22 / 11 / 2024
fuzul

Fuat Oktay'dan flaş 'Kapalı Maraş' açıklaması!

Fuat Oktay'dan flaş 'Kapalı Maraş' açıklaması!

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bugün "Hukuki, Siyasi ve Ekonomik Yönleri ile Kapalı Maraş Açılımı" başlıklı toplantıya ev sahipliği yaptı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay,  Maraş bölgesi açılımıyla ilgili konuştu.




Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bugün "Hukuki, Siyasi ve Ekonomik Yönleri ile Kapalı Maraş Açılımı" başlıklı toplantıya ev sahipliğinde bulunuyor. Hürriyet Gazetesi'nde yer alan habere göre; Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 46 yılı sonrasında kapalı Maraş bölgesi açılımıyla ilgili NTV'de açıklamalar yaptı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay'ın açıklamaları şu şekilde:

''Tarihi bir gün olduğu kesin… Belki talihsizliğimiz hemen arkamızdaki manzaramız. Muhteşem bir Doğu Akdeniz manzarası, muhteşem bir coğrafyada olduğumuzu ama aynı zamanda da hemen 74 öncesinde çok ciddi bir ekonominin turizmin merkezi sadece Kıbrıs’ta da değil bölgede de turizmin, cazibenin merkezi olan bir yerdeyiz.

74 sonrası Türkiye’nin barış görüşmeleri çerçevesinde kapattığımız bir bölge. Geldik, gezdik, gördük. Yaklaşık yarım asra denk gelen bir süredir biz barış arayışı içerisindeyiz. Bu muhteşem diye ifade ettiğim manzara hayalet şehre dönüşmüş durumda. Bir tarafta o günleri hayal ediyorsunuz, bir de yarım asır kapattığınızda şehrin ekonomik olarak nasıl bir hayalet şehre dönüştüğü, neredeyse farelerin yaşadığı bir şehre dönüştüğünü görüyorsunuz. Bu insanın içini sızlatıyor.

Aslında iki toplum da, Rumlar da Kıbrıs Türkü dahil herkesin kaybettiği bir ortamdayız. Bugün niye buradayız biz? Bu kayıp bitsin artık. Tekrardan buranın bir cazibe merkezi, zevkle gülerek oluşabileceği harika bir ortam oluşsun. Tarihi bir gündeyiz, tarihi bir toplantı.

Niye yasak bölge ilan ettik? İnsanların kafasında şöyle bir algı oluşabiliyor. Sanki burası KKTC toprağı değil de başka bir BM veya başka bir kuruluş gibi onların gözetiminde olan bizim de “bir çözüm bulalım” diye bir algıya gidiyor. Halbuki buranın tarihine kısaca bakacak olursak Kıbrıs olayı; Kıbrıs dediğimiz şeyin kendisi aslında Kıbrıs’ta yaşanan Türk toplumuna zulmedilmesiyle başlayan bir süreç.

Rahmetli Rauf Denktaş’ın Fazıl Küçük’ün çok yoğun emekleri var.  Sonrasında yine görüşmeler, 68-72 görüşmelerine bakıyoruz. Ama hiçbir şekilde çözüm bulunamıyor. Her görüşme bir sonraki adıma götürüyor. Buradaki Kıbrıs Türk’ünün ekonomik hayatını, kültür hayatını yok eder boyutuna geliyor. Dayanılmaz noktaya geldiğinde de biz 74’de müdahale etmek zorunda kalıyoruz. Peki kaldık da ne oldu? Aslında Barış Harekatı dememizin nedeni bu, Türk toplumu gittiği yere barışı götürür. Bugün de aynı. Her iki toplumun zarar gördüğü noktada 74’den sonraya bakın iki tarafta da tek bir kan döküldüğünü göremezsiniz.

Ama Türkiye olarak, Kıbrıs Türk toplumuyla birlikte iki toplumun birlikte yaşayabileceği barışa giriyoruz. Maraş, KKTC’nin toprağı. Buraya herhangi bir yerden izin alarak gelmiş değiliz, pasaport göstererek gelmiş değiliz. Lefkoşe’deki durumumuz neyse Güzelyurt’ta neyse burada da oyuz.

“MEMNUNİYETLE KABUL ETTİK”

Yasak bölgeyi askeri yasak bölge olarak değiştiriyoruz. Çözüm bulunamadığı için federe devlet kuruluyor, 83’te KKTC kuruluyor ve biz Türkiye olarak bu devleti tanıyoruz. Çözüm aranır, iki toplumlu bir çözüm aranır. Barışa arzu ettiğimiz bir şeydir ama Allah’tan korkun. Yarım asır, dünyanın cazibe merkezi yerini hayalet şehre dönüştüremezsiniz.  Bu iyi niyet bir yere kadardır. Artık iyi niyetimizi biz buradaki Kıbrıs Türkünün aynı zamanda da bölgenin refah seviyesine artışına, ekonomik sosyal anlamda barış ikliminin artmasına vesile olacak şekilde kapalı Maraş’ın kapalısını kaldırmak lazım. Burada da böyle bir toplantı var, biz de memnuniyetle kabul ettik ve geldik.

“VAKIF MALLARI SATILAMAZ, DEVREDİLEMEZ”

Envanter çalışması bunun bir parçasıdır. Peki burada ne var? Dolaştık gördük, binalar var, bankalar var, iş yerlerini gördük, pazarı gördük, Telekom binasını gördük, hala analog olarak çalışıyor. Oteller, muhteşem oteller. Bugün bile, yarım asır sonrasında bile muhteşem oteller. Şimdi dolayısıyla burada ne var ne yok bir bakalım. Burasının bir başka özelliği Maraş bölgesi 1878’de İngilizlerin yönetimine geçtiğinde mülk olarak Osmanlı’ya ait olduğu dönemde hemen hemen tamamına yakını vakıf malı. Sonrasında İngiliz sömürge döneminde vakıf malları üzerinde aşama aşama önce kullanım hakkı, sonrasında binaların yapılması ve mülkiyete dönüştürülmesi gibi bir süreç yaşanıyor. Ama bu vakıf malı olması gerçeğini değişmiyor. Vakıf mallarının satılamayacağını, devredilemeyeceği evrensel bir hukuk kuralıdır. 8 bin 600’e yakın bina var. Fiziki durumu nedir? Altyapı durumu nedir? Mülkiyet durumu nedir? Envanter çalışması bunu netleştirecek bir çalışmadır.  Bizim arşivlerimizle ilgili çok ciddi çalışmalarımız var.

Bu bölgede önceden kim yaşıyorsa herkesin kazanacağı bir durum olacak. Tamamen insanların ailelerin refahını artıracak çözüm arayışı, son derece de basittir. Kendi KKTC toprağında olan bir yeri konuşuyoruz.

TAZMİNAT DAVASI AÇILABİLİR Mİ?

Burada bir taşınmaz mal komisyonu diye bir komisyon var. Mülkle ilgili herhangi bir iddiası olan birisi, satılması, takas yapılması veya herhangi bir sebebi varsa komisyona gelebilir. O komisyon zaten Avrupa’daki mahkemeler tarafından bir iç hukuk yolu olarak kabul edilmiş bir yapıdır.

BARIŞ MÜZAKERELERİNE NASIL ETKİ EDER?

Görüşmeleri nasıl etkiler bunu görürüz. Ama bizim verdiğimiz mesaj şudur. Sabrın da arayışın da iyi niyetin de bir süresi vardır. Hiçbir şey sonsuz değildir. yani siz her türlü şımarıklığı yapacaksınız, AB çerçevesinde baktığınızda buradaki iki toplumun birisini AB’ye alacaksınız, diğerine sen kenarda bekle diyeceksin. Ve sonrasında da kapalı bir bölge olacak ‘bakarız, acele etmeyin’ Kusura bakmayın bizim acelemiz var. Buradaki Kıbrıs Türk’ünün acelesi var, bir yarım asır daha bekleyemeyiz.''

Fuat Oktay, kapalı Maraş'ın açılması için yapılan çalışmaların, Kıbrıs Türkünün statükoyu kabul etmeyeceğinin kanıtlarından birisi olduğuna vurgu yaparak, "Kapalı Maraş'ın açılması laftan ibaret değildir." dedi.

Kapalı Maraş açılımını ele alan istişarelerin, bölgeye yeniden hayat vermeye vesile olacağına inandığına dikkat çeken Oktay, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti egemenlik alanında bulunan bu cennet kıyının atıl kalması ne hukuki, ne siyasi ne de ekonomik yönden kabul edilebilir. Bu doğrultuda ülkemizin de destekleriyle Kuzey Kıbrıs Tük Cumhuriyeti Hükümeti'nin kapalı Maraş'a ilişkin yürüttüğü envanter çalışması son derece anlamlı ve önemlidir. Kapalı Maraş'ın açılması için yapılan çalışmalar, Kıbrıs Türkünün statükoyu kabul etmeyeceğinin kanıtlarından birisidir. Kapalı Maraş'ın açılması laftan ibaret değildir." şeklinde konuştu.

Oktay, kapalı Maraş'a dair bugünkü tartışmalara ışık tutmak için bazı gerçeklerin altının ısrarla çizilmesi gerektiğine dikkat çekerek, şunları kaydetti:

"Kıbrıs adasında Türklerin uğradığı baskı ve zulmü ortadan kaldırmak için çetin bir mücadele verilmiş, bu direniş destanı 1974'te gerçekleşen Barış Harekatı ile taçlanmıştır. Maraş bölgesi, 1974 Barış Harekatı'ndan sonra çözüm arayışları çerçevesinde iyi niyetli olarak 'Yasak Bölge' ilan edilmiş, 1981 yılında 'Birinci Derece Askeri Yasak Bölge' kapsamına alınmış, 1990'da ise KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının yetkisine devredilmiştir. Kapalı Maraş, KKTC toprağıdır ve Kıbrıs Türk makamlarının aldığı karar kapsamında şu anda kapalı askeri bölgedir. Bölgeye ilişkin envanter çalışması, bu çalışmaya ehil ve muktedir olan KKTC Hükümeti tarafından yapılmaktadır. Bu hususu özellikle vurguluyorum; zira bazı çevreler bu gerçeği halen sindirememiştir."

KAPALI MARAŞ'TAKİ ARAZİLER VAKIF MALI

Oktay, "Kapalı Maraş'ta arazilerin büyük çoğunluğunun vakıf malı olduğu tespit edilmiştir. Bu vakıf arazileri, 1950'li yıllarda İngiliz sömürge yönetimi tarafından hukuka aykırı şekilde üçüncü şahıslara devredilmiştir ve buna ilişkin arşiv kayıtları da mevcuttur. Bu uluslararası hukuk ve BM kararları, ne hikmetse bize gelince her zaman öne çıkarılır başkalarına gelince sümen altı yapılır. Uluslararası hukuk ve BM kararları herkes için geçerlidir. Bu konuda en küçük bir soru işareti dahi bulunmamaktadır" diye konuştu.

Vakıf arazilerinin devredilemeyeceğini ve satılamayacağını sadece kiralanabileceğini fakat mal sahibinin yine vakıflar olduğunu hatırlatan Oktay, "Aynı zamanda geçmişte söz konusu vakıf arazileri üzerinde tasarrufta bulunan üçüncü şahısların olduğu da bir gerçektir. Dolayısıyla gayrimenkul mülkiyetlerinin örtüşmediği alanlarda anlaşmazlıkların gündeme gelmesi muhtemeldir. Taşınmaz Mal Komisyonunun mevcudiyeti, Maraş dahil olmak üzere mülkiyet meselesinin çözümüne dönük atılacak adımlar bakımından bir güvencedir. Envanter çalışması sonuçlarına göre mülkiyet hakları konusundaki uyuşmazlıkların kısa zamanda çözüme kavuşturulacağına inanıyorum" şeklinde konuştu.

RUM TARAFI, ULUSLARARASI TOPLUMU YANILTIYOR

Rum tarafının, kapalı Maraş konusundaki tutumunun, Kıbrıs meselesinde uzun yıllardır takındıkları genel tutumdan farklı olmadığını dile getiren Oktay, şunları söyledi:

"Güven artırıcı önlemler kapsamında KKTC'nin çözüm yönündeki tüm çabalarını sekteye uğratan Rum tarafı, uluslararası toplumu da yanıltmaktadır. Bugün de her zaman yaptıkları gibi asılsız iddialarla yaygara kopararak Türk tarafını suçlamaktalar. Her işini oldu bittiyle sonuçlandırmayı alışkanlık edinen Rum tarafının kapalı Maraş'la ilgili iddialarının da gerçekle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Kapalı Maraş'ta üzerine kayıtlı taşınmazı bulunan Kıbrıs Rumlarının bile merakla takip ettiği adımlara Rum Yönetimi ön yargıyla yaklaşmaktadır."

Rum tarafının diline pelesenk ettiği Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarının Maraş bölgesinin kapalı kalmasını talep etmediğine işaret eden Oktay, şunları belirtti:

"Özellikle altını çizmek isterim ki kapalı Maraş'ın hayat bulması değil, yarım asırdır kullanıma kapalı olması abesle iştigaldir. Bu sürede Kıbrıs’ta yaşayan iki toplum için ortak bir çözüm bulunması beklendi ancak Rum kesimi bu yaklaşımını sürdürürse Maraş'ın kaç yarım asır daha çürümeye terk edileceği belli değil. Oysa olayı büyütmeye gerek yok. Durum gayet açık ve net. Burası Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kendi toprağıdır. Kıbrıs Türkünün kendi toprağında, kendi refahı ve ekonomisi için adım atması son derece meşrudur, doğaldır. Kaldı ki zaten askerlerimiz 1974'ten beri kapalı Maraş'ta bulunmaktadır."

Fuat Oktay, artık Maraş'ta sivillerin de yaşamasını ve Kıbrıs Türkünün kendi toprağında hayatını sürdürebilmesini istediklerini belirtti.

Bir devletin kendi sınırları içinde kalan toprakları istediği gibi vatandaşlarının kullanımına sunma hakkı olduğuna dikkat çeken Oktay, "Burada da ne yazık ki atıl kalan bir bölge ve çürüyen binalar var. Ümidimiz yakın zamanda ekonomiyi, ticareti ve sosyal hayatı canlandıracak şekilde Maraş'ın yeniden hayat bulmasıdır. Üstelik bu durum sadece buradaki aileleri değil, iki toplumun da refah ve sosyal barışını olumlu şekilde etkileyecektir." şeklinde konuştu.

Hayalet şehir 'Kapalı Maraş' için 46 yıl sonra ilk toplantı yapılacak!

Hayalet şehir 'Kapalı Maraş’ yeniden eski günlerine dönecek!


Geri Dön