Gayrimenkul sektörüne kadın eli değiyor!
Erkek egemen kabul edilen gayrimenkul, otomotiv, enerji sektörlerinde eğitimi, tecrübesi, iş ahlakı ve estetik bakış açısıyla kendine yer edinen kadınlar, duygusal zekalarıyla da iş dünyasına farklı bir bakış açısı getiriyor
Kadınlar yönetimde neden önemli
Doğaları gereği kadın: esnek, toleranslı, yaratıcı, kendine güvenen, hevesli ve çevresiyle baş edebilen kişilik özellikleri sergiliyor.
- İşe ve uygulamalara farklı bakış açıları getiriyor.
- Duygusal zeka farklılığı bulunuyor.
- Daha verimli ve dinamik ticari yapı oluşturuyor. (Detaycı, titiz, üretken ve toparlayıcı yapı ile katkı sağlamak).
- Rekabet edebilirliği ve performansı artırıyor. (Konut satın alma kararını verenlerin yüzde 50'den fazlası da kadın olduğundan, onların karar verici noktada olmalan önemli).
- Yenilikçi ve çevre-aile duyarlılığına sahipler.
- İletişime açık, daha geniş vizyondan düşünüyorlar.
- Somut sonuçlar talep ediyorlar.
- Düz çizgide düşünmek yerine, bir etkenler ağını göz önünde bulundurarak düşünme yeteneğine sahipler.
Kadınların ev seçme kriterleri
çocukların okuluna yakınlık
Sosyal hayata yakınlık (markete, yürüyüş yoluna, ev hanımlan için samimi arkadaşlarının evlerine)
Ulaşım imkanları
Seçkin komşular
Asansör
şık apartman girişi
Ebeveyn banyosu
Mutfak büyüklüğü ve dolaplarda küçük detayların düşünülmesi (mikrodalganın yer-tepsi dolabı vs)
Odaların ferah olması
Dairenin cephesi
Kriz sonrasında özellikle erkeklerin egemen olduğu sektörlerde kadınların varlığı daha fazla hissediliyor. Üstelik cinsiyetin iş yapılmasına engel olmadığım gösteren kadınların sayısı da her geçen gün artıyor. Bu durum da, 'Elinin hamuruyla, erkek işine karışma!' sözünün tarihe karıştığım gösteriyor. Uzmanlar, gayrimenkulun her bölümünde çalışan profesyonel kadınların, özellikle satış ve pazarlama konusunda erkeklerden daha başardı bir grafik izlediğini söylüyorlar.
Erkek satış müdürüyle kıyaslanıyoruz
İnşaatın yapımı günümüzde her ne kadar üstün malzeme ve makine gücü ile yapılsa da erkek faktörü ilk sıralarda. Avrupa Konutları Satış ve Pazarlama Müdürü Avukat Yurdanur Koçal'a göre, kadınlar inşaat alamnda üst düzeyde çalışsalar bile, çalışanından ve patronundan gereken ilgiyi görse de, 'Madem bu sektörü seçtin, burada koşullar bu!' kavramı ile karşılaşabiliyor. Kocal bu durumu şu örneklerle açıklıyor: 'Örneğin mimar bir bayan, inşaatı devam eden projede, örnek daire hazırlarken en ince süslemeye kadar düşünüp hazırlıyor. Ancak malzeme taşımrken de seyirci kalmaması bekleniyor. Bir başka örnek ise, konut satışmı en ince detayları ile hazırlayan, müşteri temsilcilerini eğiten bayan satış müdürü inşaatın yapımmda da çizmeyi giyip bizzat sahada dolaşmaz ve konutların inşaat aşamasındaki gelişimini takip etmezse erkek satış müdürüne kıyaslanarak hemen eleştirilir.'
Kadın, istediği için bu sektörde yer alıyor
'İnşaat sektöründe saüş ve müşteri memnuniyeti çok önemlidir' diyen Av. Yurdanur Kocal, 'Haftanın 7 günü satış ofislerinin açık olması, özellikle pazar günleri mesai yapılması pek çok çocuk sahibi yetişmiş elemanın inşaat sektöründe bannamamasına sebep olmaktadır' diyor ve ekliyor: 'Diğer sektörlerle kıyaslarsak kadın inşaat sektöründe isteyerek yer almaktadır. En önemli fark bence bu. Kadın yaşadığı evine ilk temelinden sahip çıkmak istemektedir.'
Gayrimenkulde artık kadının sözü geçiyor
Kadınlar toplumumuzda zamanla birçok sosyal hakkı elde ettiler, ancak en önemli yatırım araa olan gayrimenkulde kadınlar ne oranda söz sahibi
Konut alırken son söz kadınların
Kadın emlakçılarm pazarlama konusunda; daha yetenekli, takipçi, politik, sempatik, pratik, olmaları onları daha başardı yapıyor. Dezavantajları ise teknik anlamda daha yetersiz olup, inşaatlara ve arazilere gitmekte zorlanmaları. Gayrimenkul satış danışmanları kadın müşteriler hakkında, genelde kendi sosyal çevrelerine yakınlığı ve manzarayı. önemsedikleri görüşünde birleşiyorlar. Ayrıca kadınların evi beğendiklerinde kiralık ya da satılık olsun işi hemen bitirdiklerini, erkeklerin ise daha zor, 'eşime sormalıyım, incelemeliyim, düşünmeliyim' deyip uzatmalı ve sıkıntılı davrandıklarım söylüyorlar. Kendilerine gayrimenkul, özellikle de konut satın almak üzere başvuranların çoğunlukla kadınlar olduğuna dikkat çeken emlakçılar, 'Başta erkek gelse bile, ikinci defa mutlaka hanımım da beraberinde getiriyor' diyorlar. En maço erkek bile eşine göstermeden ev satın almıyor. Hanımlar, ailenin yaşayacağı konutun seçiminde büyük ölçüde söz sahibi, hatta son sözü söyleyen olarak kabul ediliyor.
Kadın emlakçı ile pazarlık direnç kırar
'Beylerin işyerlerinin uzaklığı ev almada öncelikli kriterler arasında değil' diyen Turyap 4. Levent temsilcisi Nilgün Sunar, 'Kadınların fırsatları görme konusundaki başarılan, risk almada erkeklerden çok daha cesaretli olmalarım sağlıyor' diyor. Kadınların, özellikle kiralamalarda konumu ve özelliği ne olursa olsun bakımsız bir daireyi görmek dahi istemediklerinin altım çizen Sunar, 'Kadın emlakçılar, erkek emlakçdara göre iletişimi daha kolay kurabiliyor ve müşterilerin emlakçı karşısında oluşturduğu duvarların yıkılmasını sağlıyorlar' diyor. Müşterilerin pazarlık dirençlerinin kadın emlakçılar karşısında daha çabuk kırıldığım söyleyen Sunar, 'Bir hanım olarak akşam yer göstermek bir dezavantaj sayılabilir. O durumlarda, eğer müşterimizi tanımıyorsak genelde yanımıza ofisten bir arkadaşımızı veya çalışanımızı alıp gidiyoruz' diyor.
Evi seçen kadın, tapusu erkeğin
Türkiye'de kadınlar tarlada, fabrikada, hastanede, okulda, gazetede, bankada çalışıyor, eve geliyor; evde çalışıyor, çocuk doğuruyor, büyütüyor, kocasma bakıyor, oy veriyor, seçiyor ve seçiliyorlar. Ortak yaşam alanlarım seçme konusunda da son söz her ne kadar kadınlara ait olsa da, tapu işlemlerini erkekler yürütüyor. Aslında bu eşitsizliğin temeli ta ilk çağlarda atılmış. İlk çağlarda da adam ava gitmiş, kadın çocuklarıyla evde kalmış. Adam yiyecek getirirse kadın yemiş, başka bir deyişle erkeğe tabi olmuş. Feodal üretim tarzı içinde de, kapitalizmde de kadının erkeğe tabiiyeti sürmüş. Tarım ve küçük sanayide çalışması, durumuna bir değişiklik getirmemiş. Kadın, mülkiyet ilişkilerinden hariç tutulmuş. Düne kadar Türkiye'de malayrılığı rejimi uygulanıyordu. Eğer karı-koca arasında özel bir mukavele yoksa eşlerin gayrimenkulleri, boşanma halinde, kendi üzerlerinde kalıyordu. 22 Kasım 2001 'de TBMM tarafından kabul edilip, 1 Ocak 2002'den itibaren yürürlüğe giren yeni yasayla durum değişti. Ancak ülkemizde hukuki durumla fiili durum her zaman aynı olmuyor.
Her 100 evin 8'i kadına ait
Ekonomik bağımsızlığını kazanan kadın zaten edindiği malı üzerine aldığı için pek sorun yaşamıyor. Ancak ekonomik bağımsızlığı olmayan, bu konuya duyarlı bir karı-koca ilişkisi yaşamayan ya da aile içinde huzursuzluk yaratmaktan çekinen kadınlar ne yazık ki mağdur oluyor.
Ülkemizde genellikle erkek para getiren bir işte çalışırken, kansı ev işi yapıyor ve çocuk bakıyor. Parayı kazanan erkek, geri plandaki eşini, çocuklarım doğuran ve büyüten kadım hesaba katmaksızın edindiği gayrimenkulu kendi adına kaydettiriyor. Kadirim evde geçen yıllarının ve aileye katkısının tapu kayıtlarına yansıyan oram sadece yüzde 8!
çevremizde gördüğümüz 20 yıllık, 40 yıllık evliliklerin öyküsünde, eşlerin etrafa sunduğu mutluluk reçetelerinin formülünde teğet geçilse de gerçek değişmiyor. Tapuda kayıtlı ev, arsa, dükkan, işyeri, villa, köşk ve yalı gibi çeşitli gayrimenkulun her 100 adedinin sadece 8 tanesi kadınlar adına kayıtlı; 92'si ise erkeklerin üzerinde görünüyor.
Hürriyet/Seda TABAK