini anlatan tüm araç gereçler var Bilal Bey'in koleksiyonunda. Öyle ki tarikatların kullandıkları şişleri de Anadolu insanının gündelik hayatta kullandığı ekmek sepetinden tasa kadar olan gündelik eşyaları da görmeniz mümkün. Çamlıca'da Bilal Sütçü'nün dileyenlere gezdirdiği bu koleksiyon, yakın zamanda Sultanahmet'te bir müzeye dönüşmeyi ve herkesin ziyaretine açılmayı bekliyor. Ama hali hazırda da koleksiyonu gezen birçok kişi mevcut. Bunların arasında Hollandalı öğrenci grupları ve Amerikalı yüksek yargıçlar da var. Yüksek yargıçların binada tam dört saat geçirdiklerini anlatan Bilal Sütçü, "Ama maalesef aynı ilgiyi yerli halktan göremedim" diyor.
2002 yılında başlamış Bilal Bey bugünkü müzelik koleksiyonunu oluşturmaya. Önce yeni hattatların eserlerini satın almış ardından eskilere de ilgi duymaya başlamış. "Eskiyle tanıştıktan sonra iş bambaşka boyuta geçti, dipsiz bir kuyu diyelim" sözleriyle anlatıyor koleksiyon tutkusunu. Sırf bunun için de sahibi olduğu şirkette ayrı bir departman kurdurmuş. Türkiye dışında Ortadoğu'nun birçok ülkesinden, en çok da Suriye, Mısır, İran, Irak'tan eserleri topladığını anlatıyor. Bir de İngiltere'de gerçekleşen Sotheby's, Christie's gibi müzayede evlerinden İslam eserleri topladığını söylüyor.
Koleksiyon için arabanızı elden çıkaracaksınız?
Bilal Sütçü her yıl kendisine eser alımı için bir bütçe koyduğunu ama asla buna sadık kalamadığını söylüyor. Zaman zaman takas yoluna gittiğini belirten Sütçü, "Gerekirse elinizdeki otomobilinizi verip göndereceksiniz esnafı" şeklinde nasihat veriyor. Ama doğru seçilen eserin getirisi olduğunu da sözlerine ekliyor. "İvme her zaman yukarıyı göstermese de iyi bir eser mutlaka fiyatını katlar" diyor. Avrupa'da Türkiye'den daha fazla İslam eserleri koleksiyoncusu olduğunu söyleyen Sütçü, "Hatta İngiltere'de İslam eserleri koleksiyonundan dolayı 'doktorluk' unvanı verilen insanlar var. Teşvik edilmiş. Biz de sadece 'tebrikler' deniyor. Oysa Arap dünyasında bile ciddi bir talep oluştu. Özellikle Körfez ülkelerinde birçok zengin ticaret ve devlet adamı koleksiyon yapıyor" diyor.
300 yıllık el yazması Kur'an 5 bin $'dan başlar
Bilal Sütçü'nün hat koleksiyonu da oldukça iddialı. Muhtelif hattatların hilyeleri, murakkaları, kıtaları, en'amları, delailul hayratları var koleksiyonunda. "Kitap fiyatları çok cazip. 300 yıllık el yazması Kur'an'ın fiyatı 5-10 bin dolardan başlıyor. Şimdi hattata yazdırmak isteniz en ucuzu 100 bin dolara mal olur. Kaldı ki eski usulde Kur'an yazamıyor hattatlarımız" diyor.
Amerika'da da İslam eseri bulabiliyorsunuz
Güzel eserin nereden çıkacağı hiç belli olmuyor. Tüm İslam coğrafyasından çıkabileceği gibi, hiç olmadık yerde örneğin Amerika'da bir Kazasker Mustafa İzzet Efendi'ye ait de bir hat çıkabiliyor" diyor Bilal Sütçü. Bu işin tek bir adresten halledilemeyeceğini ve koleksiyon yapmanın çok da kolay olmadığını anlatıyor.
Eserleri depoda saklamak bir yere kadar
Bilal Sütçü, "Eserleri depoda saklamak, korumak bir yere kadar. Bunları insanoğlunun hizmetine açmayacaksanız, sadece eş dost istediğinde görebilecekse çok manası kalmıyor" diyor. Buradan yola çıkarak Sultanahmet civarında bir müze açma kararı almış Sütçü. "Mekânı beğendim, yetkililerden yanıt bekliyorum" diyor.
Sabah